İsveç’te yaşayan PKK yandaşlarının başkent Stokholm’de gerçekleştirdiği alçak eylem soruşturmaya bile değer görülmedi. Stokholm’deki tarihi belediye binası önünde 11 Ocak’ta düzenlenen PKK eyleminde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a benzetilen bir maket ayaklarında asılıp Türkiye ve Erdoğan hedef alınmıştı. Ankara ve Stokholm arasında tansiyonu yükselten provokasyonun yankıları sürüyor. NATO’ya üye olabilmek için Türkiye’nin onayını bekleyen İsveç’ten bir skandal hamle daha geldi. İsveç polisinin müdahale etmediği PKK yandaşları da cezasız kaldı.
Stokholm merkezli Aftonbladet gazetesi, Stokholm Şehir Savcılığı’ndan Savcı Lucas Eriksson’un, Türkiye’den tepki yağan olayın suç teşkil etmediğine karar verdiğini duyurdu. Kararın kesin olduğu ve dosyanın kapatıldığı belirtildi. Aynı haberde savcının olayı hakaret davası olarak ele aldığı, ancak “yeteri kadar hakaret olmadığı” sonucuna vardığı ifade edildi. Savcı Eriksson’un “Dosya masama hakaret diye geldi, ancak ben hakaret teşkil edecek ağırlıkta bir şey olduğunu düşünmedim. Bir inceleme talep edilebilir ve daha sonra başka bir savcı bu davayı inceleyebilir” dediği öne sürüldü.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği ile Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği üyeleri, PKK yandaşlarının İsveç’teki provokasyonunu protesto etti. İsveç’in Ankara Büyükelçiliği önünde toplanan dernek üyeleri, İsveç’e örgüt mensupları hakkında işlem yapması çağrısında bulundu. Açıklamaların ardından büyükelçilik kapısına siyah çelenk bırakıldı.
AKParti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısından sonra İsveç’teki PKK eylemi hakkında açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maketinin asıldığı PKK gösterisine ilişkin soruşturma başlatmayan İsveç makamlarına tepki gösteren Çelik, “Bu savcının açıklamasından şu çıkıyor; İsveç’te isteyen terör grubu, istediği eylemi yapabilir; dost ülkelerin ve ileride müttefik olmayı düşündüğü ülkelerin devlet başkanlarını ölümle tehdit edebilir ve İsveç bu terör yanlışlarının propaganda merkezi olarak kendisini konumlandırır” dedi. Çelik şöyle konuştu: “İsveç Başbakanı şunu düşünmeli: Sizin NATO gibi bir güvenlik örgütüne üye olma girişimlerinizi sabote edecek kadar eylem yapabilenler karşısında, yargınızın bu kararı bambaşka bir durumu ortaya koyuyor. Demek ki teröre karşı siyasi otoriteyle yargı arasında tamamen zıt bir durum var. İsveç NATO üyesi olsa, Türkiye’nin de olduğu masada teröre karşı nasıl yeni kararlar alacağız? O sırada NATO üyesi ülkede devlet başkanınıza dönük suikast modellemesi yapılıyor. Bu, hiçbir yerde kabul edilemez.”