Her yer İsrail’di! Dünyayı köleleştirmişlerdi. Artık her yer Gazze olacak, Gazze dünyayı özgürleştirecek…

04:003/10/2025, Cuma
G: 3/10/2025, Cuma
Yusuf Kaplan

Sumud Filosu, nefes kesen bir yolculukla hedefine ulaştı: Zihinlerdeki abluka yarıldı, yeni gemiler yola koyuldu… Hatay’dan 45 yelkenli “yelkenler fora…” dedi hemen. Demek ki, uluslararası bir nitelik ve boyut katıldığı zaman, bütün duvarlar yıkılabiliyor… Sumud Filosu, küresel bir intifadaya dönüştü: Ve devletlerin yapmadığını sivil halkların yapabileceğini dünya âleme ispat etti. Devletler köleleştirebilir ama halkların her bir insanın zihnine zincir vurulamaz, dünya halkları, insanlık köleleştirilemez.

Sumud Filosu, nefes kesen bir yolculukla hedefine ulaştı: Zihinlerdeki abluka yarıldı, yeni gemiler yola koyuldu…

Hatay’dan 45 yelkenli “yelkenler fora…” dedi hemen.

Demek ki, uluslararası bir nitelik ve boyut katıldığı zaman, bütün duvarlar yıkılabiliyor… Sumud Filosu, küresel bir intifadaya dönüştü: Ve devletlerin yapmadığını sivil halkların yapabileceğini dünya âleme ispat etti.

Devletler köleleştirebilir ama halkların her bir insanın zihnine zincir vurulamaz, dünya halkları, insanlık köleleştirilemez.

Bugün size Sumud Filosu’nun anlamını anlatan nefis bir metin sunuyorum. Azebaycan’dan MTO temsilcimiz ve talebemiz Vuqar Azizov kardeşimin nefis metni… Bu kadar lezzetli, bu kadar dokunaklı ve bu kadar sarıp sarmalayıcı olabilir bir metin…

Gazze, milat oldu demiştim 7 Ekim yazımda 2 yıl önce. Gerçekten de öyle oldu. Bir Gazze’den öncesi var, bir de Gazze’den sonrası. Gazze’den sonra tarih yeniden yazılacak. İşte bu yazıda bunun şifreleri ve ipuçları gizli…


TARİHİN ÖZSÜZLEŞME SERÜVENİ

Bugün İsrail’ in Gazze’de işlediği soykırım herkesin malumu. Fakat biz, bu savaşı yalnızca mekân ve zamanla sınırlı biliyoruz. Oysa bu savaş, bütün dünyayı ikiye ayırdı: ya Gazze’siniz; ya İsrail. Nerede olursanız olun, bu iki çizgiden birindesiniz

Peki fark nerede? Fark şurada: Batı’nın kurduğu düşünce dünyası, en somut hâlini orada açığa çıkardı. İsrail, Batı merkezli modernitenin zirvesidir; olgunlaşmış, kendini bütün çıplaklığıyla göstermiş hâli.

Ama bizler? Bizler de bundan münezzeh değiliz. Eğer modernitenin ürettiği fikrî normlarla yaşıyor ve bu paradigmayı temel kabul ediyorsak, biz de aynı çizginin üzerindeyiz. O hâlde İsrail, sadece orada değil; bizde de var. Yani Yusuf Kaplan hocamızın dediği “biz” yokuz. 

Bu katliam, 2023’te başlamadı. Kökleri çok daha derinlere, tarihin özsüzleşme serüvenine dayanıyor. Dünyada bugün tek bir “öz” hâkim: Batı’nın “özsüz”lüğü. İsrail, bu özsüzlüğün olgun meyvesi; diğerleri ise kendi halleriyle bu sürecin destekçisi.

Gazze ise, bu özsüzlüğün doğurduğu “öksüzlük»tür. Özünü kaybedenlerin öksüzü. Bizim “yok” dediğimiz “biz”in, öksüz ruhun haykırışı. Katılaşmış dünyada açılan bir çatlak. İşte Gazze, o çatlaktan yükselen son nefesin sesi.

Bedenin kaynağı güçtür, iktidardır, maddiyattır. Ruhun kaynağı ise merhamettir. İsrail, bedene hapsolmuş dünyanın son kudreti ve iktidarıdır. Bu kudretin altında ruh sürekli patlama yaşıyor; Gazze’de işte bu patlamanın, dünyevileşmenin zirvesinde sıkışan ruhun ıstırabı yankılanıyor…


İLÂHİ RÜZGÂRIN SÜRÜKLEDİĞİ NUH'UN GEMİSİ

Bu ses, bir çığlık gibi dünyaya yayılıyor... 

Katılaşmamış kalplere dokunuyor... 

Ve bugün, dünyanın her köşesinden sivil gemiler Gazze’ye doğru akıyor... Bu akış, kalplerden esen merhamet nefesidir. İlahî rüzgârın sürüklediği Nuh’un gemisi...

Sumud Filosu, bu hakikatin sembolüdür: merhametin zalime karşı dimdik duruşu, yer ve göklerden açılacak ilâhi intikamın habercisi.

O hâlde soru bize yöneliyor: Gemide misiniz, yoksa dünyada mı?

Gazze, bu anlamda modernitenin çöktüğü; merhametin diriliş noktasına dönüştüğü yerdir. Dünyanın bize gebe olduğunu söyleyen Yusuf Kaplan hocamızın işaret ettiği “biz”, Gazze’nin gözyaşlarında bize mesaj vermekte.

Ama biz kimiz? Dünya dertlerinden, dünya hedeflerinden sıyrıldık mı? Yoksa yalnızca İsrail’e sövüp aynı zihniyetin içinde mi kalıyoruz

Çünkü çoğu kez biz de aynı “ilerleme”, “iktidar” ve “maddiyat” psikolojisine kapılmışız. Sadece kimlik ve etiketimiz farklı. Gücü ele geçirip İsrail’i ezmek istiyoruz; peki sonra? Gücü korumak için aynı mantıkla yeni düşman yaratmayacak mıyız? Böyle olursa, aslında biz de yeni bir İsrail olmaktan öteye geçebilir miyiz?

Oysa hakikat merhametin iktidarında saklıdır. Sen neden merhameti, nezaketi ve maneviyatı iktidarın temeli yapmıyorsun? Neden çıkış noktan hep güç ve ilerleme oluyor?


HER YER İSRAİL’Dİ… ŞİMDİ, HER YER GAZZE, OLACAK…

Bugün ellerimizde tuttuğumuz telefonlardaki hız, haz ve ayartı da İsrail’in bombasıdır. Çünkü bu da ruhumuzu vuruyor. Ve bilinenİsrail’den öte, aslında her yer İsrail, her yer Gazze olmuştur. Modernitenin zehri bütün hayatımıza sızmıştır. TikTok’ta, Instagram’da iktidar arıyoruz; ama orada iktidar olan yalnızca hızdır, hazdır, ayartıdır. Biz, başkasının kavramlarında iktidar olamayız. Sadece köle oluruz. Yusuf Kaplan hocamızın “epistemik köleler” dediği hâl işte budur.

En kötüsü ise bunun farkında bile olmamaktır.

Evet… Her yer İsrail, her yer Gazze. Zaman ve mekân kavramları aşılmıştır. Dünya, aynı anlayışın tersine dönmüş yansımasına dönüşmüştür.

Sumud, bu hakikatin sembolik gemisidir. Gazze’den yükselen “ses”tir; ona yönelen merhametin “nefesi”dir. Merhamet harekete geçmişse, tufan yakındır. Ve bu tufandan doğacak olan, hakikate gebe yeni bir “biz”dir.

#İsrail
#Gazze
#Yusuf Kaplan