İngiltere’de İşçi Partisi yönetimdedir. Başbakan Starmer da bu partinin lideridir. Eğer birkaç yıl önce İngiltere ve İşçi Partisi’nin lideri Başbakan Starmer’ın birtakım icraatları üzerine konuşulsaydı herhalde eski alışkanlıkları devam ettirir, ideolojik farkları göz önünde bulundururduk. Ne yazık ki bu yönde alışkanlıklar hâlâ varlığını sürdürmektedir. Hâlbuki İsrail’in tarihî Filistin topraklarındaki varlığını ne sınıfsal bir analizle ne de Yahudi ilahiyatının temel kavramlarıyla tanımlamak mümkündür. Bunun yanında kapitalizm eleştirisi de İsrail’in soykırım suçlarına açıklık kazandırmaz. Sömürgecilik kavramı anlamlı olsaydı sömürme fiiline odaklanmamız gerekirdi. Fakat İsrail, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlileri etnik temizlik için sürüyor ya da öldürüyor. Sömürme eylemi bu durumu tanımlamaz.
“Middle East Eye” yazarı Mark Etkind’e göre Starmer geçtiğimiz eylül ayında yaptığı bir konuşmada şunları söylüyor: “Partimi antisemitizm uçurumundan kurtarmak için nasıl mücadele ettiysem, ülkeyi yönetirken de aynısını yapacağıma söz veriyorum. Evet, ulusal Holokost Anıtı ve Öğrenme Merkezi’ni inşa edeceğiz. Bunu hem de Parlamento’nun yanına inşa edeceğiz.” Starmer bu sözleri, İsrail’in soykırım suçlarına dikkat çekmek için yapılan gösterilere karşı sarf ediyor. Aslında Starmer’ın İngiltere’si İkinci Dünya Savaşı’ndan itibaren hep bu şekilde davrandı. Hâlbuki İngiltere holokost kavramının ortaya çıkmasından çok önce 1917’de meşhur Lord Balfour’un mektubundan sonra Filistin’i Yahudi yerleşimcilere açmıştı.
Starmer’ın sözlerinin üzerini “çelişki” gibi kavramlarla örtmek doğru değil. Bu sözlerde herhangi bir çelişki yok. Evet, Starmer İşçi Partisi’nin lideri ve İngiltere başbakanı fakat Filistinlilerin tabi olduğu soykırım ve etnik temizlik sınıfsal bir mesele değil. Ortada köle efendi ilişkisi ile açıklanacak bir durum yok. Starmer, İngiltere’nin Doğu Akdeniz’deki İsrail kolonisi üzerine konuşuyor ve İngiltere’de bu koloni aleyhine herhangi kitlesel bir eleştiriye izin vermeyeceğini söylüyor. O, İşçi Partisini “antisemitizm uçurumu”ndan kurtardığını söyledikten sonra İngiltere’yi de kurtaracağını söylüyor. Cümlede geçen “uçurum” sınıflar arası farktan doğmuyor. Starmer, İngiltere’nin Doğu Akdeniz’de İsrail kolonisini her ne olursa olsun koruyacağını söylüyor. Bunun için Filistinlilerin yaşadığı etnik temizlik ve soykırımı dikkate almayacağını açıkça ilan ediyor. Soykırım ve etnik temizlik suçundan dolayı İsrail’e ve İngiltere’ye yönelik eleştirilerden kurtulacaklarını söylüyor. Bunun için de Holokost Anıtı ve Öğrenme Merkezi’ni Parlamento’nun yanına inşa edeceğiz diyor. Starmer’ın parlamento vurgusu üzerinde ayrıca durmak gerekiyor. Parlamento ve kitleler arasındaki ayrım dikkat çekicidir.
Herhangi bir kimse İngiltere Başbakanı Starmer’ın bu ifadelerini ne kapitalizmin çelişkileriyle ne de Yahudi tarihi ile izah edebilir. İngiltere gibi gücü ile dünyaya nam salmış bir ülkenin Yahudi sermayesine boyun eğdiğini söylemek de inandırıcı olmaz. Sırası gelmişken “İngiliz sömürgeciliğinin” geride bir hayran kitlesi bıraktığı yönündeki iddialardan da bahsetmek gerekir. Sömürgecilik kavramını özellikle tırnak içine aldım, çünkü bu kavramı sarf edenler ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda yerlilerinin İngiltere’ye ne zaman ve nerede hayran olduklarını açıklamıyor. Ama bu yöndeki ifadeler her zaman gündemdeki yerini koruyor. Hâlbuki Starmer ataları gibi Filistin’de de aynı şeyleri yapacaklarını söylüyor. Bunu elbette Siyonistlerin eliyle yapıyorlar.
Türkiye’de yaşanan oldukça ilginç gelişmeleri de İngiltere ve ABD’nin İsrail’le birlikte çerçevesini çizdikleri gelecek vizyonu üzerinden ele almak gerekir. Geçenlerde bir grup öğrenci hem İslam’ı hem de Filistinlileri temsil eden sembollerle ilgili alaycı bir gösteri düzenledi. Ne yazık ki alaycı gösterinin konusu Filistinli etnik temizlik ve soykırım kurbanlarıydı. Bu öğrencileri İngilizlerin geride bıraktığı hayran kitlesi kategorisine dâhil etmek herhâlde doğru değildir. Bu tarz gösteriler doğrudan taraf olmak anlamına gelir. Bu aşamada “zihnî sömürge” gibi kavramların da analiz değeri yoktur. FETÖ unsurlarının Türkiye için nasıl bir tehdit oldukları yönünde çok daha yeni çalışmalara ihtiyaç var. Bahsi geçen öğrencilerin tutumunu ideolojik savrulma ile tanımlamak da doğru değil. Bunların İngiltere’nin kolonyal vizyonunu benimsediklerini söyleyebiliriz. İngiltere’de bile Siyonist olmayan öğrenci grupları İngiltere ve ABD’nin kolonyal vizyonu ile çatışma hâlindeyken bizdekilerin durumunu eski kavramlarla tanımlamak doğru değil.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.