Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayarak Rusya-Ukrayna arasındaki esir takasından Kafkasya’daki gelişmelere kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. BM binasının karşısında geçen yıl açılan Türkevi’nin görüşmelere ev sahipliği yaptığını hatırlatan Erdoğan, “Buradaki Türkevi gerçekten çalışmalarımızın güzel bir neticesi oldu. Hamdolsun Amerika’da Birleşmiş Milletler’in tam karşısında böyle bir Türkevi’ne sahip olmak Allah’ın bize bir lütfu” dedi.
Tabii bugün Biden’in özellikle BM Güvenlik Konseyi’yle ilgili yaptığı açıklama haklılığımızı ortaya çıkardı mı? Sonunda dediğimiz noktaya geldiler mi? Şimdi ‘Hem daimî üyeleri artıralım hem geçici üyeleri artıralım’ diyorlar. Ama tabii ben aynı noktada değilim. Ben diyorum ki ‘daimî ve geçici’ olmamalı, tek tip olmalı. Ve tamamen dönüşümlü üyelik sistemini getirmek lazım. Bu dönüşümlü üyelik sistemiyle burada şu anda 193 üye mi var; bu 193 üyeyi dönüşümlü hale getirmek lazım; 20 ise 20 ama bu dönüşümlü olmalı. İki yılda bir bunlar dönüşüme tabi olmalı ve bu dönüşüme tabi olmak suretiyle 10-10 şeklinde bu dönüşüm devam eder ve herkes burada adeta birer daimî üye olarak bir sene veya iki sene kalır.
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş ve esir takasına ilişkin açıklama yapan Erdoğan şunları söyledi: Bu savaşın her iki ülke halkına, bölgeye, dünyaya ödettiği bedeller ortada. Hiç kimse bu bedeli daha da artırma anlayışında olmamalı. Ancak biz attığımız adımlarla bir noktada mutluyuz. Örneğin rehinelerin değişimi konusunda adımlar atıldı. Sayın Putin ve Sayın Zelenski ile yürüttüğüm diplomasi trafiği neticesinde Rusya ve Ukrayna arasında 200 savaş esirinin mübadelesi gerçekleşti. Türkiye’nin arabuluculuğunda gerçekleşen bu esir mübadelesi savaşın sonlandırılması yolunda önemli bir adım.
Rusya ve Ukrayna arasında barışın tesisine yönelik çabalarımız devam ediyor. Esir mübadelesine imkân verdikleri için Sayın Putin ve Sayın Zelenski’ye teşekkür ediyorum. Bu süreçte gayret gösteren bütün arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Bu gelişme de bizi ciddi manada mutlu etti. Bu konuda gerek Sayın Putin gerek Zelenski, her iki taraf da bizim attığımız bu adımı bir yerde kolaylaştırdılar. Şu anda bu süreci ilgili arkadaşlarımız takip ediyor ve karşılıklı olarak da bu rehinelerin takası başlamış vaziyette.
Biz Türkiye olarak en başından beri barışın tesisi için gayret gösterdik. Küresel arabulucu rolümüz ve diplomasideki lider konumumuz bizi daha çok inisiyatif almaya zorluyor. Türkiye diyaloğun ve diplomasinin gücüne inandığının neticesini de şimdi bu rehine mübadelesiyle almış durumda. Bu bizi ayrıca çok çok mutlu kılıyor. Barış ve istikrarı sağlamak için çabalarımızı bundan sonraki süreçte de devam ettireceğiz. Örneğin döner dönmez hemen tekrar liderleri arayarak telefon diplomasimizi kendileriyle sürdüreceğiz.
Özellikle BM’nin de aynı şekilde inisiyatif alarak sorunun çözümü için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Ne yazık ki BM, savaşı sona erdiremediği, akan kanı durduramadığı gibi, savaşın sonucu olarak ortaya çıkan enerji ve gıda krizlerine bir çözüm de bulamamıştır. Bu konuyla ilgili BM Genel Sekreteri’nin tahıl koridorunun oluşmasındaki çabası BM’ye olan güveni biraz olsun tazeledi ancak savaşın sona erdirilmesi yönünde daha çok çaba gösterilmesi gerektiği de kuşkusuz. Bu sadece benim değil tüm dünya liderlerinin ortak gayretiyle olması gereken bir süreç. Hepsinin bu kanalı zorlaması lazım.
Rusya’ya yönelik yaptırımlar ve Rus kredi kartı sistemi Mir Kart’la ilgili bir soru üzerine Erdoğan şunları anlattı: Bu kartlarla ilgili konuda en önemli nokta Mir Kart denilen olaydır. Bu Rusya ile bizim aramızda bir adımdı. Bu konu hakkında atacağımız adımların değerlendirmelerini ilgili arkadaşlarımızla yapıyoruz. Ona göre adımlarımızı inşallah yine atacağız. Alternatifimiz var tabii, o ayrı. Ama bütün dert, işte bu yaptırımların farklı versiyonları. Bunlar tabii gerçekten dostluğa falan yakışmıyor, ekonomik ilişkilerimizin düzenlenmesine yakışmıyor. Biz şimdi ister istemez ne yapacağız? Alternatifleri ne olabilir; bu alternatifler üzerinde ilgili bakan arkadaşlarım görüşmelerini yapıyorlar. Bu görüşmelerden sonra da İstanbul’da cuma günü (bugün) inşallah bütün ilgili arkadaşlarımı toplayacağım. Onlarla bir toplantı yapıp, burada da nihai kararımızı vereceğiz.
Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın İstanbul’daki Rum sayısının azalmasıyla ilgili açıklamasına dair Erdoğan şöyle konuştu: Benim muhatabım değil. O konuşacaksa bizim Mevlüt Bey’le görüşsün, onla konuşsun. Biz Türkiye’de Rum nüfusunun azalmasından yana olan bir iktidar olmadık. Tam aksine, örneğin ben Bozcaada’da, Gökçeada’da gezdiğim zaman orada yaşayan çok az sayıda Rum vatandaşlarımıza hep sormuşumdur; ‘Nerede senin çocukların?’ ‘Amerika’da’ dedi. ‘Getirin, burada yaşasınlar’ dedim. ‘Çocuğumu Amerika’dan getiremiyorum’ dedi. Bu neyi gösteriyor? Demek ki onun Türkiye’de yaşama diye bir arzusu, derdi yok. Olsa, bizim kapımız açık. Ama tabii bu Yunan Dışişleri Bakanı’nın bunlardan falan haberi yok. Bunlar uzayda dolaşıyor. Bizim her zaman için kapımız açık, vatandaşlık da veririz. Biz kendi dönemimiz içerisinde hiçbir Rum’u ülkemizden sürmedik. Ama onların şu anda Batı Trakya’da bizim vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza yaptıkları zulmün haddi hesabı yok. Son dönemlerde bizim oradaki din adamlarımızın atamalarını bile kendileri yapmak istiyorlar. Sen ne anlarsın bizim din adamının durumundan, yapısından? Biz böyle bir gayretin içerisinde olduk mu? Biz kalkıp da buradaki papazların atamasını vesairesini yaptık mı? Hayır.
Amerikan Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Ermenistan ziyaretiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: Pelosi’nin bu ziyaretiyle kalkıp da Kafkasya’daki bu gelişmelere darbe vuracak ne mecali var ne cirmivar. Ben inanıyorum ki o birçok yeri de rahatsız etmiştir. Hiç fazla abartmaya falan da gerek yok. Şimdi biz de bazı hazırlıkları yapıyoruz. Buradan döndükten sonra gereken adımları da atarız. Şimdi Prag’da Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi var. Şu anda Prag’daki zirveye katılıp katılmama gibi bir değerlendirme içindeyiz.
Prag’daki zirveye katılmamız halinde, (Ermenistan Başbakanı Nikol) Paşinyan’ın oraya gelme durumu var. ‘Orada görüşebilir miyiz?’ diye de bir düşüncesi olmuş galiba. Belki orada kendisiyle bu konuları ayrıca bir görüşme durumumuz olabilir. Fakat tabii bu konularla ilgili Kafkasya’da bizim de bazı hamlelerimiz olacak. Onun da şimdilik sadece planlama süreci içerisindeyiz. Sayın İlham Aliyev kardeşimizle de bunları konuşup, ona göre adımlarımızı atacağız.
Bu vesileyle, TOKİ’den ev alan vatandaşlarımıza da bir müjde vermek istiyorum. TOKİ’den ev veya iş yeri alıp da geri ödemesi devam eden vatandaşlarımız için yüzde 25 peşin ödeme indirimi kampanyası başlatıyoruz. Borcun tamamını kapatamayacak olanlar ise bakiyesinin yüzde 25’inden az olmamak şartıyla, yapabildikleri kadar ödemeye yüzde 25 indirim alabilecek. Bu kampanyadan, geri ödeme taksitleri 2021 yılı Haziran ayı sonuna kadar başlamış olan konut ve iş yeri alıcıları faydalanabilecek. Kampanya bugün (dün) başlayacak ve 19 Ekim tarihine kadar sürecek. Orada da inşallah kolaylaştırıcı olacağız.