Zengin tarihi mirasa ve köklü bir medeniyete sahip Hindistan ve Türkiye, uzun yıllara dayanan dostluğunu diplomatik, ekonomik ve kültürel alanları kapsayan çok yönlü bir ilişkiyle geliştirmiştir. İkili bağlarımız, ortak çıkarlar çerçevesinde son dönemde ciddi bir büyümeye tanık olmuştur. Türkiye Yüzyılı’nın Dışişleri Bakanı olarak Hakan Fidan’ın atanmasının ardından Hindistan-Türkiye ilişkilerinin gelişimi ve geleceği adına çeşitli yönlerini ele almayı, iki ülke arasındaki yapıcı angajmanı ve daha fazla iş birliği potansiyelini vurgulamak gerekiyor.
Ankara-Yeni Delhi hattında ilişkilerin ekonomik boyutu son yıllarda önemli bir büyümeye sahne olmuştur. İkili ticaret artmış ve her iki ülke de ekonomik iş birliği için kullanılmayan potansiyelin farkına varmıştır. Hindistan ve Türkiye ekonomilerinin dinamik yapısı, daha fazla ekonomik entegrasyon ve çeşitlendirme için fırsatlar sunmaktadır.
Hindistan ve Türkiye, savunma ve güvenlik gibi karşılıklı çıkar alanlarındaki stratejik ortaklıklarını daha da güçlendirme imkanına sahiptir. Her iki ülke bağımsız dış politika için gelişmiş savunma sanayinin varlığına değer vermektedir. Bu doğrultuda ortak projeleri, teknoloji transferlerini ve iş birliğine dayalı etkileşimi güçlendirmek mümkündür. Böylesi bir durum sadece savunma kabiliyetlerini arttırmakla kalmayacak, aynı zamanda bölgesel güvenlik ve istikrara da katkıda bulunacaktır.
Hindistan’ın artan enerji talebi ve Türkiye’nin stratejik coğrafi konumu, enerji iş birliğinin geliştirilmesi için bir fırsat sunmaktadır. Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında bir enerji geçiş merkezi olarak üstlendiği rol ve Karadeniz Gazı’nın potansiyeli, Hindistan’ın artan enerji ihtiyacıyla birleştiğinde doğal gaz boru hatları, yenilenebilir enerji projeleri ve enerji ticareti gibi alanlarda iş birliği için yollar açmaktadır. Nihayetinde bu durum, enerji güvenliğini teşvik edecek ve enerji kaynaklarının verimli kullanımını kolaylaştıracaktır.
Hindistan’ın iddialı altyapı geliştirme projeksiyonları karşısında Türkiye’nin inşaat ve proje yönetimindeki uzmanlığı, altyapı yatırımlarında iş birliği için çok ciddi imkanlar barındırmaktadır. Ulaşım, kentsel dönüşüm ve akıllı şehirler gibi sektörlerdeki ortak girişimler, Türkiye’nin deneyiminden ve Hindistan’ın geniş pazar potansiyelinden yararlanarak sürdürülebilir ve modern altyapının geliştirilmesine zemin hazırlayabilir.
Hindistan ve Türkiye, dünyanın dört bir yanından turist çeken zengin kültürel mirasa sahiptir. İki ülke arasında turizm ve kültürel alışveriş çeşitli projeler vasıtasıyla canlandırılabilir. Ortak pazarlama kampanyaları, turizm paketleri, dizi ve film endüstrisinin kullanılması, öğrenciler ve sanatçılar için değişim programları gibi iş birliğine dayalı girişimler, iki toplum arasındaki etkileşimi artıracak ve kültürel yakınlaşmayı derinleştirecektir.
Hindistan’ın bilgi teknolojilerindeki becerisi ve Türkiye’nin teknolojik ilerlemeye odaklanması, bilişim sektöründe yakın iş birliği sağlayabilir. Ortak araştırma ve geliştirme projeleri, teknoloji transferleri ve start-up iş birlikleri yenilikçiliği ve girişimciliği artırabilir. Bu sadece ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda her iki ülkenin de yararına olacak teknolojik ilerlemelere kapı açacaktır.
Öte yandan Hindistan ve Türkiye tanınmış eğitim kurumları ve araştırma merkezlerine sahiptir. Öğrenci ve akademisyen değişimlerinin, ortak araştırma projelerinin ve bursların yaygınlaştırılması bilgi ve uzmanlık paylaşımını kolaylaştıracaktır. Bu iş birliği, kültürlerarası öğrenmeye ve akademik gelişime yol açarken bilim, teknoloji, tıp ve beşeri bilimler de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda ilerlemelere katkı sunabilir.
Diğer yandan ticaret prosedürlerinin kolaylaştırılması, engellerin azaltılması ve yatırım dostu ortamların teşvik edilmesi Hindistan ve Türkiye arasındaki ikili ticaret hacmini artırabilir. Ticari dengesizliklerin belirlenmesi ve ele alınması, mal ve hizmetler için pazar erişiminin genişletilmesi ve elverişli iş ortamlarının yaratılması, her iki ülkeden işletmelerin yeni pazarlar keşfetmesi ve yatırım faaliyetlerini genişletmesi için fırsatlar sağlayacaktır.
Sonuçta Hindistan-Türkiye arasındaki çok yönlü ilişki, gelecekteki iş birliği ve büyüme için çok sayıda fırsat sunmaktadır. Birleşmiş Milletler’in son verilerine göre dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi artık Hindistan’dır ve uluslararası arenadaki özgül ağırlığı her geçen yıl daha da artmaktadır. Böylesi bir durum karşısında Türk hariciyesinin Hindistan’ı dost ve müttefik bir ülke olarak konumlandırması son derece önemlidir.
Savunma alanında stratejik ortaklıkların güçlendirilmesi, enerji iş birliğinin genişletilmesi ve altyapı projelerinin ortaklaşa üstlenilmesi, ikili ilişkilerin istikrar boyutuna katkı sunabilir ve ekonomik refahın artmasının önünü açabilir. Hindistan ve Türkiye, kültürel zenginliklerinden faydalanarak, turizmi teşvik ederek ve öğrenci değişimini kolaylaştırarak birbirlerinin kadim mirasını daha iyi anlamalarını ve değer vermelerini sağlayabilir. Teknolojik yeniliklerin benimsenmesi, ticaret ve yatırımın kolaylaştırılması ve bölgesel iş birliğinin güçlendirilmesi her iki ülkeyi de geleceğin şekillendirilmesinde kilit oyuncular olarak konumlandıracaktır. Hindistan ve Türkiye bu fırsatları değerlendirdikçe, sınırları aşan ve gelecek yıllarda ortak bir ilerleme, refah ve kültürel uyum vizyonuna katkıda bulunan kalıcı bir ortaklık kurabilirler.