Türkiye için bir sosyal inovasyon: Komşu Anne Projesi

04:001/09/2025, الإثنين
G: 1/09/2025, الإثنين
Yeni Şafak
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.

Geleneksel bir pratik olan “komşuya çocuk emanet etme”yi eğitim, denetim ve kayıt sistemiyle yeniden tasarlayan Komşu Anne uygulaması, Türkiye’nin ihtiyaçlarına özgün bir yanıt üretmesi bakımından güçlü bir sosyal inovasyon örneği niteliği taşımaktadır.

Doç. Dr. Zeynep Burcu Uğur / Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi

Komşu Anne projesi, ilk kez Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yürütülen EDUCARE II projesi kapsamında gündeme geldi. Proje çerçevesinde Avrupa Birliği ülkelerindeki çocuk bakım modelleri incelenerek, Türkiye’nin sosyal yapısına uygun modellerin nasıl uyarlanabileceği araştırıldı. EDUCARE II kapsamında ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’daki uygulamalar detaylı raporlarla analiz edilirken, SGK uzmanları Hollanda, Portekiz ve Avusturya’ya da çalışma ziyaretleri gerçekleştirerek bu ülkelerdeki çocuk bakım sistemlerini yerinde inceledi.

Türkiye’ye uygun model için devlet desteğinin hangi kesimlere yönelmesi gerektiği önemli bir konu olarak öne çıktı. Zira asgari ücretle çalışan bir kadının, aynı ücret düzeyinde bir bakıcı istihdam etmesi ekonomik olarak mümkün görünmüyordu. Ekonomik olarak zorluk yaşaması muhtemel mavi yakalı kadınlara yönelik bakım seçeneklerinin güçlendirilmesi için önemli gerekçeler olduğu konusunda fikir birliği oluştu.

Bu nedenle, Avrupa Birliği ülkelerinde yaygın biçimde uygulanan ancak Türkiye’de henüz hayata geçirilmemiş bir model olan childminding sistemi gündeme alındı. Bu sistemde bakım veren kadın, kendi evinde sınırlı sayıda çocuğa bakıyor; böylece bakım maliyetleri hem kreş hem de dadı modeline kıyasla daha ulaşılabilir hale geliyor. Avrupa Birliği Delegasyonu da Türkiye’nin koşullarını ve değer yargılarını dikkate alarak, ev temelli çocuk bakım sistemlerinin geliştirilmesine destek verdi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın Belçika’da bu sistemi müşahade etmiş olması ve uygulamayı benimsemesiyle birlikte, Türkiye’de hayata geçirilmesi konusunda güçlü bir irade ortaya kondu.

KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZDEN BESLENİYOR

Komşu Anne ismi, EDUCARE II projesi kapsamında düzenlenen çalıştaylarda yapılan anketlerde katılımcılardan en çok oyu alarak ortaya çıktı. Daha sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın da bu ismi kullanmaya başlamasıyla kavram kısa sürede popülerlik kazandı.

Aslında bu isim, Türkiye’nin kültürel dokusuna da oldukça yakın. Geleneksel olarak kolektivist bir yapıya sahip olan toplumumuzda dayanışma, komşuluk ve paylaşma kültürü güçlüdür. Dahası, değerlerimizde yer alan “süt anne” kavramı da benzer bir anlam dünyasına işaret eder. Çocuğu doğurmamış olsa da onun hayati bir ihtiyacını karşılayan kişiyi değerlerimiz anne kadar yakın ve çocuklarını da gerçek kardeş kabul etmiştir. Dolayısıyla “Komşu Anne” ismi, hem modern bir sosyal politika modelini ifade ediyor hem de kadim kültürel değerlerimizden besleniyor.

Komşu Anne modeli, Türkiye’de yaygın olarak var olan komşuluk desteği ve mahalle dayanışmasını kurumsal bir çerçeveye taşıyarak çocuk bakımında yeni bir çözüm sunmaktadır. Bu model, hem çocukların güvenli ve nitelikli bakımını güçlendirmekte hem de kadınlara istihdam ve gelir yaratma imkânı sağlayarak kadın-erkek eşitliğine katkıda bulunmaktadır. Geleneksel bir pratik olan “komşuya çocuk emanet etme”yi eğitim, denetim ve kayıt sistemiyle yeniden tasarlayan Komşu Anne uygulaması, Türkiye’nin ihtiyaçlarına özgün bir yanıt üretmesi bakımından güçlü bir sosyal inovasyon örneği niteliği taşımaktadır.

SİSTEM YURTDIŞINDA NASIL UYGULANIYOR?

Yurtdışında komşu annelik sistemi; çocuklara uygun mekân koşulları, sınırlı çocuk sayısı, zorunlu eğitimler ve suç geçmişi taraması üzerine inşa edilmiştir. Bu dört unsur, hem çocukların güvenliğini hem de ebeveynlerin sisteme duyacağı güveni teminat altına almaktadır.

Çocuklara Uygun Alan

Komşu anne sisteminin uygulandığı tüm ülkelerde evin çocuk bakımına uygunluğu belirli standartlarla denetlenmektedir. Güvenlik önlemleri kapsamında yangına karşı tedbirlerin alınması, ilaçların ve temizlik malzemelerinin kilit altında tutulması, mobilyaların sivri köşelerine koruyucu takılması gibi düzenlemeler zorunlu tutulur. Ayrıca evin hijyen koşulları, oyun oynanacak ve dinlenilecek alanların uygunluğu da bakım izni için temel kriterler arasında yer almaktadır.

Maksimum Çocuk Sayısı

Her ülke, bakımın nitelikli ve güvenli yürütülebilmesi için komşu annenin bakabileceği çocuk sayısını sınırlandırmaktadır. Genel olarak 4 ila 6 çocuk arasında değişen bu sınır, ülkeler arasında küçük farklılıklar göstermektedir. Örneğin Fransa’da en fazla 4, Almanya’da 5, İngiltere ve ABD’de ise 6 çocuğa izin verilmektedir. İncelenen ülkelerden yalnızca İngiltere’de yaş gruplarına göre ayrıntılı bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre bir childminder (bakım veren) aynı anda en fazla 8 yaşın altında 6 çocuğa bakabilmekte, bunlardan yalnızca 3’ü 5 yaşın altında, sadece 1’i ise 1 yaşın altında olabilmektedir. Bu sınırlamalar belirlenirken, denetimden sorumlu birimler ayrıca bakım verenin deneyimini göz önünde bulundurarak yönlendirmelerde bulunma hakkına sahiptir.

Çalışanların Alması Gereken Eğitimler

İncelenen ülkelerin hepsinde belirli bir zorunlu eğitim şartı var. Bu eğitim genellikle pedagojik gelişim, çocuk sağlığı, ve ilk yardım alanlarında eğitim almak zorundadır. Bu eğitimlerin kapsamı ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. ABD’de ise yalnızca 16 saatlik ilk yardım eğitimi yeterli görülmektedir. İngiltere’de 12 saat ilk yardım sertifikası, 2-3 saat süren çocukların güvenliği eğitimi ve yaklaşık 15 saat sürebilen pedagoji eğitimi ile kişiler komşu anne adayı olmak için kayıt yaptırabilmektedir. Almanya’da toplam 160 saatlik daha kapsamlı bir eğitim şart koşulmaktadır. Fransa’da ise süreç aşamalı ilerler; adaylar toplamda 120 saatlik eğitimin ilk 80 saatini tamamladıktan sonra çocuk bakmaya başlayabilir, kalan 40 saatlik kısım ise mesleki bilgileri güncel tutmak amacıyla belirli aralıklarla tamamlanır.

Suç Geçmişi Kontrolü

Çocuk güvenliği açısından en kritik unsurlardan biri, komşu anne adaylarının adli sicil kayıtlarının titizlikle incelenmesidir. İngiltere ve Galler’de bu kontrol “Disclosure and Barring Service” (DBS) adı verilen sistemle yapılmakta ve çocuklara yönelik herhangi bir suç geçmişi bulunan kişilerin başvuruları reddedilmektedir. Üstelik bu denetim yalnızca bakım verenle sınırlı kalmayıp, evde sürekli yaşayan diğer yetişkinleri de kapsamaktadır. Böylece çocukların güvenliği sadece bakım sağlayıcıyla değil, ev ortamının bütünündeki güvenlikle teminat altına alınmaktadır.

Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere’de devlet komşu anneye ödenen paranın bir kısmını aileye belirli şartlar halinde geri ödemektedir. ABD’de ise bakım veren kişi ile çocuğun ebeveyninin arasındaki belirlenmektedir. Devletin herhangi bir finansal desteği bulunmamaktadır. Fakat ABD’de vakıflar bu işte çalışacak kadınların evlerinin tefrişat giderleri için destekte bulunmaktadır.

DENETİM MEKANİZMALARI

Yurtdışında bu sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için denetim mekanizmaları bulunmaktadır. ABD’de denetim kreşleri de denetleyen eyalet yönetimleri tarafından yürütülürken, İngiltere’de bu görev ülkedeki kreşler gibi bütün bakım altyapısını kaydeden kurum olan OFSTED’e verilmiştir. Almanya’da çocuk bakıcılarının kayıt ve denetiminden Jugendamt adı verilen yerel gençlik ofisleri sorumludur. Fransa’da ise süreç, çocuk sağlığı hizmetleriyle bağlantılı çalışan PIM merkezleri aracılığıyla yürütülmektedir.

ABD ve İngiltere’de, kreşler ve komşu anneler için gerçekleştirilen ev ziyaretlerinin raporları kamuya açık şekilde online olarak yayımlanmaktadır. Böylece aileler, eksik ya da yetersiz görülen hizmetleri önceden inceleyerek çocuklarını emanet edip etmeyeceklerine kendileri karar verebilmektedir. Online denetim raporlarının paylaşılması, sistemin şeffaflık ilkesi çerçevesinde işlemesi açısından önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır. Almanya ve Fransa’da ise denetimler yine düzenli ev ziyaretleriyle yapılmakta, ancak raporlar kamuya açık olarak yayımlanmamaktadır.

Lisans yenileme süreleri ülkeler arasında farklılık göstermektedir. ABD ve İngiltere’de komşu anneler için verilen lisansların yılda bir yenilenmesi gerekirken, Almanya ve Fransa’da bu süre daha uzun tutulmuş ve 5 yılda bir olarak belirlenmiştir.

Dünyadaki benzer uygulamalarda olduğu gibi, Türkiye’de de Komşu Anne adaylarının en az iki kez denetimden geçirilmesi planlanıyor. Kurulan denetim altyapısı ise kreş denetimine benzer bir sistemle işlenmesi planlanmaktadır.



#aile
#toplum
#aktüel