Arjantin'de Uluslararası Para Fonu (IMF) ile tarihi anlaşmaya imza atan Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin ön seçimlerde düşük oy alarak başkanlık seçimlerinde dezavantajlı duruma düşmesi, halihazırda pamuk ipliğine bağlı ülke ekonomisini büyük bir belirsizliğe sürükledi.
Ekonomik olarak son dönemde zor durumda olan Arjantin'de IMF ile yaptığı anlaşmayla gündeme gelen Macri, ön seçimlerde düşük oy alarak, başkanlık yarışında dezavantajlı duruma düştü. Korumacı politikalarıyla tanınan eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'ın, başkan yardımcısı adayı olduğu Herkesin Cephesi Koalisyonu'nun yüksek oy alması ise ekonomide darbe etkisi yarattı.
Macri hükümetini, 4 yılda üçüncü hazine bakanı değişikliğine götüren, aralarında vergi indirimleri ve yardımların bulunduğu bir dizi ekonomik yardım paketi uygulatan süreçte ülke risk puanı 2 bin 500'lere çıktı ve kredi derecelendirme kuruluşları Arjantin'i kısa bir süreliğine de olsa "borcunu ödeyemez" olarak derecelendirdi.
Bu süreçte, IMF yetkilileri, Arjantin ile anlaşılan ve yaklaşık yüzde 80'i ödenen 57 milyar dolarlık IMF tarihinin en büyük borcu, 3 yıllık stand-by anlaşmasını gözden geçirmek ve hem hükümet hem de muhalefetle görüşmek için Arjantin'e geldi. Ülkede siyasi tarafların istikrara yönelik hamleleri ve IMF'nin Arjantin'in yanında olduğu açıklamasıyla biraz daha rahatlayan piyasalara son olarak "acil ve gerekli" adıyla Kongre'de oylamaya sunulmadan resmi gazetede yayımlanan kararnameyle döviz alımına kısıtlama getirildi.
Arjantin'den döviz çıkışını kısıtlayan ve piyasalarda dolar sirkülasyonunu artırmayı amaçlayan kısıtlamaya göre, ülkede bankalar dahil bütün şirketler döviz satın almak ve yurt dışına para transferi yapmak için merkez bankasından izin alacak. Ayrıca, ülkede ihracat yapan şirketler 5 gün içinde ellerindeki dövizi bozduracak ve tüzel kişiler de yatırım için ayda 10 bin dolar satın alabilecek.
Uzmanlar, ülkedeki ekonomik çalkantının sebebini "siyasi belirsizlik" olarak değerlendiriyor ve 2015'de başkanlık görevini üstelendikten sonra ilk olarak piyasalardaki kısıtlamaları kaldıran Macri hükümetinin, eski Devlet Başkanı Kirchner'ın, 2011-2015 yıllarında ülkede dolar alımını neredeyse imkansız hale getiren politikalarına benzer kararlar almasını eleştiriyor.
Ülkedeki ekonomik çalkantıların siyasi belirsizlikten kaynaklandığını belirten Kornblum, ön seçimlerin ardından Devlet Başkanı Macri ve öne seçimleri galibi Alberto Fernandez'in IMF ile yapılan anlaşmaya sadık kalınacağına dair ortak bir açıklama yapmaları gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyledi.
Ekonomist Kornblum, döviz alımına kısıtlama getiren kararnameye ilişkin ise "Hükümet çaresizlik içinde, acil olduğu gerekçesiyle parlamentoda tartışmadan bir kararname yayımlıyor, bu ilk demokratik kısıtlamadır. İkincisi, hükümetin düzenleme yapması. Kendini liberal olarak niteleyen ve ekonomide devlet denetimini azaltmayı amaçlayan bir hükümet böyle bir kararname çıkarıyor." dedi.
Kararnamenin ihracat yapan şirketleri etkileyeceğine dikkati çeken Kornblum, "Hükümet, ihracat yapan şirketleri döviz bozdurmaya zorluyor. Yani, onlar kendilerine ödeme yapıldığını bildirmelerinin ardından 5 gün içinde bu parayı bozdurmak zorundalar, bu hükümet için dolar kazanmanın bir yolu." ifadelerini kullandı.
Ekonomist Gustavo Neffa, döviz alımındaki kısıtlamalara ilişkin, "Döviz piyasasını dengede tutmak için bazı önlemler alınmalıydı. Eğer bu önlemler işe yaramazsa yeni önlemler de söz konusu olabilir. Bireysel özgürlüklerin kısıtlandığı ortamda, doların piyasadan çıkışını hızlandırabilecek olumsuz bir etki olur" ifadelerini kullandı.
Ön seçimlerin etkisine dikkati çeken Neffa, "Alberto Fernandez'in lehine olan sonuçlar güven krizini körükledi ve bu durum hükümeti görüşüyle uyuşmayan önlemler almaya zorladı. Aynı zamanda finansal piyasalara da bir darbe oldu. Çünkü Kirchner politikalarının geri gelmesi, enflasyon oranının daha fazla olduğu ekonomi politikalarına 180 derecelik bir dönüş olur" değerlendirmelerinde bulundu.
Ekonomist Neffa da Arjantin'in IMF'ye gitmesine ilişkin, şunları kaydetti:
"800 puanlık bir ülke risk priminiz varsa, uluslararası gönüllü borç veren piyasalar size kapılarını kapatır ve borçlarınızı tekrar finanse edemeyince de ödemede sorunlar yaşarsınız, bu kadar basit. Bu, Arjantin'in, son çare olarak borç veren IMF'nin kapısına niye gittiğinin açıklamasıdır."