Örneğin, İsrail’in 2. Dünya Savaşı’ndaki ekonomik çöküntüden kurtulmak için Filistin topraklarının işgalcisi İngiltere tarafından ABD’ye satılan sahada kurulduğu ve böylece onun müstakil bir devlet görünümünde sadece ABD’nin değil tüm Haçlı dünyasının, haktan, hukuktan tümüyle bağımsız vekil terörist devleti olarak yapılandırıldığı malumdur.
Buna tabi olarak en doğru adıyla ABD-İsraili kuruluşundan beri her ne yapıyor olursa olsun ABD başta gelmek üzere Almanya, İngiltere, Fransa vb. ülkeler tarafından koşulsuz olarak desteklenmekte ve her nereden geliyor olurda olsun ona yönelik ataklar bizzat bunların ittifakıyla “savunma hakkı” adı altında önlenmektedir.
Bu rağmen, savaş uçaklarıyla bunların yakıtlarının ve İran’ın başına boca ettikleri bombaların ABD’ne ait olduğu bilinmekle birlikte yürürlükteki resmi yalanın doğruluğu, yani bu yalanın politik olması nedeniyle teknik boyutu izah edilemediği için zikrettiğimiz tv yorumcularının dilleri şişmekte ve bunların hemen hepsi “Savaşa dahil olmadığını açıklayan ABD savaşa bizzat katılır mı?” şeklindeki saçmalığı bin kere belgelenmiş gereksiz bir sorunun peşinde sürüklenmektedir. Üstelik söz konusu saçmalığın yeni örnekleri de peş peşe üretiliyorken… Tıpkı Almanya’nın yeni Şansölyesi Merz’in ABD-İsraili’nin İran’a saldırısı hakkında birkaç önce yaptığı şu açıklamadaki gibi: "Bu İsrail'in hepimiz için yaptığı kirli bir iş.”
Böylece hem Holokost’un sahibi hem de Holokost’u bir acı ve ölüm nesnesi yani ticari birer meta olarak satma yolunda oluşturulan sektörün baş sebebi olarak Almanya, her iki durumda da aklanmamışken, şimdi onu şansölyesi kendi ülkesinin şahsında Avrupa’nın ve ABD’nin paçalarından akan bir kirliliğin sahibi, temsilcisi ve tarafı olarak, Gazze soykırımından ve ABD-İsrail’in hadsizliğinden, şımarıklığından küçük de olsa bir utanç duymaksızın onu kendi dışına havale etmeye çalışmaktadır.
Gazze soykırımının ve Saddam Irak’ının sonucunu hazırlayan politik yalanların bir türevi olarak mezkur müttefiklerin İran’a yaptıkları yeni saldırıların sıcaklığı ve maalesef medyatik bir ilgiye indirgendiği şu ortamda, biz de önceki yazımızda giriş yaptığımız düşünsel sorgulamaların dışına itiliyoruz.
Oysaki, zikrettiğimiz gerçek kirliliğin Batı felsefesi içinde bir Kıyamet Vizyonu’na dönüştürülerek meşrulaştırılmaya çalışılması da mevcut savaş kadar önemlidir.
Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan itibaren teknik ve teknolojik gelişmeler eşliğinde güya modernleştirilen hayatın insanlığın üstüne bir karabasan gibi çöktüğünü dile getiren felsefecilerin tamamı Yahudi’dir ve bunların asıl hizmeti ABD-İsraili’nin Gazze soykırımını meşru göstermek için kıyameti çabuklaştırma efsanesini felsefe kalıbına dökmekten ibarettir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.