Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İnovasyon ve Girişimcilik Haftası Kapanış Töreni'nde konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Bu etkinliğin ilgili tüm kesimleri bir araya getiriyor olması çok önemlidir. Dolu dolu bir haftayı geride bırakan etkinliğimizin önümüzdeki yıllarda daha da zenginleşeceğine inanıyorum.
Yurt dışına da üretim yapan bunun için yerli tedarik ağını kullanan yatırımcı sayısının artması ortada koyuyor ki: Ülkemizde ortaklık kurabilecekleri, AR-GE kapasitelerinden yararlanacakları çok sayıda ortak bulabilecektir.
Ülkemizin ekonomisine hedef alan son dönemdeki olumsuz algı çabalarına dikkat çekmek istiyorum. Karalama kampanyalarının yeni bir vaka olmadığını bilirsek rahatlarız.
Şimdi sizlere bu konuda tarihten bazı örnekler vereceğim. 16 Eylül 1922 tarihli bir ABD gazetesinde, İstanbul, Muhammedi inanışın merkezi, Atatürk de İslam'ın yeni lideri olarak anılıyor. İlginç değil mi? Bir yere daha geliyorum, 10 Ekim 1922 tarihli gazete, Mustafa Kemal'i korkunç Türklerin, en korkuncu olarak nitelendiriyor. Bu haberlerin bugünkülerden farkı var mı? Dün böyle yaptılar, bugünde aynısını yapıyorlar. Değişen bir şey yok.
Dün ne yaptılarsa bugün de aynısını yapıyorlar, değişen bir şey yok. Ne zaman bu millet ayağa kalkmaya çalışsa hemen hakkımızda olumsuz bir oluşturuluyor. Bugün ABD ve Avrupa basınında da bu yapılıyor.
Dün ülkemiz aleyhine oluşturulmaya çalışılan algı Kurtuluş Savaşımızı başarıyla sonuçlandırmamıza ve yeni devletimizi kurmamıza engel olmamıştı. Bugün de benzer gayretler 2023 hedeflerimize ulaşmamıza, demokraside ve ekonomide dünyanın en ileri ülkeleri arasına girmemize engel olamayacaktır.
Girişimcilik bizim milletimizin fıtratına çok uygundur.
Bizim yerimiz gelişmekte olan ülkeler değil, gelişmiş ülkeler sınıfıdır. Türkiye dünyanın kalbi olan coğrafya istikrar, güven abidesi olarak yükseliyor.
2 gündür Yunanistan'daydım. Daha sonra Gümülcine'ye geçtim. Gümülcine'de soydaşlarımızın gözyaşlarını bizzat yerinde tespit ettim. Umut Türkiye. Her zaman ifade ettiğim gibi Türkiye'nin sendelemesi demek kardeşlerimizin de sendelemesi demek.
Düşünün 65 yıl önce Celal Bayar oraya gitmiş oraya bir okul yapmışlar Celal Bayar isminde. Sonra ismine bile katlanamamışlar ve ismini kazımışlar. Yunan yönetimine söyledim, restorasyonsa restorasyon. Çünkü biz şuna inandık; Düşüncesine güvenen düşünce özgürlüğünden, inancına güvenen inanç özgürlüğünden korkmaz.
1947'nin paylaşım planını BM yaptı. 1967'ye geliyoruz, Filistin'i sıkıştırdılar iyice ve sonunda İsrail o bölgenin tamamını işgal etti.
İsrail bir işgal devletidir. İsrail polisiyle askeriyle orada terör estiriyor. Güçlü olmak haklı olmak anlamına gelmez. Haklı olan güçlüdür.
Kaç gündür uluslararası liderlerle görüşüyorum. Fransa, Azerbaycan, Kazakistan, Papa ile görüştüm. Bu sorun sadece Türkiye'nin, Müslümanların sorunu değil, burada aynı zamanda Hristiyanların da sorunu var. Trump ben yaptım oldu anlayışıyla bir yere gitmek istiyor. Hele hele büyük ülkelerin liderleri, buradan sesleniyorum: Dünyada çatıştırmakla değil barıştırmakla görevlidir.
ABD'nin Kudüs'le ilgili kararının hiçbir hükmü hiçbir geçerliliği yoktur. Kudüs senelerdir Filistinlilere, devlet terörü uygulayan bir ülkenin insafına terkedilemez. Kudüs bizim için bir kırmızı çizgidir, bu böyle bilinsin. Alınan karar tam anlamıyla bir provokasyondur. Bu kararın arkasında evangelistler var. Bu karara biz asla rıza göstermeyeceğiz.
Çarşamba günü İstanbul'da İİT Olağanüstü liderler zirvesini topluyoruz. Dünyaya sonuç bildirgesiyle açıklama yapacağız.