Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Bakanlığının 2023 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin gri listeye neden girdiğini anlatan Bakan Nebati, “Ülkemizin gri liste sürecinin varlık barışı düzenlemeleri ile herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır. Varlık barışı düzenlemeleri, kara paranın aklanmasının önlenmesine yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından takip edilmekte ve dört temel ilke tarafından sıkıca takip edilmektedir. Bu bağlamda 9 Eylül’de FATF ile yapılan görüşmelerde ülkemizdeki varlık barışı uygulaması hakkın bir soru yöneltilmiştir. Buna yönelik olarak varlık barışı uygulamasının FATF tarafından belirlenen dört temel ilkeye uygun olduğu açıkça ifade edilmiş ve söz konusu rapor FATF Genel Kurulunca da kabul edilmiştir. Günümüze dek yürürlüğe konulan varlık barışı düzenlemeleri bağlamında kara paranın aklanmasına yönelik FATF tarafından ülkemize yönelik herhangi bir eleştiri de yöneltilmemiştir. Ayrıca ülkemize yurt dışından gelen transferler, varlık barışı kapsamında olsun ya da olmasın ilgili mevzuatı kapsamında MASAK tarafından incelemeye ve araştırmaya tabi tutulmaktadır. Bunun yanı sıra FATF sürecinde atılması gereken adımlar kararlılıkla atılmaktadır. Ülkemizin FATF dördüncü tur karşılıklı değerlendirme raporu Ekim 2019’da kabul edilmiş olup alınan raporda ülkemiz 12 tavsiye bağlamında kısmen uyumlu-uyumsuz seviyesindeyken atılan adımlar sonucunda günümüzde bu rakam 6’ya indirilmiştir. FATF tarafından Ekim’de yayınlanan basın bildirisinde ülkemizin konu ile ilgili ilave olumlu adımlar attığı FATF tarafından açıkça kabul edilmiştir. Bakanlığımızca FATF tavsiyelerinin yerine getirilmesi ve gri liste sürecinin sonlandırılması için gerekli tüm adımlar kararlılıkla atılmaktadır” diye konuştu.
Varlık barışı uygulamalarında bu yıl Türkiye’ye gelen döviz tutarlarının karşılığının 25,5 milyar lira olduğu bilgisini veren Nebati, “Bu yılın ortalama dolar kuru ile 1,57 milyar dolardır. En son temmuzda yürürlüğe giren varlık barışı uygulaması ile yurt içinden toplam 4,7 milyar lira varlık beyan edilmiş, yurt dışından 12,3 milyar lira -ortalama dolar kuru ile 760 milyon dolar- varlık ülkemize getirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) hem makro ekonomik büyüklüklere hem de finansal istikrara katkısının inkar edilmeyeceğini savunan Nebati, “KKM’nin maliyeti genel makro ekonomik göstergelere olan pozitif katkısı ile değerlendirildiğinde oldukça sınırlıdır. KKM uygulamasının bakanlığımıza maliyeti 91,6 milyar lira. (KKM’de) Bizim baktığımız şey: Toplam fayda ile toplam maliyet arasındaki fark. Toplam fayda toplam maliyetin çok çok çok üstünde. Şu an KKM hesabımız yatay seviyeye dönüşmüş durumda. Buradaki amacımız milletçe ortak menfaat” dedi.
Nebati, milletvekillerinden vergilerin ve vergi yükünün yüksekliğine ilişkin gelen eleştirilere, “Şu anda Avrupa ve OECD ülkeleri içinde en düşük vergileri kullanıyoruz. Dolaylı vergilerde de öyle. Vergi dilimleri ile ilgili yüzde 129 yeniden değerleme var. Vergi dilimleri kendiliğinden düzenlenmiş olacak. Elbette bu yılın sonlarına doğru bir sorun yaşandı çünkü enflasyon yüksekti. Enflasyon ile mücadelemiz de başarılı bir şekilde, aralık ayından itibaren baz etkisiyle de olsa beklentilerin kırılacağı yönde gideceğini ve attığımız adımların semeresini çok yakın bir zamanda göreceğiz” diye cevap verdi.
Borsa İstanbul’un kayıp yaşaması üzerine Sermayeyi Piyasası Kurulunun (SPK) hangi adımları atıp atmadığının sorulması üzerine Bakan Nebati, şunları kaydetti:
“Türkiye’de, o akşam hiçbir kurum tarafından hiçbir müdahalede olunmadan Cumhurbaşkanımızın manifestosu Türkiye Ekonomi Modeli’nin gücü kendisini gösterdi”
Bakan Nebati, şöyle devam etti:
“Gözlerimdeki ışıltı çok güçlüymüş. Bugün 15 tane milletvekilimiz bundan bahsetti. Şundan kaynaklanıyor aslında: Türkiye ekonomisine ve Türk toplumuna güveniyorum. 85 milyon insan, bu işin üstesinden her işin üstesinden geldiği gibi geldiğini kanıtlıyor şu an. Geçen yılın havasını lütfen hatırlayın. Geçen yıl 2 Aralık’ta -doğum günümde- bakan olarak atandım. Bakan olduğumdaki havam şuydu: Muhalefet, ‘Tamam, oldu, oluyor, bitti’ havasında. Bizler de attığımız adımlarla Türkiye ekonomisini ne kadar kısa bir süre içerisinde toparlayabileceğimizin hesap kitabını yaptık. Yirmi günde 3,5 kilo verdim. 7 gün 24 saat çalıştım. İddia ediyorum Türkiye’nin en güvenilir insanı olan Cumhurbaşkanımız -20 yıldır bu ülkeyi yönetiyor- çıkıp manifestoyu açıkladığında çok hızlı bir şekilde etki gösterdi. Türkiye’de o gün, o akşam hiçbir kurum tarafından hiçbir müdahalede olunmadan Cumhurbaşkanımızın manifestosu Türkiye Ekonomi Modeli’nin gücü kendisini gösterdi. Aralık ayından itibaren enflasyonun baz etkisiyle de olsa düşeceğini ifade etmemizdeki kararlılığımız şundan kaynaklanıyor: Arada birkaç defa güncelleme yapıyoruz. Arada birkaç güncelleme yapmazsanız, gider bir yere toslarsınız. Sıkıntılar varsa sıkıntıların üstesinden gelebilmek için attığınız adımların hangi alanda nasıl olması gerektiğine ilişkin yeni politikalar oluşturmanız gerekiyor. Paradigma değişikliği yapmadan yeni enstrümanları koymanız gerekiyor.”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, daha sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kurumlarının 2023 yılı bütçeleri kabul edildi.