Türkiye’deki gıda enflasyonu artık yalnızca ekonomik bir gösterge değil; düşük ve orta gelirli hanelerin yaşam standartlarını doğrudan tehdit eden kapsamlı bir toplumsal sorun hâline gelmiş durumda. Yeni Şafak Gazetesi’nin gündeme taşıdığı ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran ‘Cumhur Reyonu’ önerisi de bu bağlamda basit bir fiyat indirimi ya da popülist bir tüketim hamlesi değil; dar ve orta gelirli kesimlerin temel ihtiyaçlara erişimini kolaylaştırmayı amaçlayan, piyasa içi sosyal müdahale modeli olarak değerlendirilmesi gereken bir gereklilik.
Cumhur Reyonu, yalnızca kısa vadeli fiyat istikrarı sağlamayı değil; aynı zamanda tarımsal üretimde öngörülebilirliği artırmayı, kırsal kalkınmayı hızlandırmayı ve kooperatif yapıları örgütleyip kurumsallaştırmayı hedefliyor. Bununla birlikte üretici gelirlerinde güven ve istikrarı tesis etmeyi, tüketici güveni ile toplumsal memnuniyeti yükseltmeyi ve nihayetinde kamunun piyasa üzerindeki düzenleyici etkisini kurumsallaştırmayı amaçlayan çok katmanlı ve stratejik bir müdahale modeli vadediyor. Önerilen model, uluslararası iyi örneklerden esinlenip yerel dinamiklere uyarlanmış sürdürülebilir bir kamusal müdahale biçimi aslında. Hindistan’daki ‘Fair Price Shops’ temel gıdada sübvansiyonu kurumsallaştırırken, Fransa’nın sosyal raf politikaları düşük gelirli tüketiciye özel raf alanlarıyla örnek oluşturuyor.
Cumhur Reyonu uygulaması, dar gelirli hanelerin alım gücünü korumayı hedefleyen kamusal bir refleksin, üretimden tüketime kadar uzanan zincir içinde özenle organize edildiği, çok katmanlı bir müdahale mekanizmasını temsil ediyor. Bu, öyle “sabaha karşı panikle alınmış” bir karar değil; düdüklü tencere misali biriken toplumsal basıncı kontrollü biçimde boşaltan, son derece planlı bir müdahalenin somutlaşmış hâli. Zira bu öneri, piyasada yalnızca tüketiciyi koruyup “aman vatandaş ses etmesin” yaklaşımıyla yetinmiyor; aynı zamanda üreticiyi de kapsayan, çiftçinin de sesini duyan iki yönlü bir sosyal kalkınma modeli sunuyor. Elbette bu sistem, “piyasa her şeyi çözer” inancına sorgusuzca tapanlar için ciddi bir zihinsel travma olabilir. Uygulamanın başarısı ise yalnızca lojistik planlamayla sınırlı değil; aynı zamanda toplumsal destek, siyasal irade (iş yapma kararlılığı) ve kurumsal koordinasyon (örneğin: raf var ama ürün yok gibi krizleri yaşatmayan sistem tasarımı) ile doğrudan ilişkili.
Cumhur Reyonu, ne bir “seçim öncesi sürprizi” ne de bir “gündem saptırma manevrası”dır; bu uygulama, sosyal devletin piyasadaki temsiliyetini, yani halkın raflardaki sesini yeniden inşa etme girişimidir. Bugün resmi gündemde olmasa da, ‘Cumhur Reyonu’ gibi bir uygulama, vatandaşın temel gıdaya erişimini kolaylaştıracak, enflasyonun en ağır yükünü taşıyan kesimlere nefes aldıracak acil bir ihtiyaçtır. Bu nedenle mesele, ‘Cumhur Reyonu’ adında düğümlenmek değil; vatandaşın sofrasına ne kattığına, üretici ile tüketici arasındaki dengeyi nasıl koruduğuna odaklanmaktır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.