Türkiye, yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımların karşılığını almaya başlarken, geçtiğimiz 2016 yılında Türkiye'de üretilen 269,8 milyar kilowatsaat elektriğin 131,8 milyarı yerli ve yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Bir firmanın RES Proje Koordinatörü Erman Kaya, elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının oranının artmasının son derece sevindirici olduğunu söyledi.
Enerji Piyasaları İşletme A.Ş'nin (EPİAŞ) verilerine göre, Türkiye'de geçen yıl 269 milyar 808 milyon 342 bin 45 kilowatsaat elektrik üretildi. Toplam üretimin 89 milyar 140 milyon 442 bin kilowatsaati doğal gazdan karşılanırken, 46 milyar 768 milyon 927 bin kilovatsaati de ithal kömürden sağlandı. Yine verilere göre, üretilen elektrikte doğal gazın payı yüzde 33, ithal kömürün payı ise yüzde 17,3 oldu. Toplam üretimde 2015 sonunda yüzde 44,3 olan yerli ve yenilenebilir kaynakların payı ise 2016 yılında 48,9 seviyesinde gerçekleşerek, elektriğin neredeyse yarısı temiz enerji kaynaklarından karşılandı. Aynı dönemde rüzgar enerjisi santrallerinden 15 milyar 419 milyon 756 bin kilowatsaat elektrik üretilirken; geçen yıl elektrik üretiminde rüzgarın katkısı yüzde 5,7 olarak kayıtlara geçti.
Abk Çeşme Rüzgar Enerji Santralleri (RES) Proje Koordinatörü Erman Kaya, elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının oranının artmasının son derece sevindirici olduğunu söyledi. Dünyada gelişmiş ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiğini aktaran Kaya, Türkiye ve dünyanın geleceğinin yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak çevreci enerji üretmekten geçtiğini dile getirdi.
Türkiye'nin hem rüzgar, hem de güneş kaynaklarını kullanarak kendine yetecek temiz enerjiyi üretme şansı bulunduğuna dikkat çeken Erman Kaya, “Bu yönde devletimizin sağladığı teşvikler de mevcut; ancak hala istenilen seviyede yatırımları tam anlamıyla hayata geçiremedik. Elektrik üretmek için her yıl ortalama 45 - 50 milyar dolar kömür ve doğal gaz gibi ham madde ithal etmekteyiz. Elimizdeki yerli enerji imkanlarını kullanmayarak, paramızı yurt dışına yolluyoruz ve ülke olarak zarar ediyoruz" diye konuştu. Kasım 2016'da yürürlüğe giren Paris Antlaşmasının iklim değişikliğine doğrudan etki eden, enerji sektöründe değişimi sağlayıcı bir rolü bulunduğunu da kaydeden Kaya, “Petrol ve gaza yapılan yatırımlar azalırken, temiz enerjinin en önemli unsurlarından yenilebilir enerji yatırımları ise dünya genelinde artıyor. Dünyanın enerji ihtiyacı artmaya devam ederken, enerji sektörü bu artışı yenilebilir enerji yatırımlarına ciddi bir hız vererek sektörün profilini değiştiriyor. Türkiye olarak bizim de, doğal gaz tedarik aksamaları ve diğer santrallerin yetersiz kalması sonucunda, serbest piyasadaki enerji fiyatlarının orantısız yükselişlerini yaşamamamız için yenilenebilir kaynak yatırımlarına ağırlık vermemiz gerekiyor" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin küresel pazarda rekabet gücünü artırabilmesi için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını en doğru şekilde kullanması gerektiğini dile getiren Kaya, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artmasının vatandaşın cebine de olumlu yansıyacağını söyledi. Türkiye'de hala elektrik üretiminin yarısının ithal kaynaklardan üretilmesinin cari açığın artmasının en büyük nedeni olarak gösteren Kaya, sözlerine şöyle devam etti:
“EPİAŞ'ın yayınladığı verilere baktığımızda ithal doğal gaz ve kömürden ürettiğimiz enerji oranı yüzde 50. Türkiye'nin toplam rüzgar enerjisi kurulu gücü 5150 MW. Bunun neredeyse yüzde 20'sini sadece İzmir karşılıyor. İzmir'deki kurulu rüzgar enerjisi gücü son kabullerle 1000 MW'ı geçti. Türkiye'nin 10 bin MW denizde, 38 bin MW karada olmak üzere toplam rüzgar potansiyeli 48 bin MW. Şu an karadaki potansiyelin yüzde 14'ünü yani 5150 MW'ını kullanıyoruz. Elektrik İşleri Etüt İdaresinin verilerine göre İzmir'de 12 bin MW potansiyel bulunmakta. İşletmedeki RES'lerin yüzde 38'i Ege Bölgesinde yer almakta olup inşaat halinde olan RES'lerin yüzde 50 -70'i de Ege Bölgesindedir. İnşaat halindeki RES'lerin yüzde 27'si İzmir'dedir. Bu rakamlar bize gösteriyor ki; yenilenebilir enerjinin önemi artmakta olup gerek ülkemizin enerji bağımsızlığı gerekse dünyamızın iklim değişikliğiyle mücadelesinde eğer ülkesini düşünmeyen üçüncü şahıslar tarafından engellenmezse İzmir, ülkemizin yenilenebilir enerji başkenti olma yolundadır."