Ankara o planın hangi maddesine itiraz etti?

04:0030/09/2025, Salı
G: 30/09/2025, Salı
Yahya Bostan

Bir önceki yazıda ABD’de, ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın masabaşında oturduğu Gazze toplantısını ve Beyaz Saray’daki Erdoğan-Trump buluşmasını yakın takibe aldığımı söylemiştim. İlk toplantıyla ilgili bazı bilgiler vermiştim ama yeni detaylar var. Bu yazıda iki zirvenin arkaplanına eğilecek, kamuoyunun gündemine gelmeyen bazı hususları vurgulayacağım. ABD Başkanı Trump’ın Gazze planıyla başlayalım. Trump’ın o toplantıda, liderlere, 21 maddelik bir plan sunduğu medyaya sızdı. Detayları

Bir önceki yazıda ABD’de,
ABD Başkanı Trump
ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
masabaşında oturduğu Gazze toplantısını ve Beyaz Saray’daki
Erdoğan-Trump buluşmasını
yakın takibe aldığımı söylemiştim. İlk toplantıyla ilgili bazı bilgiler vermiştim ama yeni detaylar var. Bu yazıda iki zirvenin arkaplanına eğilecek, kamuoyunun gündemine gelmeyen bazı hususları vurgulayacağım.

ABD Başkanı Trump’ın Gazze planıyla
başlayalım. Trump’ın o toplantıda, liderlere,
21 maddelik bir plan
sunduğu medyaya sızdı. Detayları okumuşsunuzdur. Yaptığı açıklamalara bakarsak
Trump umutlu
. Dün akşam Netanyahu ile randevulaştılar. İsrail basını
Netanyahu’nun planla ilgili revize teklifler vereceğini
yazdı. İsrail Başbakanının Trump’ı etkileme kapasitesini, yani planın akamete uğrama ihtimalini not ederek… Metne yansımayan unsurları kısaca özetleyelim:

HAMAS ÜYELERİ NEREDE YAŞAYACAK?
Bir. ABD diyor ki… Filistin-İsrail meselesi asırlık sorun. Bunu çözmemiz zor. Bu plan
Filistin odaklı değil Gazze odaklı
olsun.

İki. Ama S. Arabistan demişti ki… “İbrahim anlaşmalarının devamını istiyorsanız soykırım dursun, iki devletli çözüm için irade beyanı ortaya konsun.”
Planın 20’nci maddesi o irade beyanıdır
. Ama bağlayıcı değildir.

Üç. Hamas’ın silah bırakması isteniyor. Hamas olumlu.
Silah bırakan unsurlar için af öneriliyor
ve Hamas’ın Gazze’den çıkması bekleniyor. Bu takdirde
üçüncü ülkeler gündeme gelecek
. Katar daha fazla sorumluluk alma yanlısı değil. Bir anlaşma sağlanırsa,
Hamas üyeleri Türkiye ya da S. Arabistan’a yerleşebilir.
Hamas yönetimi üçüncü ülkelerde suikastla karşılaşmak istemiyor. Anlaşma sağlanırsa Tel Aviv, bu şartı kabul etmek zorunda kalacak. Bu arada
Ankara’nın önemli bir itirazı var
. “Filistin devleti kurulsun, Hamas silahlarını Filistin devletine teslim etsin” diyor.

FİLİSTİN’İ KİM YÖNETECEK?
Dört. Plana göre Gazze’de işgal bitecek. Teknokrat kabine kurulacak. Filistin Yönetimi’nde reform yapılacak. ABD,
Mahmud Abbas’ın
devam etmesini istemiyor. Abbas’ın
yardımcısı Hüseyin Şeyh’in
ismi önümüzdeki süreçte gündeme gelebilir. BAE -yıllardır olduğu gibi-
Muhammed Dahlan
ismini öne çıkarıyor. Ancak saha çalışmalarına göre
Filistinliler, İsrail hapishanelerinde esir tutulan Mervan Barguti’yi
lider olarak görmek istiyor.

TÜRK ASKERİ GAZZE’YE GİDER Mİ?
Beş. Plana göre Filistin’in bir ordusu değil polis gücü olacak. Ayrıca bölgeye sınır güvenliği için uluslararası güç konuşlanacak. Gazze’de
Türkiye, Mısır, S. Arabistan, Katar ve Pakistan’dan
askeri unsurların güvenliği sağlayabileceği belirtiliyor. İsrail’in Türk askerini Gazze’de istemeyeceğini söyleyebiliriz. “Ben Türk sınırına gitmeye çalışırken onlar benim arka bahçeme gelemez” reaksiyonu gösterebilirler. Öte yandan, Ankara’nın, Gazze’de güven ve istikrarı sağlamak için orada olmak istediğini de biliyoruz.

Altı. ABD-İsrail cephesinin planı Gazze’yi tamamen boşaltarak yeniden inşa etmekti. Trump’ın bundan vazgeçtiği görülüyor.
Gazze’den kimse zorla çıkarılmayacak
. Ankara da hasta ve yaralılar dışında Filistinlilerin Gazze’den ayrılmasına sıcak bakmıyordu. Bu, Gazze’nin sonsuza kadar Filistinlilerin elinden çıkması anlamına gelirdi.

TREN KIRMIZI ODA’DA RAYDAN ÇIKTI
Erdoğan-Trump zirvesiyle devam edelim. Türk-Amerikan ilişkileri 2013 yılında
Kırmızı Oda’da Obama’yla yapılan görüşmeyle
rayından çıkmıştı. İlişkiler normalleşme iklimine geri dönmektedir. Bu süreç Trump’la da başlamadı. Süreç Biden’ın görev süresinin son yılına, Mart 2024’e gider. Öte yandan, bu ivme bir daha gerilim yaşanmayacağı anlamına da gelmez. Çıkarlar kimi yerlerde örtüşebilir, kimi yerlerde çatışabilir. Washington, henüz tesis ettiği “
göz hizasında iletişim
” perspektifinden uzaklaşmazsa anlaşmazlıklar yönetilebilir. Ancak Türkiye’den “
çok kutuplu dünyada aktör olma
” arayışından vazgeçmesi beklenemez. Ankara, stratejik çıkarlarını ne ABD’ye ne Rusya’ya ne de Çin’e endeksleyebilir.

SURİYE’DE HAVA POZİTİF

Erdoğan-Trump görüşmesiyle ilgili çok şey yazıldı çizildi. Bazı noktaların altını çizelim.


Bir.
Ruhban okulu meselesi
Türk-Amerikan ilişkilerinin konusu değil. Türkiye’nin gayrimüslim vatandaşları ile kurduğu ilişkinin konusudur. Bir yönüyle de Türk-Yunan ilişkilerine dokunur. Ankara, vatandaşlarının taleplerini dikkate alırken Yunanistan’ın Müslüman-Türk azınlıkla ilgili atması gereken adımları da görmek ister.

İki.
Rus petrolü
konusunda bir dayatma yok. Beklenti var. Moskova ile yaşanan gerilim sonrası Ankara enerji tedariğini çeşitlendirme kararı almıştı. Bu arayış sürüyor. Gelecek on yıllarda Ankara’nın kendisini tek bir kaynağa bağlayacak bir pozisyon alacağını sanmıyorum. Amerikalıların böyle bir beklentisi varsa yanılıyorlar.

Üç.
Halkbank ve CAATSA
meselesi önemliydi. Trump’ın ekibine “
iki sorunla ilgilenin
” talimatı verdiğini öğrendim. CAATSA yaptırımları kalkmadan F-35 ve diğer savunma sanayii işbirliklerinin ele alınması da zor.

Dört. SDG ve Suriye meselesinde hava pozitif. Amerikalılar SDG’nin Şam’a çatışmasız entegre olacağı düşüncesinde.
Şam yönetimi SDG’ye yıl sonuna kadar verilen sürenin beklenmesini istiyor
. “İsrail’le yapacağım anlaşma SDG’nin hareket alanını daraltacak” düşüncesinde olmalılar.
#ABD
#Gazze
#toplantı