Suriye’de silahların susması için Türkiye, Rusya ve İran’ın birlikte hayata geçirdiği Astana süreci, son bir aydır sahneye konulan sabotajlar nedeniyle alarm veriyor. İran destekli Esed milislerinin İdlib güneyinden başlattığı saldırıları Rus uçakları da yoğun bombardımanlarla destekliyor. Sivillere yönelik sistematik saldırılar öylesine arttı ki, bölgede 400 bine yakın Suriyeli, kentin daha batısında Türkiye sınırına yakın noktalara doğru harekete geçti. Ankara’nın tüm uyarılarına rağmen Esed milisleri, çatışmasızlık anlaşmasını ihlal ederek İdlib güneyinden Ebu ed-Duhur havaalanına doğru ilerlemeyi sürdürürken, aynı bölgede DEAŞ’lı teröristler de muhaliflere doğru taarruza geçti. Bölgede birçok köyü ele geçiren rejim güçleri, TSK’nın konuşlanmaya hazırlandığı Ebu ed-Duhur hava üssüne 9 kilometreye kadar yaklaştı. Halep-İdlib yolunun doğu tarafına Rus bombardımanı yoğun şekilde sürüyor.
Barış sürecini dinamitleyen bu gelişmeler karşısında Ankara hem Moskova hem de Tahran elçilerini Dışişleri’ne çağırarak Astana sürecine yönelik sabotajların durdurulması gerektiğini net bir şekilde iletti. Rus büyükelçi Aleksey Yerhov ve İranlı büyükelçi Muhammed İbrahim Taherian’a “Böyle devam ederse Astana biter” mesajı net şekilde verildi. Daha önce Halep başta olmak üzere birçok kente yapılan saldırılar yüzbinlerce kişinin Türkiye’ye göç etmesiyle sonuçlanmıştı. Şimdi İdlib’de benzer durumla karşılaşmak istemeyen Türkiye yerinde çözüm istiyor.
Suriye’ye ilişkin temaslara dün akşam saKosnett’le görüşmede, PKK/PYD işgalindeki Afrin’e yönelik harekât dışında masadaki temel konunun, Rusya’nın Hımeymim Üssü’ne yönelik gizemli saldırı olduğu iddia ediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gözlem noktaları kurmakta olduğu İdlib’de barış sürecini sabote eden gelişmeler sürerken, 31 Aralık’ta Rusya’nın Lazkiye’deki Hımeymim Üssü’ne yönelik İHA’lı sabotajı kimin yaptığı konusu henüz gizemini koruyor. Moskova, 7 uçağının zarar görmesiyle sonuçlanan saldırının Türkiye’nin kontrolündeki bölgeden gerçekleştiğini, dolayısıyla Türkiye destekli muhaliflerce düzenlendiğini iddia etse de, sözkonusu saldırı bahane edilerek İdlib’de sivillere yönelik bombardımanın yoğunlaştırılması, sabotaja ilişkin soru işaretlerini iyice artırdı. Moskova olaya ilişkin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a mektup gönderdi.
Rusya’nın sivil alanlara dönük hava saldırıları ve İran-Suriye güçlerinin çatışmasızlık bölgesi anlaşması sınırlarını aşarak muhalif bölgelere askeri operasyonları genişletmesi Astana ve Soçi sürecine darbe vuruyor. Üstelik İdlib’e saldırılar konusunda Esed, İran ve Rusya tarafının DEAŞ’la aynı doğrultuda hareket etmesi de gözlerden kaçmıyor. Esed güçleri İdlib güneyinden kuzeye doğru DEAŞ’lılarla birlikte ilerliyor. Astana’da varılan anlaşmanın netleşmesi sonrası ABD, birçoğunu Rakka’dan çıkardığı DEAŞ’lı teröristleri İdlib’e yönlendirmiş ve teröristler orada işgale başlamıştı. Aynı DEAŞ’lılar şimdi Esed milisleriyle birlikte taarruz ediyor. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bileşenlerinden Ceyşü’l Nasır sözcüsü Muhammed Raşit, “DEAŞ, Rusya, Esed rejimi ve İran destekli yabancı savaşçılar birlikte saldırılar düzenleyerek İdlib’e ilerlemeye çalışıyor. Rejim, Ebu ed-Duhur hava üssüne, DEAŞ ise Hama kuzeydoğusundan İdlib’e taarruz ediyor. Onlara Rusya da havadan destek veriyor. Cephe hattımız bölünüyor” ifadelerini kullandı.
Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki Rus üssüne yönelik İHA’lı saldırıyı, süreci baltalamakla görevlendirilen ve İdlib içerisindeki faaliyet gösteren ABD destekli küçük grupların yaptığı belirtiliyor. Bölgede ‘muhalif’ görünümlü hücre yapılar, Suudi Arabistan ve BAE istihbaratınca da destekleniyor. Bölgedeki küçük gruplarca imal edilen el yapımı İHA’ları Rusya’nın Hımeymim Üssü’ne kimin gönderdiği henüz netlik kazanmadı. Moskova, saldırı esnasında etkisiz hale getirilen İHA’lardan birkaçının fotoğrafını yayınladı.