
Faizi artırırken bonkör davranan Merkez Bankası, sıra faiz indirimine geldiğinde cimri davranıyor. 31 Mart'tan bir hafta kadar önce faizleri 500 baz puan artıran Merkez Bankası, yerel seçim sonuçlarına da etki etmişti. MB, dünkü toplantıda beklentilere rağmen 250 baz puanlık indirimle yetindi. Merkez Bankası, enflasyonla 10 puanlık fark olmasına rağmen faizi yüzde 43'ten yüzde 40,5'e çekti.
En ufak riskte yüksek oranda faiz arttıran Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), sıra indirime geldiğinde cimri davranıyor. Yaşar Fatih Karahan başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu (PPK), iş dünyasının beklentilerini görmezden gelerek gösterge faizinde 250 baz puanlık indirim yapabildi. Merkez Bankası, 31 Mart 2024 Yerel Seçimler'ine 10 gün kala sürpriz bir kararla politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 45'ten yüzde 50'ye çıkarmıştı. 16 ay boyunca yüzde 50'de sabit tutulan faiz ilk olarak Aralık 2024'te yüzde 47,5'e indirildi. Merkez Bankası faiz oranlarını ocak ve martta 250’şer baz puan daha aşağı çekerek, yüzde 42,5 seviyesine kadar düşürdü.
BEKLENTİLERİ GÖRMEZDEN GELDİ
Nisan ayına gelindiğinde muhalefetin yolsuzluklarını örtbas etmek için sokaklar üzerinden yürüttüğü eylemler bahane edilerek, indirimlere ara verildi ve politika faizi yeniden arttırılarak yüzde 42,5'ten yüzde 46'ya yükseltildi. Mayıs ve haziran toplantılarında politika faizini sabit tutma kararı alan Merkez Bankası, temmuzda da 3 puanlık indirimle yetindi. Ağustosta toplantı yapmayan Para Politikası Kurulu, aradan 2 ay geçmesine rağmen iş dünyasının güçlü faiz indirimi yapılması yönündeki taleplerini dikkate almadı. Kurul, enflasyonla 10 puanlık fark olduğu halde faizi yüzde 43'ten yüzde 40,5'e çekerek sembolik bir indirime gitti. Merkez Bankası, gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan 43,5’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını da yüzde 41,5’ten 39’a düşürse de alınan kararların piyasaya etkisinin sınırlı kalması bekleniyor.
GIDA VE HİZMET ENFLASYONU KÖRÜKLÜYOR
- Merkez Bankası'nın faiz oranlarına ilişkin duyurusunda gıda fiyatları ile ataleti yüksek hizmet kalemlerinin enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıları canlı tuttuğu belirtildi. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ile küresel gelişmelerin dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, "Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Orta Vadeli Program’da öngörülen makroekonomik çerçeve bu sürece katkı sağlayacaktır. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları, enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir" denildi.