Suriye’de Baas rejiminin bir dönem en kilit adamlarından biri olan General Menaf Tlas (veya Talas), geçtiğimiz hafta Paris’te düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmayla dikkatleri üzerine çekti. Konuşmanın içeriğinden söz etmeden evvel, Menaf ve babası Mustafa Tlas’ın kim olduklarını yeniden hatırlayalım:
1932’de Humus yakınlarındaki Rastan kasabasında Sünnî bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Mustafa Tlas, daha kurulur kurulmaz 1947’de Baas Partisi’ne üye olmuştu. 1963’te Baas’ın Suriye’de iktidarı ele geçirdiği askerî darbeye aktif biçimde katıldıktan sonra, ülkenin orta kesiminden sorumlu komutanlığa getirildi. Hâfız Esed’le kader ortaklığı yapan Tlas, 1970’teki Baas içi darbede “doğru” yerde konumlanmasının ödülünü aldı: 1972’de savunma bakanlığına atandı; 2004’e kadar, tam 32 yıl boyunca bu görevde kaldı. Suriye muhalefetinin vahşi biçimde bastırıldığı 1980 ve 1982 olaylarında kritik bir rol oynayan Mustafa Tlas, Hâfız Esed’in 2000’deki ölümünün ardından oğlu Beşşâr’ın devlet başkanlığı koltuğuna oturmasında birinci derecede etkili oldu. Ordunun Beşşâr Esed’i benimsemesini sağlayan Tlas, oğlu Menaf’ı da etkili bir pozisyona getirdikten sonra köşesine çekildi.
Arap Baharı’nın kıvılcımları Suriye’ye sıçradığında, epey pragmatist bir tavırla Suriye’den ayrılarak Fransa’nın başkenti Paris’e giden ve yıllardır orada yaşayan kızının yanına yerleşen Mustafa Tlas, hadiselerin Baas iktidarını hangi istikamete sürükleyeceğini görecek kadar tecrübeliydi. Rejimin halka uyguladığı mezalimin ana aktörlerinden biri olarak sessizliğe bürünen Tlas, oğulları Menaf ve Firas’ı muhalif cepheye katılmaları konusunda teşvik etti. Menaf Tlas, 2012’nin temmuzunda “firar” ederek önce Türkiye’ye geldi, ardından Paris’teki babasının yanına geçti.
“Beşşâr Esed’in çocukluk arkadaşı bile muhaliflere katıldı” başlıklarıyla dünya basınında epey sükse yapan ve her mikrofona konuşan Menaf Tlas’ın adı, o zamanlar “geçiş döneminde Suriye devlet başkanlığı için en uygun aday” olarak bile anılıyordu. Oysa Menaf, tıpkı babası gibi, Baas döneminde işlediği veya işlenmesine ortak olduğu hiçbir günahtan kamu huzurunda tevbe ve rücu etmiş değildi. Hatta 2017’de verdiği bir röportajda “Babam, 1982 Hama olaylarından hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Kararları o vermedi. Süreçteki rolü çok kısıtlıydı” diyebilmişti. Dolayısıyla Menaf’ın yaptığı bir tevbe değil, tümüyle fırsatçılıktı.
Son birkaç yıldır sesini hiç duymadığımız Menaf Tlas, nihayet 13 Eylül Cumartesi günü Paris Siyasi Bilimler Akademisi’nde Suriyeli, Lübnanlı ve Fransız dinleyicilere verdiği konferansta, Suriye’nin içinden geçmekte olduğu sürece dair değerlendirmelerde bulundu. Tlas’ın konuşmasındaki en ilgi çekici kısım şurasıydı:
“Bütün grupları temsil edecek, ulusal ve seküler bir askerî konsey kurulursa, Suriye’nin şu anda karşı karşıya bulunduğu problemlerin yüzde 90’ı ortadan kalkar. Eski orduya mensup binlerce askerle ve subayla temas halindeyim. Ayrıca Suriye Demokratik Güçleri, Lazkiye sahil bölgesi ve Süveydâ’dan birçok isimle görüşüyorum. Herkes, böyle bir konseye katılmaya hazır. Devlet başkanının yetkilerinden bir kısmının, bahsettiğim konseye aktarılması gerekiyor. Böylece, otoriter yönetimden kurallı bir devlet yönetimine geçiş sağlanacaktır. Suriye ordusu da kesinlikle toplumsal çeşitliliğe saygı duyacak seküler bir doktrini takip etmelidir. Ben siyaset veya iktidar derdinde değilim. Sadece Suriye’de devlet kurumlarının adalet ve güvenlik esasına dayalı olarak tekrar inşasını istiyorum.”
Menaf Tlas’ın sözleri Suriye’nin mevcut şartlarında zaten abes. Bir de üstüne, kendisinin Baas rejiminin halka en ağır mezalimi reva gördüğü dönemlerdeki rolünü düşündüğümüzde, böyle “siyaset dehası” pozlarına bürünmesi hepten gülünç ve trajik. Ancak Tlas’ın tek başına ve öylesine konuştuğunu da düşünmemek gerekiyor. Fransa’nın eski manda toprakları Lübnan ve Suriye’yle alakasını hiç kesmediği akılda tutulursa, Tlas’ın “Ahmed Şara’nın geçici yönetiminden sonra ülkeyi omuzlayacak tecrübeli lider adayı” gibi bir vazife için sahneye sürülmesi gayet mümkün.
Fransa böyle zayıf bir ata oynar mı? Oynar. Neden oynamasın? Can çıkar, huy çıkmaz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.