Mevcut hukuk nosyonları ve sosyal bilimlerin kavramları ile izah edilemeyecek bir durum ile karşı karşıyayız. Sadece 7 Ekim sonrasıyla sınırlandırdığında bile İsrail’in Gazze ve Filistin’de açık ve sistematik bir soykırım amaçladığı görülmektedir. Soykırımda herhangi bir yaptırımla karşılaşmayan İsrail’in nasıl durdurulacağı ise en önemli soru. Uluslararası bir müdahale, Trump ve ABD’nin tavrı ve nihayet Netanyahu’ya yönelik iç kamuoyu desteğinin azalması gibi ihtimaller üzerinden tartışılan bu
Mevcut hukuk nosyonları ve sosyal bilimlerin kavramları ile izah edilemeyecek bir durum ile karşı karşıyayız. Sadece 7 Ekim sonrasıyla sınırlandırdığında bile İsrail’in Gazze ve Filistin’de açık ve sistematik bir soykırım amaçladığı görülmektedir. Soykırımda herhangi bir yaptırımla karşılaşmayan İsrail’in nasıl durdurulacağı ise en önemli soru.
Uluslararası bir müdahale, Trump ve ABD’nin tavrı ve nihayet Netanyahu’ya yönelik iç kamuoyu desteğinin azalması gibi ihtimaller üzerinden tartışılan bu sorunun mutlak bir cevabı yok gibi. İlk iki seçeneğin bu güne kadar bir karşılık üretmediği de dikkate alındığında, kamuoyu desteğinin azalması üzerinden yapılan tartışmalara bakılmasının daha anlamlı olacağı kanaatindeyim.
Son dönemde yoğun bir biçimde tartışılan Netanyahu ve Siyonist işgale ilişkin İsrail kamuoyunun tavrına daha yakından bakmakta fayda var. İsrail’de Netanyahu’nun Gazze ve Filistin politikasına yönelik toplumsal tepki nasıl cereyan ediyor? İsrail’de yaşayanlar Netanyahu ve politikalarına destek veriyor mu?
Son aylarda yayınlanan kamuoyu araştırmalarına bakıldığında İsrail toplumunun önemli bir kısmının Gazze’de yürütülen demografik mühendisliğe açık biçimde destek olduğu görülmektedir.
Örneğin geçtiğimiz günlerde Haaretz’de yayınlanan bir araştırmada, Yahudi İsraillilerin yüzde 82’sinin Filistinlilerin Gazze’den gönderilmesini destekledikleri görülmektedir.
Peki nasıl oluyor da ciddi eleştiri ve protestolara rağmen bu tür bir destek söz konusu oluyor? Bu istatistikler Netanyahu hükümetinin, kendilerine yönelik desteğin sürdüğünü gösteren bir manipülasyonu mu yoksa gerçekten bu politikaların toplumsal bir karşılığı var mı? 7 Ekim öncesinde yoğun biçimde eleştirilen ve toplumsal düzlemde karşılığını yitirdiği düşünülen Netanyahu, 7 Ekim’in sorumlusu olarak gösteriliyor ve istifası isteniyordu.
PROPAGANDA YAHUT ACI GERÇEK
Özellikle rehine takasları süreci ve burada yaşanan sorunlar dolayısıyla yoğun biçimde eleştirilen Netanyahu’nun görevi bırakması yönünde yapılan protestolar da dikkate alındığında, bu istatistiklerin toplumsal düzlemde karşılığının olmadığı iddia edilebilir. Fakat bu tür anketlerin özellikle muhalif olarak kategorize edilebilecek platformlarda yayınlanması kafaları karıştırıyor ve yeni soruları gündeme getiriyor.
Bu sorulardan biri Netanyahu’ya yönelik gündeme gelen bu karşıtlık onun bugünkü Filistin politikasını da kapsıyor mu? Bu noktada şu ayrımı yapmanın önemli olduğu kanaatindeyim.
Netanyahu her ne kadar siyasi figür olarak eleştirilse de, İsrail’in Gazze ve Filistin politikasına toplumsal düzlemde farklı bir tavır söz konusu.
Yani İsrail’de yaşayanların önemli bir kısmının Siyonist politikalara yönelik sıcak baktığı ve aşırı sağ siyasetçilerin son dönemde öne çıkartıldıkları görülmektedir.
İsrail içinde, Yahudilerin tarihte karşılaştıkları sorunlara yönelik hafızanın diri tutulması ve tahrif edilmiş dini söylemlerin yoğun biçimde kullanılması, toplumsal düzlemdeki desteği artırmanın bir yolu olarak karşımıza çıkıyor. Netanyahu’nun 7 Ekim’den bu yana devasa ölçekte medya ve iletişim kanallarını seferber ederek yaptığı propaganda, iki yönlü işlemektedir. Bir yanda içeride konsolidasyonu sağlayacak bir enformasyon akışı diğer yanda da kendisine yönelik desteğin sürdüğünü gösteren bir algı çalışması.
Tüm bu propagandalara rağmen İsrail ve Netenyahu’nun küresel ölçekteki karşılığına ilişkin oldukça olumsuz bir hava söz konusu. Birkaç gün önce Pew Research Center’da yayınlanan geniş kapsamlı bir kamuoyu araştırması bu noktada çarpıcı sonuçları ortaya koyuyor.
Yirmi dört ülkeyi kapsayan araştırmaya göre, İsrail ve Netenyahu hakkındaki algılar olumsuz bir seyir izlemektedir. Uluslararası güven ve saygı noktasında ciddi bir gerileme yaşayan İsrail’in Netanyahu ile devam edip etmeyeceği ise ayrı bir tartışma.
Tüm bu gösterge ve tartışmalar şunu gösteriyor. Bütün spekülasyonlara ve Netanyahu eleştirilerine rağmen İsrail’in Filistin ve Gazze’deki politikalarına ilişkin önemli bir toplumsal destek de söz konusu. Netanyahu gibi bir aktörün 7 Ekim’in sorumlusu olarak kabul edilmesi ile onun demografik mühendislik siyaseti ve Gazze’deki soykırıma yönelik toplumsal destek noktasında ciddi farklılıklar olduğunu görmek ve göstermek gerekiyor.
#İsrail
#siyonist
#Turgay Yerlikaya
