Veliaht Prens Muhammed bin Zayed’in de facto yönettiği BAE, stratejik konumu nedeniyle Somali’yi Türkiye karşıtı bir tavır alması yönünde zorlasa da başarılı olamadı. Bunun üzerine Abu Dabi yönetimi Somali’de ayrılıkçı gündemi ve terörü destekleme yoluna gitti. Öyle ki BAE yönetimi, 2018 yılında girişimde bulunduğu ancak başarısız olduğu planı tekrar gündemine aldı. Abu Dabi ülkedeki özerk yönetimler, Somaliland ve Puntland’le ilişkiyi geliştirerek ve terörü destekleyerek bir iç savaşın zeminini oluşturacak. Bu iç savaşın hedeflerinden biri de, Somali’de önemli yatırımları bulunan Türkiye.
BAE’nin Somali’yi ve ülkedeki Türkiye yatırımlarını hedef alan son adımında, Avrupa’yı yeni girişiminde maşa olarak kullanmak olduğu belirlendi. Abu Dabi’nin AB-BAE Dostluk Grubu Başkanı olan Antonio Lopez-Isturuz White üzerinden, Avrupa Parlamentosu’na “Somali’nin diktatör bir rejim olduğu gerekçesiyle kınanması ve verilen desteğin gözden geçirilmesi” teklifini sunduğu belirlendi. Teklif kabul edilirse Somali, AB’den yardım alamayacak ve finansal operasyonlara açık durumu gelmesi sağlanacak. Abu Dabi, bu yolla Somali’deki merkezi yönetimin otoritesini sarsmayı, ülkedeki terör gruplarına ve yandaşlarına para dağıtarak bir iç savaşın önünü açmayı planlıyor. Halbuki 2018’de aynı Avrupa Parlamentosu BAE’yi Somali’yi istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçlamıştı.
Abu Dabi yönetimi, Somali’deki istikrarı hedef alan operasyonlar düzenleyerek, Türkiye’nin dikkatini Libya üzerinden bu bölgeye kaydırmayı hedefliyor. Bu çerçevede bölgede bulunan terör örgütü El-Şebab’a maddi destek olmak üzere, özerk yönetimleri güçlendirecek adımlar atıyor. Koronavirüs salgını döneminde merkezi yönetimi bypass eden Abu Dabi, Puntland ve Somaliand’e tıbbi yardım gönderdi.
BAE yönetimi, El-Şebab terör örgütünün ülkede düzenlediği saldırıların da arkasında Aralık 2019’da Mogadişu’dan 2’si Türk 90 kişinin öldüğü terör saldırısında parmaklar BAE’yi işaret etti. Somali istihbarat birimleri isim vermeden saldırının arkasında yabancı bir ülkenin olduğunu açıkladı. Terör saldırısının, merkezi hükümetin, BAE’den gelen “Türkiye ile bağınızı kesin” talebini reddetmesinden hemen sonra gerçekleşmesi, saldırının arkasındaki gücü de gösteriyordu.
Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in başında bulunduğu yönetim, Ortadoğu’daki başka ülkelerde yaptığı gibi Somali’de de darbe destekçiliği yapıyor. BAE yönetiminin 2018’de ülkede darbe sürecini destelemek için sokmaya çalıştığı paralar suç üstü yapılarak ele geçirildi. Mogadişu’ya inen ve içinde BAE yetkililerinin bulunduğu uçakta ele geçirilen 9.6 milyon dolara el kondu. Paranın Mogadişu’da belirli noktalara dağıtılmasının planlandığı belirlendi. 2019’un ilk aylarında ise Abu Dabi’nin Somali’de kurduğu casus hücresi çökertildi.
Libya’da planları suya düşen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suriye’deki katil Beşar Esed rejimine ve terör örgütü PKK/YPG için para musluklarını açtı. Bu adımda da hedef elbette Türkiye’nin güvenliği ve istikrarı. Geçtiğimiz aylarda Esed’e İdlib’deki ateşkesi bozarak dikkatleri Libya’daki çatışmalardan çekmesi için 3 milyar dolar teklif eden Abu Dabi yönetimi, bu defa da ekonomik olarak zor durumda kalan rejime 1 milyar dolar aktardı. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Arapça yayın yapan Arab el-Cedid gazetesine konuşan Erbil ve Bağdat’taki güvenlik kaynakları, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) üzerinden PKK’ya son aylarda mali yardımlar yapıldığına dair gelen bilgiler üzerine para transferine yönelik yeni uygulamalar hayata geçirdiklerini kaydetti. BAE’den PKK’ya giden para miktarının 100 milyon dolar civarında olduğu iddia ediliyor.