Annelik ve aile temalarını yansıtan arkeolojik buluntular, etnografik eşyalar, el işi örnekleri, tabletler ve tablolardan oluşan 'Anadolu: Toprağa Can, Zamana İz Bırakan Anneler' sergisi, Ankara Etnografya Müzesi'nde ziyarete açıldı. Kadınların tarih boyunca annelikle kurduğu bağı görünür kılmayı amaçlayan sergi, 15 Temmuz'a kadar ziyaret edilebilecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde hazırlanan serginin açılışı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz tarafından yapıldı. Anneler Günü'ne özel olarak hazırlanan sergide, Türkiye genelinde 23 farklı müzeden seçilen 138 eser yer alıyor.
Bu eserlerden 63'ü ilk kez gün yüzüne çıkarıldı. Sergide arkeolojik buluntulardan etnografik eşyalara, el işi ürünlerden tabletlere ve tablolara kadar geniş bir yelpazede objeler yer alıyor. Sergi, kadınların annelikle kurdukları bağların tarihsel dönüşümünü görünür kılarken, çağdaş toplumda kadına ve anneliğe dair tartışmalara düşünsel bir pencere aralıyor.
Bu yönüyle yalnızca kültürel bir gösterim olmanın ötesine geçen sergi, toplumsal farkındalık ve empatiye zemin hazırlayan bir buluşma alanı işlevi görüyor. Geçmişle bugünü buluşturan seçkiler aracılığıyla kadın emeği, annelik deneyimi ve toplumsal bellek bir araya getiriliyor.
'KADINLARIN ÜRETİMLERİ VE DUYGUSAL HAFIZALARI BU SERGİDE'
Açılış töreninde konuşan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz, serginin açılışını yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek, "Bu anlamlı sergi, anneliği sadece kutsal bir kimlik olarak değil; aynı zamanda kültürel, tarihsel ve toplumsal bir hafıza biçimi olarak ele alıyor.
Anadolu kadınlarının binlerce yıllık emeğine, üretimine ve yaşam öykülerine tanıklık etmemizi sağlıyor. 2025 yılının Cumhurbaşkanlığımız tarafından 'Aile Yılı' ilan edilmesi de sergimize ayrı bir derinlik katmaktadır. Zira aile kurumunun temel taşı olan annelik, hem bireysel hem toplumsal düzeyde hayatımızın merkezinde yer almaktadır.
23 farklı müzemizden özenle seçilen 138 eserle oluşturulan bu koleksiyon, Neolitik çağdan günümüze kadar kadınların yaşam izlerini ve annelik figürünün çok katmanlı yönlerini gözler önüne sermektedir. İlk kez sergilenecek 63 eser ise bu sergiyi daha da özel ve anlamlı kılmaktadır.
Ninnilerden oyalara, tanrıça figürlerinden kişisel eşyalara kadar pek çok özgün öge aracılığıyla kadınların üretimleri ve duygusal hafızaları bu sergide hayat bulmaktadır. Sergimiz, yalnızca bir sanat ya da tarih sergisi değil; kadın emeğine saygının, toplumsal belleğe katkının ve sosyal farkındalığın güçlü bir ifadesidir.
Bu kıymetli çalışmada emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza, küratörlerimize ve katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, serginin hepimize ilham vermesini diliyorum" dedi.
