Adım adım…

04:004/10/2025, Cumartesi
G: 4/10/2025, Cumartesi
Taha Kılınç

Mavi Marmara’ya İsrail işgal güçlerinin uluslararası sularda yaptığı baskın sırasında, dil öğrenimi için New York’taydım. Hadiseyi haber alır almaz, arkadaşlarla birlikte New York’un kalbi konumundaki Times Square’a koştuk ve orada toplanmakta olan kalabalığa katıldık. Protesto gösterisinde her milletten Müslümanın yanı sıra hatırı sayılır miktarda Amerikalı ve İsrail karşıtı Yahudi de yer alıyordu. Kaldığımız öğrenci evinde kartonlara İngilizce ve İbranice pankartlar yazmıştım; pankartları o Yahudilerle

Mavi Marmara’ya İsrail işgal güçlerinin uluslararası sularda yaptığı baskın sırasında, dil öğrenimi için New York’taydım. Hadiseyi haber alır almaz, arkadaşlarla birlikte New York’un kalbi konumundaki Times Square’a koştuk ve orada toplanmakta olan kalabalığa katıldık. Protesto gösterisinde her milletten Müslümanın yanı sıra hatırı sayılır miktarda Amerikalı ve İsrail karşıtı Yahudi de yer alıyordu. Kaldığımız öğrenci evinde kartonlara İngilizce ve İbranice pankartlar yazmıştım; pankartları o Yahudilerle yan yana taşımıştık gösteride.

2010’da yaşanan Mavi Marmara olayı, Gazze’ye 2007’den itibaren İsrail tarafından dayatılan hava, kara ve deniz ablukasını yarmaya yönelik ilk ve en büyük teşebbüstü. Netice itibarıyla “başarılı” olamadı belki, ama sonrasında yaşanan gelişmeler açısından, Mavi Marmara’nın öncü bir rol oynadığı rahatlıkla ifade edilebilir.

Filistinliler açısından bakıldığında, Mavi Marmara’nın anlamı şuydu: “Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra, Türkler ilk kez Filistin için kanlarını ve canlarını verdiler.” Bu, o zamana kadar dile getirilen iddiaların ispatı ve verilen sözlerin tutulmasıydı aynı zamanda. Filistinliler, kıyılarına varamamış olsa da, Mavi Marmara’yı muhabbetle bağırlarına bastılar. Hatta Gazze Limanı’na Mavi Marmara şehitleri anısına bir anıt inşa edildi. İsrail’in 2023’ün kasımında, Gazze sahilinde ilk bombaladığı yerlerden biri bu anıttı işte. Siyonistler için de bir semboldü çünkü orası.

Aradan geçen 15 yılın ardından, bugün Gazze’ye uygulanan insanlık dışı ablukayı delmek için harekete geçen gemi sayısı tam 44’e ulaştı. Yolda kalan, motoru bozulan, mecburen seferden çekilen gemileri saymıyorum bile. Küresel Sumud Filosu’na dünyanın birçok ülkesinden yüzlerce insan iştirak ettiği için, ablukayı yarma harekâtı evrensel bir mahiyet kazandı. İsrail artık dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın katıldığı öfke tufanlarıyla karşı karşıya. Siyonist bir Yahudi olmanın adeta veba virüsü taşımakla eş değer sayılacağı günler ufukta. İsrail’in mevcut çıldırmış hükümeti bu durumu idrak edecek ferasetten yoksun, ancak tünelin ucunda ışıklar çoktan göründü. Sumud Filosu, bunun en somut göstergelerinden. Bu iş burada kalmayacak, daha kalabalık ve daha öfkeli biçimde devamı da gelecektir. Ömrü olan, bölgemizde çok sürpriz gelişmelere şahitlik edecektir.

Şu anda, kıymetli Ersin Çelik dostumuz başta olmak üzere, çok sayıda tanıdığımız, arkadaşımız, büyüğümüz İsrail işgal güçleri tarafından rehin tutuluyor. Ailelerinin de daha ilk andan itibaren dünyaya deklare ettiği gibi, onların bu cesur eylemlerinden dolayı gururluyuz. Kalbimiz selametleri adına küçük endişelerle çarpsa da, hepimiz adına göğüsledikleri bu büyük fedakârlık, onlara dünya-âhiret yetecek bir şerefi şimdiden bahşetti bile. Dileğimiz, en kısa zamanda salimen evlerine ve ailelerine kavuşmaları. Bütün duamız bunun için.

Kalabalıkları veya sivil inisiyatifle başlatılan eylemleri hiçbir şekilde küçümsememek gerekiyor. Bazen devletlerin şu veya bu sebeple girişemedikleri işler, halk kitlelerinin eliyle gerçekleşir. Hatta bazen, devletlerin ellerini uzatmamaları ve işe karışmamaları, neticenin selameti ve duruluğu açısından daha hayırlı bile olabilir. Sivil ve bağımsız irade, hiç azımsanmaması gereken bir güç doğurur. Sumud Filosu’nun hepimize gösterdiği bir başka hakikat bu.

Bütün dünyada Siyonizm ve İsrail karşıtı damar her boyutta güçleniyor ve derinleşiyor. Her şey adım adım ilerliyor. İsrail için çember daralıyor. İsrail’e yatırım yapan veya varlığını İsrail’e bağlayan yönetimler için de aynı şekilde geri sayım başladı. Bu yönetimlerin bazıları maalesef İslâm coğrafyasında. Onların da bir an önce manzarayı okuyup en doğru şekilde konumlanma ve istikametlerini düzeltme mecburiyetleri var. Yoksa patlayacak fırtınadan yakalarını sıyıramayacaklar.

Siyonistler bugünkü güçlerine bir günde erişmediler. Dolayısıyla gücün kaybı da hemen kolayca, akşamdan sabaha olmayacaktır. Ancak ivme başlamıştır. Gözü olana, gün ışımıştır. Bu noktadan geri dönüş artık yoktur.

#Gazze
#Filistin
#Taha Kılınç