Filistin direnişi ile ortaya çıkan yeni bir dünya hayali

04:0020/11/2025, الخميس
G: 20/11/2025, الخميس
Selçuk Türkyılmaz

Siyonist terör örgütlerinin İngiliz diplomat Lord Moyne’yi (Walter Edward Guinness) 6 Kasım 1944 Kahire’de ve İsveçli diplomat Lord Folke Bernadotte’yi 1948’de Kudüs’te hangi amaçla öldürdüğü sorusunun çok kapsamlı cevabı verilmemiştir. Bu durum 1967’de meydana gelen USS Liberty olayı için de geçerlidir. İsrail uçakları ABD’ye ait bir gemiyi bilerek bir saatten fazla bir süre Mısır açıklarında vurmuştu. Görünüşe göre İsrail, üç ayrı Batı ülkesinin diplomatlarını ve askerî gemisini vurmuştu. İlk

Siyonist terör örgütlerinin İngiliz diplomat Lord Moyne’yi (Walter Edward Guinness) 6 Kasım 1944 Kahire’de ve İsveçli diplomat Lord Folke Bernadotte’yi 1948’de Kudüs’te hangi amaçla öldürdüğü sorusunun çok kapsamlı cevabı verilmemiştir. Bu durum 1967’de meydana gelen USS Liberty olayı için de geçerlidir. İsrail uçakları ABD’ye ait bir gemiyi bilerek bir saatten fazla bir süre Mısır açıklarında vurmuştu. Görünüşe göre İsrail, üç ayrı Batı ülkesinin diplomatlarını ve askerî gemisini vurmuştu. İlk iki olay doğrudan bir terör eylemi olarak tarihe geçti. Fakat üçüncüsü tartışmalı bir şekilde bırakıldı. Kaza diyenler dahi çıktı. ABD gemisinin vurulmasıyla ilgili 1970’lerin sonunda bir kitap yayımlandı fakat bu kitabın raf ömrünün fazla sürmediği söylenir. Kitap kısa sürede gündemden düşürülmüştür. Fakat Lord Moyne ve Lord Folke Bernadotte’nin öldürülmesi çok daha farklı bir düzlemdedir.

Birçok defa ifade etmeye çalıştığım gibi 20. yüzyılda Yahudilerin ya da Siyonist Yahudilerin sınırsız bir güce ulaştığını düşünmek, bizi, yanlış sonuçlara götürdü. Yahudilerin sınırsız bir güce sahip olduğuna dair algı, özellikle Türkiye’de muhafazakâr milliyetçi camiada sarsılmaz bir inanca dönüştü. Bugün bile Avrupa üzerindeki Anglosakson hâkimiyeti göz önündeyken Yahudilerin sarsılmaz gücünü hatırlatan ifadelerle karşılaşmamız geçmişin sarsılmaz inancının yansımasıdır. Bu inanç çok yaygındı ve hem adlarını verdiğimiz güçlü diplomatların öldürülmesi hem de 1967’de ABD gemisinin vurulması bağlamı içinde tartışılmadı. Oysa bu türden ayrıntılar merak uyandırmalıydı ve mutlaka bazı soruların sorulması gerekirdi. Siyonist teröristlerin daha İngiltere manda yönetimi İsrail’e devredilmeden önce bir İrlandalı İngiliz lordunu öldürmeye cesaret edebilecek güce ulaştıklarını düşünmemiz herhalde yanlış olacaktır. Siyonistler anti-kolonyalist bir mücadele içinde de değillerdi. İngiltere ile ABD arasındaki yer değiştirme hadisesi de bu türden farklılaşmaları tam olarak izah edemez. İngiltere ve ABD, Filistin’in tarihî topraklarında yeni bir Avrupa-Batı kolonisi kurmak konusunda hemen hemen aynı fikirlere sahipti. Bu fikri Avrupa ülkelerine de kabul ettirmişlerdi. Lord Moyne ve Lord Folke Bernadotte ise genel eğilimlerden farklı görüşlere sahiptiler. Bu sebeple ikisi de Siyonist Yahudi terör örgütleri tarafından öldürüldü. Bu iki güçlü diplomatı öldüren Irgun terör örgütünün en güçlü isimlerinden İzak Şamir daha sonra İsrail’de bakanlık ve başbakanlık yaptı. Onu ödüllendirenler yine İngiltere ve ABD’deydi. İki diplomatın öldürülmesi İngiltere ve ABD’nin neleri göze aldığının bir göstergesiydi.

Raşid Halidî, dilimize çevrilen “Filistin Yüz Yıllık Savaş Yerleşimci Kolonyalizmin ve Direnişin Tarihi 1917-2017” adlı kitabında “Filistinliler kolonyalist yerleşimci hareketlere karşı direniş tarihinde benzeri olmayan üçlü bir kıskaç içindeydiler” diyor. Halidî’nin bu çok önemli tespitinde üç ayaktan biri “Londra’daki kolonyal güçler”, diğeri “bu kolonyal güce tutunarak ondan bağımsız bir millî misyon ile hareket eden ve gerekçelerini kutsal kitaptan devşiren yerleşik uluslararası bir taban ile finansman ağına sahip kendine özgü bir güç”tür. Üçüncüsü ise “Milletler Cemiyeti’nin manda kararıyla yetkilendirilmiş İngiltere”dir. Bu üçünün tam bir uyum içinde çalıştıkları çok açıktır. Bunun dışına çıkanlar ise cezalandırılmıştır.

Bu üç ayak, kendi içinde değişimler geçirerek Siyonist İsrail’i günümüze kadar taşıdı. Raşid Halidî, İngiltere’yi, İkinci Dünya Savaşı’na kadar geçen dönemde BM tarafından yetkilendirilmiş bir güç olarak tarif etmişti. Bu durum İngiltere’ye uluslararası düzeyde muazzam bir hareket kabiliyeti kazandırdı. Kurulan sistem ise Siyonistlerin başarısına bağlıydı. Bu sistem 7 Ekim 2023’te tamamen yıkıldı. İki yıllık zamanda uluslararası kurumlar, çökerek yok olmakla Türkiye gibi değişimden yana olan güçlerin bunlara daha adil bir dünya hayali içinde yeniden hayat verme çalışmaları arasında gidip gelmektedir. Zannediyorum Filistin meselesinin akıbetini de bu yeni gerilim belirleyecektir. Filistinliler iki yıl boyunca olağanüstü bir direniş ile dünyaya bir fırsat kapısı açtı. Üçlü ayağın çok da güçlü olmadığını gösterdi. “Londra’daki kolonyal güçlerin” önemli bir kısmı bugün ABD’dedir. “Yerleşik uluslararası bir taban ile finansman ağına sahip kendine özgü bir güç” olarak tarif edilen üçüncü grup da Filistin direnişi ile sınırlarını açıkça gördü. Yeni bir dünya hayalinin akıbetini de bu gerilim belirleyecektir.


#Filistin
#Gazze
#İsrail