Geçtiğimiz hafta Türkiye’yi ziyaret eden, Kudüs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İmad Abu Kishek Yeni Şafak’a konuştu.
Prof. Kishek, 1948’den beri Siyonist Yahudiler ile savaştıklarını ancak böylesine büyük bir katliam görmediklerini söyledi.
Kishek, “Netanyahu hükümetinin kurulma amacı Filistinlilere, ‘nehirden denize büyük İsrail’ dedirtmek. Filistinlilerin göç etmesi için gereken tüm kolaylığın sağlanacağı ve göç etmiyorlarsa göç etmeleri için ellerinden geleni yapacakları yönünde karar aldılar. 7 Ekim yaşanmasaydı bir bahane ileri sürerek bu planları için harekete geçeceklerdi. Daha önce de soykırım yapıyorlardı. Bizi öldürüyorlardı, tutuklayıp işkence ediyorlardı ama bunu dünyaya göstere göstere yapmıyorlardı. Şimdi ise içlerindeki nefreti tüm dünya görüyor” dedi.
Batı ülkelerinde Filistin’e destek verdikleri için baskı gören akademisyenler hakkında konuşan Kishek, “Batı ülkeleri şu an şizofren gibi davranıyor. ‘Biz batıyız, biz özgürüz’ diyorlar ancak Filistin’e destek veren akademisyenler istifaya zorlanıyor. Bu tutum ‘özgürlükçü Batı’ imajını yerle bir etti. Filistin’in haklı davası iktidarlar nazarında destek görmese de dünya halkları tarafından büyük bir destek görüyor. Dünyanın büyük üniversitelerinin rektörleri, Filistin’e destek vermeleri, Siyonist ideolojiyi eleştirmeleri, Batı’nın sözde değerleri hak ve adalet gibi kavramların Filistin için neden uygulanmadığını sorguladıkları için istifaya zorlanıyorlar. Farklı ülkelerden akademisyen arkadaşlarım Filistin’e destek verdikleri için hükümetten baskı gördüklerini söylüyorlar” ifadelerini kullandı.
İsrail’in, üniversiteye yönelik baskısını artırdığını belirten Kishek, “Üniversiteye geçişi sağlayan yollar İsrail askerleri tarafından tutuluyor, sabah 5,5 ila 8,5 arasında caddeler, sokaklar yalnız Batı Şeria’daki yerleşimciler için açık. İlk defa böyle bir şey yaşıyoruz. Sömürge altındaki Afrika ülkelerinde bile böyle bir uygulama görülmemiştir. Eğitimi de açıkça hedef alıyorlar. Savaşın ilk günlerinde üniversiteye birkaç defa saldırdılar, gaz bombası attılar. Güvenlik sebebiyle uzaktan eğitime geçtik. Zaten öğrencilerimizin birçoğu Gazze’ye ailelerinin yanına geçti” diye konuştu.
Kishek, savaşın başından bu yana birçok öğrenci ve öğretim üyesinin şehit olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"10 lisans, 1 yüksek lisans, 4 doktora öğrencim şehit oldu. İki profesörümüz şehit oldu. Birisi aynı zamanda danışmanım olan Dr. Saadi Al Karnaz ve 16 kişilik ailesi, diğeri ise tıp fakültesi profesörü Dr. Ghassan Baalousha ve 10 kişilik ailesi. İsrail hiçbir gerekçe göstermeden öğrencilerimizi ve hocalarımızı tutukluyor. 3 profesörümüz ve 20 öğrencimiz tutuklandı. Şimdi durumlarının ne olduğunu bilmiyoruz."
Türkiye ziyaretinin ardından gözdağı vermek için İsrail’in harekete geçtiğini ifade eden Kishek, “Türkiye, İsrail’in korkulu rüyası. Türkiye’yi ziyaretimden sonra üniversiteye gittiğimde peşimden rütbeli bir asker geldi. Üniversitenin karşısında inşaat yapacaklarını söyledi. Bunu bana yönelik bir tehdit olarak kullanıyorlar. Türkiye’yi ziyaret eden herkesi hedef haline getiriyorlar. Baskıyı artırmaya çalışıyorlar. Amaç üniversitenin karşısında inşaat başlatarak üniversite giriş çıkışlarına tamamen engel olmak” şeklinde konuştu.
Üniversitenin misyonu hakkında bilgi veren Kudüs Üniversitesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yasir Yanılmaz şunları söyledi:
“Üniversite Filistin’de yaşayan Müslümanların yaşam konforunu artırmayı amaçlıyor. İsrail bir yerin iki gün ışığı yanmadıysa el koyuyor, Mescid-i Aksa’nın etrafındaki bölgesel işgali bu şekilde gerçekleştiriyor. Üniversite de İsrail bunu yapamasın diye kullanılmayacağı ön görülen yerlerin sahipleri ile irtibata geçiyor, orayı üniversite adına satın alıyor. Bunun yanında örneğin Filistinlilerin, İsrail ile ilgili bir problemi oldu hukuk fakültesindeki hocalar onların müdafaasını yapıyor. İnşaat yapılacaksa projeyi inşaat fakültesindeki hocalar çiziyor. Filistinlilerin herhangi bir altyapı ihtiyacı varsa bunları da üniversite yapıyor. İsrail bu sebeple üniversite üzerinde baskı kuruyor.”