
Almanya’da seçimlerden birinci çıkan CDU/CSU’nun lideri Friedrich Merz, Meclis’teki güven oylamasında ikinci turda Başbakan seçilebildi. Merz’in ilk turda 316’yı bulması gerekiyordu. Ancak 630 vekilden sadece 310’u destek verdi. Merz ikinci turda 325 oy aldı. İlk turda seçilemeyen ilk lider olarak tarihe geçen Merz, başbakanlığa da zayıf başladı.
Almanya’nın 10’uncu Başbakanı olarak göreve başlamayı uman Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi Genel Başkanı ve milletvekili Friedrich Merz, Federal Meclis’te yapılan ilk tur oylamada yeterli oyu alamayarak başbakan seçilemedi. Şubat 2024’te yapılan erken genel seçimde Merz liderliğindeki CDU/CSU 28,6'lık oy oranıyla birinci parti çıkmış, 630 sandalyeli mecliste 208 milletvekili elde etmişti. İkinci sırada aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi 152 sandalye, Merz’in koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) 120 sandalye elde etmişti. Yapılan oylamada tam bir hayal kırıklığı yaşayan Merz'i, 630 sandalyeli Federal Meclis’te 630 milletvekilinden 310’u destekledi, 307 parlamenter “hayır” oyu verdi. 1 oy geçersiz sayılırken 3 vekil çekimser oy kullandı. SPD’den 9 vekil oylamaya katılmadı. Günün ilerleyen saatlerinde ise 2’nci kez oylama yapıldı. 328 milletvekili bulunan yeni CDU/CSU/SPD koalisyonunun başbakan adayı olan Friedrich Merz, bir kez daha müttefiklerinden tam destek alamamasına karşılık, 325 oyla Başbakan seçildi.
UTANÇ VERİCİ
23 Mayıs 1949’da Alman Anayasası’nın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nin tarihinde bir ilk yaşandı ve ilk kez bir başbakan adayı ilk turda seçilemedi. Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Bild, Merz'in ilk turda başbakan seçilememesi üzerine "Çuvalladı!" başlığını attı. Der Spigel’se yaşanan gelişmeyi "Merz için son derece utanç verici" olarak yorumladı. Alman medyası, ülke tarihinde böyle bir durumun daha önce hiç yaşanmadığını vurguladı.
OFİSTE MAĞLUBİYET TOPLANTISI
Friedrich Merz’in, başbakan seçilebilmesi için gereken en az 316 milletvekilinin desteğini alamaması üzerine oturuma ara verildi. Verilen aranın ardından bugün başka bir oylama daha yapılacağı açıklandı. Adeta soğuk duş etkisi yaratan olay sonrası Merz, yakın müttefikleri ile istişare etmek üzere ofisine çekildi. CDU-CSU meclis grubu lideri Jens Spahn, Bavyera İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, SPD lideri Lars Klingbeil, Federal Meclis Başkanı Julia Klöckner ve aile üyeleri de gelişmeleri değerlendirmek üzere Merz’in ofisine geçti.
WEIDEL ERKEN SEÇİM İSTEDİ
AfD lideri Alice Weidel, ilk turun ardından Merz'in istifa etmesi ve yeni seçimlerin önü açması gerektiğini savundu. Weidel, sosyal medya platformu X'te yaptığı paylaşımda “Bu durum, CDU/CSU ve SPD'den oluşan ve vatandaşlar tarafından oylanarak iktidardan uzaklaştırılan küçük koalisyonun ne kadar güçsüz bir temel üzerine inşa edildiğini göstermektedir" dedi. Oylama sonrasında mecliste bulunan vekiller salonu terk ederken AfD'li vekiller sıralarında oturmaya devam etti. AfD'li vekillerin, sonucu neşeyle karşıladığı görüldü.
ŞÜPHELİ İKİNCİ SEÇİM
Günün ilerleyen saatlerinde yapılan ikinci tur oylamada ise 325 vekilin desteğini alan Merz, Almanya’nın yeni Şansölyesi seçildi. 328 vekilli SPD/CDU/CSU koalisyonundan bir kez daha tam destek alamayan Merz, göreve devralır almaz eleştirilerin odağında yer aldı. Kapalı oylama usulü ile yapılan seçimde, Merz’in 316 barajını aşmak için Yeşiller Partisi ve Sol Parti’den destek aldığı iddia edildi. Söz konusu iddia doğruysa, suni bir destekle göreve gelen Merz’in, yapılacak ilk güven oylamasında görevini yitirebileceği ve ülkenin bir kez daha erken seçime gidebileceği değerlendiriliyor.
AVRUPA’NIN LİDERİ OLAMAZ
Almanya siyasi tarihinde ilk kez yaşanan olayda Merz’in ülkeyi şoke eden başarısızlığı, tartışmaları da beraberinde getirdi. Eski Şansöyle Angela Merkel’in emeklilik kararı sonrası Avrupa’ya liderlik edecek profil bulunamadı. Avrupa’nın en güçlü ekonomisi olan Almanya’nın bu rolü üstlenmesi beklenirken, Almanya’ya liderlik etmesi beklenen Merz’in böylesine bir siyasi kriz yaşaması hem ülke hem de Avrupa genelinde tedirginliğe yol açtı. Merz’in birleştirici ve yön verici bir lider olup olmadığına yönelik siyasi makaleler gün boyu kıta basınında kamuoyuna servis edildi.