
İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut, kültür sanat ve turizm, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım…
Böylece uzayıp giden bu liste belediyelerin görev ve sorumluluklarını ihtiva ediyor. Bu kadar uzatmak istemeyenler için eskilerin güzel bir tarifi var: Belediye, para basmak ve adam asmak dışında her şeyi yapabilir. Görev ve sorumluluklar bunlar, tarif kısaca bu; peki vaziyet böyle mi?
Cevap için söze gerek yok, şehirlerimizin haline bakmak kâfi!
Ulaşım ve trafik pek çok şehrin giderek büyüyen problemi, kentsel dönüşüm ülkenin yarıdan çoğunun acil ihtiyacı, su kaynaklarının yetersizliği değişen iklim şartlarıyla beraber acil çözüm bekleyen çetin mesele, toplanamayan çöp yığınlarından dolayı insan sağlığının tehdit edildiği Büyükşehirler utanç vesikası, imar rant kapısı, sosyal hizmet ve yardımlar göstermelik ve yetersiz, kültür ve sanat yandaş arpalığı, gençlik Allah’a emanet!
Ahval böyleyken belediyelerimiz hizmetten ziyade rüşvetle, iltimasla, rantla, torpille, zimmetle, baklavayla, viskiyle anılıyor. Başkanlarımız başarısızlıkla, işi ellerine yüzlerine bulaştırmakla, kendilerine emanet edilen şehirleri tarumar edişleriyle bahse konu ediliyor. En büyük şehrimiz heba edilen yılların bedelini öderken, şehrin emini Silivri’de Cumhurbaşkanlığı hayaliyle stand-up’ına devam ediyor.
Bu işte bir gariplik yok mu sizce de? Belediyecilik müessesesini ve şehirlerin yönetim usulünü etraflıca tartışmanın ve sil baştan kurgulamanın vakti gelmedi mi?
Şehirlerimizin yönetimi bir tek kişinin ehliyetine, liyakatine, birikimine, tecrübesine, çalışkanlığına, dürüstlüğüne emanet edilebilecek kadar önemsiz bir mesele midir?
Çapsız ve sahtekâr bir adam, iyi bir belediye başkanı olacağı düşüncesinden ziyade tamamen siyasi yahut ekonomik sebeplerden dolayı hasbelkader bir şehre Belediye başkanı seçildiğinde, şehir ve ahalisi ona 5 yıl boyunca neden tahammül etmek zorundadır?
Uzun soluklu planlama ve devamlılık gerektiren; su, trafik, kentsel dönüşüm gibi hizmetlerin her 5 senede bir farklı bakış açısıyla yorumlanarak ha bire değiştirilmesi, yarım kalması, yapılamaması ve bu suretle zaman ve paranın hadsiz israfı, hangi akla ve mantığa ne kadar uygundur?
Bir şehrin metro problemini Ulaştırma Bakanlığı, diğer şehrin su problemini Tarım ve Orman Bakanlığı, öbür şehrin kentsel dönüşüm derdini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çözmek zorunda kalıyorsa o şehirlerde Belediyeler ve Belediye Başkanları ne için vardır?
Böyle giderse çöpünü toplayamayan belediyeler için Çöp Bakanlığı, otobüslerinin bakım ve yenileme işlerini beceremeyen belediyeler için Otobüs Bakanlığı, Cumhurbaşkancılık oynamak isteyen Belediye Başkanlarımız için Cumhurbaşkancılık Oyun Bakanlığı kurmak zorunda kalacağımızın farkında mıyız?
Siyasi partilerin ek geçim kaynağı gibi gördüğü belediyelerde, parti doyurmaya ve yandaş rantına ayrılan payın belediyeciliğe ayrılması durumunda şehirlerimizde neler yapılabileceğini, insanımız neden anlamamakta ve devletimiz neden anlamaz gibi yapmaktadır?
Bir belediye başkan adayı, 5 yıllık maaşının seçilebilmek için harcadığı paranın yüzde biri bile etmeyeceğini bildiği halde o parayı neden harcamaktadır, harcadığını nereden kazanacağını düşünmektedir, böylece kurgulanan bir sistemin hangi sonuçları doğuracağını bile bile devamında ısrar etmek üçkağıt ve dalavereye bile isteye zemin hazırlamak değil midir?
Bu sorular bitmez. Ne yapalım peki?
Benim önerim kısa ve net: Kapatalım belediyeleri! Belediyelerin görev ve sorumluluk sahasına giren bütün işleri Valiliklere devredelim.
Uzun vadeli projeler akamete uğramasın, büyük meseleler küçük adamların elinde oyuncak olmasın, belediyeler siyasi partilerin arpalığına dönmesin, iş bilmez adamların hatalarını şehrin insanı ödemek zorunda kalmasın istiyorsak bunu yapmak zorundayız.
Ülkeyi yerel seçimin gereksiz masraf ve gerginliğinden, ülke gündemini ve mahkemeleri anlamsız işlerle uğraşmaktan, şehir ahalisini siyasi iktidara kızdığı için kendi eliyle kendini cezalandırmaktan kurtarmanın yolu budur.
‘Ama o zaman demokrasi ne olacak?’ diye endişe eden civcivleri duyar gibiyim. Yâhu bin yıllık Türk tarihinin en huzurlu ve şanlı zamanı 46 sene boyunca seçim saçmalığıyla uğraşmak zorunda kalmadığımız Kanuni devridir. ‘Ama sen başka bir şeyi ima ediyorsun, buradan başka bir yere kapı aralama derdindesin’ diye düşünen akıllı civcivler biraz daha yaklaşsın bir şey diyeyim:
“Biz bir din biliriz bir de Padişah
Bin yıl ömür versin Hazreti Allah!”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.