Kitap ve Terörsüz Türkiye

04:0025/11/2025, Salı
G: 25/11/2025, Salı
Serdar Tuncer

Hafta sonu Kitap Fuarları münasebetiyle Cizre ve Nusaybin’e seyahat etme fırsatım oldu. Bahardan kalma bir hava, pırıl pırıl gülen yüzler, mis gibi kitap kokusu ve kadim şehirlerin kendine has o efsunlu edası. Daha ne olsun! Türkiye’nin dört bir yanında bu fuarlar yapılıyor. Gittiğim yerlerde hep yoğun katılım gözlemliyorum. İnsanlar kitap alıyor mu? Alanlar kitap okuyor mu? Bu sorular şimdilik pek de mühim değil. Tanışıyorlar hiç olmazsa. Kitapla, yazarla, konferansla, kültürle, nezih ortamla bir

Hafta sonu Kitap Fuarları münasebetiyle Cizre ve Nusaybin’e seyahat etme fırsatım oldu. Bahardan kalma bir hava, pırıl pırıl gülen yüzler, mis gibi kitap kokusu ve kadim şehirlerin kendine has o efsunlu edası. Daha ne olsun!

Türkiye’nin dört bir yanında bu fuarlar yapılıyor. Gittiğim yerlerde hep yoğun katılım gözlemliyorum. İnsanlar kitap alıyor mu? Alanlar kitap okuyor mu? Bu sorular şimdilik pek de mühim değil. Tanışıyorlar hiç olmazsa. Kitapla, yazarla, konferansla, kültürle, nezih ortamla bir merhabaları oluyor. Küçücük çocuklar kitapların arasında kayboluyor neşe içinde. Mühimdir bu.

2025’in Türkiye’sine bina dikerek, yol yaparak, silah üreterek geldik. Fakat 2053 hedeflerine insanla gideceğiz. Bilgisi, tefekkürü, şahsiyeti ve ahlakıyla insan. Kitap ve kültür bu mayanın en önemli bileşeni.

Dertli insan lazım bize. İnsanımızın derdine onlar deva olacak. Pek çok yerde tanışmaktan memnuniyet duyduğum genç, idealist, dertli, Müslüman kaymakam portresine Cizre ve Nusaybin de dahil oldu. Yolları, bahtları açık olsun. Necip Fazıl’a rahmetle:

“Ektik ektik yetişecek
Çoğu gitti azı kaldı
Bütün yollar bitişecek
Çoğu gitti azı kaldı”

Yıllar evvel Cizre’ye ilk defa gittiğimde neden bir Molla Cezerî sempozyumu yapmıyorsunuz diye sormuştum. Birkaç güzel insanla bu hususta dertleşmiş, telefonda bazı kıymetli isimlerle görüşmüştük, meğer bir tohum atmışız. Şimdi Cizre’mizde Uluslararası bir Molla Cezeri sempozyumu yapılıyor, katılımcılar, muhteva, başlıklar müthiş! O tohum çiçek açmış, meyveye durmuş, hamdolsun. Mevlana, Yunus ve Hacı Bektaş kim ise Şeyh Ahmed-i Hâni, Molla Ceziri ve Feqıye Teyran odur bizim için. Terörsüz Türkiye siyasi irade ile gelir ama Türkiye’nin terörsüz kalması ancak bu zevat-ı kiramın anlaşılması ve sevilmesi ile mümkündür.


Ara çağrı

Şehirlerimizi yemeklerle anma sevdasından vazgeçmeliyiz. Gastronomi tamam ama bir yere kadar! Tarih, kültür, ilim erbabı, irfan ehli artık öne çıkmalı. 2071 hedeflerine eski kebapları afişe ederek değil; eskimeyen zevatı baş tacı ederek yürüyeceğiz.

Terörsüz Türkiye’ye adım adım

Vaktin el verdiği nispette yöreyi gözlemleyip ahali ile sohbet ettik. İnsanlar hem umutlu hem tedirgin. Bu defa bu iş olacak umudu var ama ‘ya yine akâmete uğrarsa’ endişesi de yok değil! Haksızlar mı? Sanmam. Bu ülkede terörü bitirmek için ne zaman yola çıkıldıysa, birileri bundan rahatsız oldu. İçeriden, dışarıdan, iyi niyetle, şahsi hesapla, menfaat derdiyle, daha bilmem ne sebeplerle çözüm süreçlerini baltalamak isteyenler hep oldu. Maalesef başarılı da oldular. Umutlar soldu çoğu zaman, yola çıkılan yerden daha geriye düşüldü, ağır bedeller ödendi.

Terörsüz Türkiye’nin devlete ve millete nasıl yeni ve güzel bir kapı aralayacağının dostlar da farkında düşmanlar da! Meseleye vâkıf olanlar önümüzdeki birkaç ayı kritik görüyorlar. Neticeye ulaşılmasına engel olmak için birileri bir yerlerden düğmeye basacak ve ortalığı karıştırmak için ellerinden geleni artlarına koymayacaklar. Bugünden yarına hemen olacak bir iş değil bu. Zaman istiyor, merhalesi ve badiresi çok olan, iyi yönetilmeye ve azami dikkate muhtaç bir süreç.

Devlet, önceki tecrübelerinden hareketle bu defa işi daha sıkı tutacağa benziyor. Her hayırlı işi istismar eden FETÖ’nün tasfiye edilmiş olması büyük avantaj. Üsluba dikkat ediliyor, irade net, siyasi mutabakat sağlam duruyor, asker ve istihbarat muntazam çalışıyor, her şey güzel. Ancak, daha evvel bir yazıda işaret ettiğim hususu hatırlatmayı borç bilirim: Bu meselenin hayırla neticelenmesi için; olan bitenin doğru zamanlama ve üslupla anlatılması, iletişim ve medyanın hakkının verilmesi çok mühim! Umarım ihmale gelmez.

İhsan Aktaş dostumuz, Terörsüz Türkiye sürecini destekleyenlerin oranını ölçmek için yaptıkları araştırmanın sonucunu yayınladı. İnsanımızın % 69,7’si bu süreci olumlu buluyor,

% 20,7’si karşı çıkıyor, fikrim yok diyenlerin oranı % 9,6. Bu oranlara bakarak toplumsal mutabakat zemini oluşmuş durumda denilebilir. Fazlası için gayret etmeli. Karşı çıkan neden karşı çıkıyor? Kararsız neyin farkında değil? Bu sorulara cevap verebilmeliyiz.

Kararsıza izah, karşı çıkanı iknâ sadece siyasetin meselesi olmamalı! Mütefekkirler, yazarlar, sanatçılar, kanaat önderleri, senaristler, yapımcılar, iş adamları; bu ülkeyi sevmeyi iman bilen herkes, taşın altına elini değil yüreğini koymalı! Mevlâ kerimdir.

#terörsüz türkiye
#FETÖ
#Serdar Tuncer