‘İki İsrailli diplomat’ suikastının anatomisi…

04:0024/05/2025, Cumartesi
G: 24/05/2025, Cumartesi
Nedret Ersanel

Washington’da iki İsrailli diplomatın-onların dediğine göre, “elçilik çalışanı”nın-öldürülmesi, Batı’da İsrail için bir şeylerin pişirildiğine ilişkin kokulara denk geldi… Hem ABD hem Avrupa’dan, sanki İsrail’in son Gazze/Filistin vahşiliğine yönelik bir tür “yalnızlaştırma” adımları hissediliyordu. Söz konusu İsrail olduğunda Batı’nın herhangi bir tarafına güvenmek diye bir şey yok ama yadsınamayacak bir “eğilim” de en azından not edilebiliyordu… Mesela İngiltere… Londra , Tel Aviv’le arasında

Washington’da iki İsrailli diplomatın-onların dediğine göre, “elçilik çalışanı”nın-öldürülmesi, Batı’da İsrail için bir şeylerin pişirildiğine ilişkin kokulara denk geldi…


Hem ABD hem Avrupa’dan, sanki İsrail’in son Gazze/Filistin vahşiliğine yönelik bir tür “yalnızlaştırma” adımları hissediliyordu. Söz konusu İsrail olduğunda Batı’nın herhangi bir tarafına güvenmek diye bir şey yok ama yadsınamayacak bir “eğilim” de en azından not edilebiliyordu…


Mesela İngiltere…


Londra
, Tel Aviv’le arasında görüşmeleri devam eden serbest ticaret anlaşmasını askıya aldığını açıklamıştı. Büyükelçisini de Dışişleri’ne çağırıp, “ne oluyor” demişti. Mesela
İsveç
, İsrailli bakanlara yaptırım uygulanmasını öneriyordu. Mesela
Trump
, “Gazze’de insanlar açlıktan ölüyor. Filistinlilere yardım etmeliyiz. Bunun üzerinde çalışmaya başladım” demiş, hatta
Suriye
’ye yaptırımların kaldırılması konusunda “İsrail’den izin alacak değilim” demişti. Mesela,
Norveç, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Slovenya, İspanya
” ortak bildiri yayınlayarak, “İsrail politikasını derhal değiştirmeli. Filistinlilerin ‘herhangi bir yolla’ zorla yerlerinden edilmesi uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir, demografik değişim girişimlerini kesinlikle reddediyoruz” demişlerdi…

Mesela bizzat
İsrail basını
, “Trump, Netanyahu’ya ‘kovuldun’ diyor” başlıkları atıyordu. Ama hükümet başka bir havadaydı ve Tel Aviv’e bakanlar ‘arsız meydan okumayı’ görüyorlardı; Maliye Bakanı Smotrich, “Kalan her şeyi yok ediyoruz ama dünya bizi durduramıyor”. Dünyaya “Batı” dahildi!..

***


Mesela
Avrupa Birliği
de dışişleri bakanları toplantısında, İsrail’le ticaret anlaşmalarını gözden geçirmeyi gündeme alıyordu. AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Kallas, “bu fikir üye ülkelerin çoğunluğunun desteğini aldı” açıklaması yapıyor, ilaveten,
Fransa
,
Kanada
ve İngiltere ile birlikte, “Filistin’e yardımların önündeki engeller bütünüyle ve hemen kaldırılmazsa somut adımlar atılacak” duyurusu yapıyordu…

Mesela,
Washington Post
şöyle yazıyordu; “Trump ve ekibi, İsrail’e, ‘bu savaşı bitirmezsen seni terk edeceğiz” mesajı veriyor”. Arkasını da Beyaz Saray kaynaklarına yaslıyordu…

Aslında WP tek başına da değildi ve belki de Batı’nın yaklaşımında devletlerin veya uluslararası kuruluşların açıklamalarından çok medyadaki ipuçları daha anlamlı olabilirdi; nitekim,
BBC, The New York Times, Wall Street Journal, Financial Times, The Economist, The Guardian
gibi küresel basının “mızrak ucu” yayınları aynı tonda haberleri 48 saate yığmaya başlamıştı. Üstelik hemen her biri farklı politik ve ekonomik çıkarları/kesimleri temsil etmelerine rağmen…

Türkiye’de bu gelişmeler, toptan tartıya vurulmadı ama tek tek haberleştirildi; “Günaydın Batı” başlıklarıyla. Özünde ‘vurdumduymazlık’ ithamı barındırsa da zımnen bir “uyanma” halini de tespit ediyordu…


Hasılı, “Gideon’un Savaş Arabaları”nın tekerine sanki çomak sokuluyordu…


***


Sonra…


Washington’da.. ‘Yahudi Müzesi’ yakınlarında.. Ki hep ‘soykırım’ anlatırlar.. İki İsrailli diplomat öldürüldü. ‘Anılar zihin altından çıkarılıp’, Batı’nın önüne kondu.. Hava değişti…


Aylardır, çoluk-çocuk, kadın, yaşlı, hasta, sakat demeden, kesin rakam bilinmemekle birlikte en az 53 bin Filistinli’yi soykırımdan geçiren İsrail/Netanyahu, iki diplomatının hayat kaybıyla can buldu…


Bugün için İsrail’e yönelik Batı’nın pişirdiği her ne ise ona soğuk su katıp katmayacağını bilmiyoruz. Ancak, cinayetlerin mekaniği üzerinde, ‘
kimin işine yaradı
’ sorusu kadar, ‘
tetiği çeken katili bilmez
’ prensibiyle biraz zihin jimnastiği yapmak gerekiyor…

***


Saldırıdan birkaç gün evvel FBI eski direktörünün sosyal medya hesabından paylaştığı “8647” kodu, hayli tartışılmış, Başkan Trump’a yönelik bir tehdidin dışa vurumu olarak değerlendirilip, “yeni FBI” tarafından soruşturma başlatılmıştı…


Eski ABD
’ ile ‘
Trump ABD’si’
arasında süregelen çatışmanın çok emaresi var. Sadece başkentte de değil. Amerikan derin devletinin bulunduğu Avrupa ve Ortadoğu coğrafyasında da hükümetlere kadar uzanan çekişme devam ediyor. Bu büyük iş. Küresel iktidarların istikbali ve büyük, çok büyük paranın yönü ile,
sistemin kendisi
ile ilgili…

YPG/PKK dahil Suriye, İran’la uzlaşı girişimleri, İsrail’i yalnızlaştırma yaklaşımı, Türkiye ile yenilenen ilişkiler, Ukrayna savaşında Putin’e yaklaşan adımlar, Zelenski’nin Oval Ofis’te eziklenmesi ve bundan İngiltere-Fransa-Almanya’ya da pay düşmesi, AB hatta NATO’ya soğuk davranışlar, genel olarak savaş istememe politikası, Pakistan-Hindistan geriliminin hızla bastırılması, Arap/Körfez ülkeleriyle vitrinde para dursa da ‘ortaklıklar kurma’ girişimleri, vs…


Amerika içinde ise tek örnek yeter; Trump’ın göreve gelir gelmez CIA, FBI, Pentagon, Dışişleri, Ulusal Güvenlik hatta Beyaz Saray bürokrasisinde binlerce tasfiyeye gitmesi. Kısaca Trump’la derin devlet arasındaki savaş bütün hızıyla sürüyor ve İsrail lobisi ile de açık biçimde rabıtalı…


***


Suikastlerin arkasında kim var?


Filistin’de yaşanan insanlık trajedisinin utancını taşıyan hatta ruhuna ağır gelen pek çok insan bulunuyor. Çok doğal. Bir tanesinin çılgınlık anı makul cevap olabilir elbette. Ya da açık bir terör saldırısı olması. İsrail’in vahşi katliamıyla beraber uçak gemilerinin Akdeniz kıyılarına dayanması öyle büyük bir haksızlığa uğrama ve çaresizlik hissi yarattı ki bölgede ve dünyada.. Bu nedenle “terörün” bir cevap olup-olamayacağına ilişkin ihsasların yapıldığı yayınlar bile anımsıyorum. Ama yapılmadı. Bebeklerin üzerinden tanklarla geçildiği dönemde bile tevessül edilmeyen bir terör eyleminin şimdi, hem de böylesi zamanlama ve mekânlama ile hayata geçirilmiş olması akla yakın mı?


Değilse, önce Trump’a ikazdır bu atak. ‘Kulağındaki küpe’ herkese hatırlatıldı sayabiliriz…

#ABD
#İsrail
#Nedret Ersanel