Abdullah Eriş - Abdurrahman Kaan
MÜSİAD, Kırsal Kalkınma ve Tarımın Geleceği Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Katma değerli üretim alanında dünyada ciddi rekabet yaşandığını belirten MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, “Tarım sektöründe teknolojinin gücüyle ilerlemeli, kırsal dönüşüm anlayışı ile hareket etmeliyiz. Bu nedenle, yüzümüzü kırsala dönmeliyiz” diye konuştu.
Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) tarım ve hayvancılık alanındaki sorunlara ve gelecek planlarına yön verecek olan, ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Kırsal Kalkınma ve Tarımın Geleceği’ raporunu MÜSİAD Genel Merkezi’nde düzenlenen bir basın toplantısıyla açıkladı.. Yeşil ekonomiden kırsal kalkınmaya, akıllı tarımdan ürünün ticarileştirilmesine kadar pek çok konunun detaylıca ele alındığı çalışma tarım sektörü için yol haritası niteliği taşıyor. Tanıtım toplantısında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan,
“Dünyada katma değerli ürün üretimi konusunda ciddi bir rekabet yaşanıyor. Tarım sektöründe de teknolojinin gücüyle ilerlemeli, yeni projelere imza atarken kırsal dönüşüm anlayışı ile hareket etmeliyiz. Bu nedenle, yüzümüzü kırsala dönmeliyiz”
diye konuştu.
ODAĞIMIZ YÜKSEK VERİMLİ PROJELER
MÜSİAD Kırsal Kalkınma Komitesi Başkanı Abdullah Eriş ise
“Önümüzdeki yıllarda doğal ve akıllı yaşam projelerimizle; kendi kendine yetebilen, üreten ve topraklarından en yüksek verimi alarak dünyanın sayılı üretim değerlerine sahip ülkelerinden biri olacağız”
açıklamasında bulundu. Tarımsal üretimin, ülkelerin dışa bağlılık ve kendine yetebilmeleri açısından çok önemli bir konuma sahip olduğunu belirten Kaan,
“Son dönemlerde yaşanan, kırsalda üretim zihniyetinden uzaklaşma durumundan sıyrılarak verimliliği artırıcı projelere odaklanmalıyız"
dedi.
ÜRETMEYEN ÜLKELER KAYBETMEYE MAHKUM
Kaan,
"Türkiye nüfusunun 2040 yılında 110 milyona ulaşması bekleniyor. Bu nüfusu baz alarak tarımsal üretim ve hayvancılık yapılacak bölgeleri de tek tek ele alıyoruz”
ifadelerini kullandı. Tarım ve hayvancılık konusunda küresel güç odaklarında dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Kaan, kendi sofrasına geleni bizzat kendisi üretemeyen ülkelerin kaybetmeye mahkum olduğunu vurguladı. Hayvancılığın Türkiye’nin aslında dünya pazarındaki yeni avantajı ve kozu olduğunu belirten Kaan, şunları söyledi:
“Salgın sonrası bilhassa Çin ve Asya’nın sarsılan algısının yerine oturacak bir Türk malı etiketi ve onun yerel ürünleri bizi hem Avrupa hem de dünya pazarlarında çok farklı yerlere taşıyacaktır. Burada önemli olan çiftçileri üretim maliyetleri dolayısıyla küstürmemektir.”