Yüksek enflasyon, yalnızca cüzdanları değil, hayalleri de tüketiyor. Bugün akılda olan bir hedef, yarın etiketlerle birlikte eriyor. Bu belirsizlik, zihni sürekli hesap yapmaya, karşılaştırmaya ve kaygıyla yaşamaya zorluyor.
Sonuçta enflasyon yalnızca alım gücünü değil, zihinsel enerjiyi de eritiyor; hayal kurmak lüks, gelecek düşünmek imkânsız hale geliyor.
İstikrarsız kur, yalnızca piyasalarda değil, zihinlerde de dalgalanma yaratıyor. İnsanlar birikim yapmayı, yatırım planlamayı ya da basit bir tatil hayalini bile erteliyor; çünkü yarın dövizin nerede olacağını kimse bilmiyor. Bu belirsizlik, zihni sürekli “bekle-gör” moduna hapsediyor. Kurun iniş çıkışları, yalnızca grafikleri değil, hayalleri de dalgalandırıyor. Sonuçta istikrarsızlık, yalnızca ticareti değil, toplumsal zihin sağlığını da yıpratıyor.