Küresel ve jeopolitik gelişmelerin Türk lirasındaki (TL) değer kaybını tetiklemesiyle enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklerin artması ve görünümün bozulması sonucu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) perşembe günü yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerde bir değişiklik öngörülmüyor.
Ziraat Bankası ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, parasal genişleme konjonktüründe enflasyonun, bazı ülkelerde merkez bankaları hedefinin altında kaldığını, bazılarında ise hedefin üzerinde seyrettiğini ifade etti.
Tüketici enflasyonunda aralık ayı ile birlikte düşüş sürecinin başlamasını öngördüklerini aktaran Yılmaz şunları ifade etti:
"Genel anlamı ile hem merkez bankasının kendisi hem de piyasa enflasyon patikasında hemfikir. Mart ayına ulaştığımızda tüketici enflasyonunun yüzde 7'lere üretici enflasyonunun da yüzde 8'lere ulaşarak iyileşmesi mümkün. Ancak çekirdek enflasyon hizmet fiyatlarındaki katılık nedeniyle önümüzdeki seneden önce gevşemeyeceğe benziyor.
Önümüzdeki ocak ayında yeni yıl fiyat ayarlamalarının tamamlanmasıyla enflasyon beklentilerinde gerileme başlayabilir. Bir diğer konu da merkez bankasının beklenti anketinin geçmiş verilere hassasiyeti. Genellikle gerçekleşme doğrultusunda beklentiler şekilleniyor. Eğer aralık ayında beklediğimiz geri çekilme ortaya çıkarsa ocak ayında yeni yıl fiyat ayarlamalarının tamamlanmasıyla beklentilerde düşüş için uygun ortam belirebilir."
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da, TCMB'nin sıkı duruşunda değişiklik olması için, öncelikle enflasyon dinamiklerinden iyileşme sinyallerinin alınması gerektiğine dikkati çekti.
Küresel normalleşme ile ilgili belirsizliklerin sürdüğü mevcut konjonktürde TCMB'nin sıkı duruşunda belirgin bir gevşeme beklemediğini belirten Tokalı, 2018 yılında da küresel normalleşmenin yavaş ilerleyebileceğine dair öngörülerinin altında, enflasyonda düşüşün de eşlik etmesi halinde, ortalama fonlama maliyetinde gevşemenin gözlenebileceğini söyledi.
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Strateji Yönetmeni Orkun Gödek, genel piyasa yaklaşımına paralel bir şekilde ekim ayı PPK toplantısında herhangi bir faiz aksiyonu alınmasını beklemediğini bildirdi.
Eylül ayı ortasından bu yana küresel risk iştahının para piyasaları ayağındaki risk algısında bozulmanın söz konusu olduğuna dikkati çeken Gödek, ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin sağladığı mevcut avantajın dahi TL'nin bu ortamda değer kaybetmesine engel olamadığını kaydetti.
Gödek, kurun seviyelerinden ziyade TL'nin oynaklığının ve öngörülebilirliğinin enflasyon açısından kritik öneme sahip olduğunu belirterek, "Bu nedenle son yaşanan hareketi de göze aldığımızda 2018'in ilk çeyreğinde TCMB'den beklenen kısmi finansal koşul gevşemesinin ikinci çeyreğe doğru ötelenebileceğini düşünmeye başlayabiliriz" dedi.