Narin cinayeti davasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına devam ediliyor. Peki Narin Güran davası ne oldu, mahkemede cinayet çözüldü mü? İşte Narin cinayetinde son durum.
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına devam ediliyor. Narin Güran cinayeti davasında ilk duruşma sona erdi. İşte Narin Güran davası tüm detayları.
8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün görülmeye başlayan davanın 3. gününde tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı. Tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu.
Davanın 3. gününe tanıkların dinlenmesiyle başlandı. Davada önceki gün tutuklu 4 sanık ile baba Arif Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın eşinin, dün de tanıkların beyanları alınmıştı. Sanıklar, amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme başkanı, duruşma öncesi Güran ailesi avukatlarının mahkemeden talep ettiği Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntülerin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlandığını ve mahkemeye sunulduğunu belirterek, hazır edilmesinin ardından görüntüleri kendisinin de ilk defa burada izleyeceğini ifade etti.
Öte yandan dün duruşma sırasında rahatsızlanarak ambulansla Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan baba Arif Güran, tedavisinin ardından duruşmaya katılmak üzere adliyeye geldi. Gazetecilerin sağlık durumunu sorması üzerine, "Büyütülecek bir şey yok. Sağlık durumum iyi" diyen Güran, daha sonra duruşma salonuna geçti. Duruşmada tanık olarak dinlenen Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında araba satışıyla ilgili sorun olduğunu ileri sürerek "Araba Nevzat'ındı. Arif bu arabayı almıştı. İkisini de dinledik. 'Nevzat araba senindir.' dedik. '30 bin Arif, 50 bin de Nevzat ödeyecek.' dedim. Nevzat önce 'Ben ödemiyorum.' dedi. 'Haksızsın, sen ödeyeceksin.' dedim. Nevzat sonra ödemeyi kabul etti." dedi.
Duruşmada, tanık olarak dinlenen Veysel Subatan da Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında yaşandığı belirtilen araç alım satımıyla ilgili sorunu nasıl çözdüklerine ilişkin şu beyanda bulundu:
"Nevzat araba satmıştı, araba çalıntı çıkmıştı. Konuştuğumuzda Nevzat, 'Ben bu parayı vermiyorum.' dedi. Biz de 'Araba senindir, Arif'e haksızlık yapıyorsun.' dedik. Yan köydekileri de çağırdık, onlar da Nevzat'a 'Haksızsın.' dediler. Orta yolu bulmaya çalıştık. Nevzat'a haksızlık olmasın diye 30 bini Arif ödesin dedik. Arif bana tepki gösterdi. 10 bini de 'Salim ödeyecek.' dedik. Nevzat zorla bunu kabul etti." Mahkeme başkanının, "Nevzat, 'Bu paranın size hesabını sorarım.' gibi tehdit içeren cümleler kullandı mı?" sorusunu Subatan, "Hayır. Problemi çözdük." diye yanıtladı. "Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar aileleri arasında bir olaya şahit oldunuz mu?" sorusu üzerine Subatan, "Hayır." dedi.
Duruşmada, tanık olarak dinlenen Arif Güran'ın kardeşi İbrahim Halil Güran, olay günü Enes'i görmediğini belirtti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukat, "Narin'in kaybolduğu gün mahallede miydiniz?" sorusu üzerine Güran, sabah çıktığı mahalleye 16.00-17.00 gibi döndüğünü ileri sürdü. Avukatın, "Salim Güran sizi yönlendirdi mi?" sorusu üzerine Güran, "Salim Güran bizi yönlendirmedi." dedi. Savcının, "Bakkala gittiğinizde bizzat bakkalın kendisi mi vardı?" sorusunu Güran, "Kendisi bizzat oradaydı." diye yanıtladı. Güran ailesi avukatlarından Yılmaz Demiroğlu'nun, "Narin'e ait olduğu değerlendirilen bir yazma bulunmuştu, bunun hakkında Narin'in kaybolduğu dönemde röportaj verdiniz mi?" sorusu üzerine Güran, şunları kaydetti: "İlk gün yengeme yazmayı gösterirken bu kız tepeye çıkma ihtimali varsa da evin içine girmemiş, kaçırılmış dedim. Bizim ailede Narin'in öldürüldüğüne dair bir şey yoktu, kim yapmışsa yazmasını bırakmış ve Narin'i kaçırmıştır.' diye düşündük." Tanık olarak dinlenen Süleyman Kaya da mahkeme başkanının, "Narin'in kaybolduğu gün bakkaldan enerji içeceği mi aldınız? sorusu üzerine, "Evet, bakkala gittik, enerji içeceği aldık." dedi. Duruşmada, tanık Muhammet Yağmur da "Arabayı yıkıyordum, Enes yanıma geldik, sohbet ettik. Ardından Muhammet Kaya da geldi sonra Enes'i camiye bıraktım, eve gittim. Saati hatırlamıyorum ama 17.00 gibiydi." şeklinde beyanda bulundu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın, "Enes ile görüştüğünüzde Enes'in hal ve hareketlerinde bir değişiklik var mıydı?" sorusu üzerine Yağmur, "Hayır, her zamanki gibiydi." dedi.
Tanık Muhammet Kaya, olay günü ikindi ezanından sonra Muhammet Yağmur ve Enes Güran ile dışarıda sohbet ettiklerini, sonra Enes ile Muhammet Yağmur'un araçla caminin bulunduğu yere gittiklerini, kendisinin de eve döndüğünü ifade etti. Mahkeme başkanının, "Enes'in yüzünde morluk var mıydı, tedirgin miydi, Kolunda ısırık izi var mıydı?" sorusu üzerine Kaya, "Hayır." dedi.
Tanık Hasan Özdel, Çarıklı Mahallesi'nde esnaf olduğunu belirterek "Saat 16.00 gibi Salim Güran ile tarlada görüştük. Elektrik işleri vardı gidip o işleri yaptık. Orada Mehmet Atasoy ve R.A. vardı. Yaklaşık 15 dakika oturduk, karpuz yedik. Daha sonra elektrik işi olan yere gittik." beyanında bulundu.
Mahkeme başkanının, "Salim'in giydiği kıyafetleri hatırlayıp hatırlamadığı" yönündeki sorusu üzerine Özdel, hatırlamadığını belirtti.
Güran ailesi avukatlarından Onur Akdağ'ın, "Salim Güran ile görüştüğünüzde herhangi bir tedirginliği var mıydı?" sorusunu Özdel, "Hayır, her zaman gördüğümüz gibiydi." diyerek yanıtladı.
Duruşmada, tanık olarak dinlenen Abdussamet Yeşildağ, olay gününe ilişkin şunları söyledi: "Öğle saatleri gibi Mehmet Şerif Güran bana telefon etti, elektrik işi olduğunu söyledi. Tarlaya gittim, Salim Güran da oradaydı. Karpuz yedik. Arıza için 3 bin liraya anlaştık. 15.45 gibi tarlaya gittik. İşimi yaptıktan sonra 17.30'da ayrıldık." Mahkeme başkanının, "Salim'in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musunuz?" sorusuna Yeşildağ, "Hatırlamıyorum." dedi.
Duruşmada, tanık olarak dinlenmesi istenen M.T.K'nin 15 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle şimdilik dinlenilmesinden vazgeçildi. Ardından, duruşmada dün tanık olarak Adli Gözlem Odası'nda dinlenilmek istenen ve ağladığı için ifadesine başvurulamayan Narin'in kardeşi E.G'nin daha sonra kameraya alınan ifadesi salonda dinletildi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren, tutuklu sanık Salim Güran'ın işçisi tutuklu sanık R.A'nın dinlenmesini talep ettiklerini belirterek "O ses kaydını dinleyip Salim ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar'a sorularımız olacak. Dosyada da olan ses kaydı bilgisayarımızda da mevcut." dedi.
Talebin kabul edilmesi üzerine avukat Eren ile Salim Güran'ın avukatları, yeminli tercüman ve stajyer avukat eşliğinde Salim Güran ile R.A. arasında geçen Kürtçe görüşmeye ilişkin ses kaydı dinletildi. Ses kaydının dinletilmesinden sonra söz alan sanık Güran, "Konuşmada geçen 'Bend' sınır demektir. Tarladan çıkardığımız taşlardır. Son fıskiyeye uzatma vurmuşum, yere düşmüş. R.A'ya 'Gidip onu kaldırsın dedim." ifadelerini kullandı.
Avukat Eren'in, "Kamuoyunda çok manipülatif haberler yapıldı. Bunlardan biri de bu ses kaydıydı. Hem dosyadaki bir bilgiyi düzeltelim hem de bir soru sormak istiyorum. Önceden yaptığın savunmada bunun kaçak elektrikle ilgili bir alet olduğunu söyledin, bu çelişkiyi giderebilir misin?" diye sorması üzerine Güran, şu beyanda bulundu:
"Bu konuşmamızı iyi dinledim. Fıskiye düşmüş, elbisem müsait olmadığı için R.A'ya 'Gel son fıskiyeyi vur.' diyorum. Aletle ilgili de telefonda konuşuyorduk ama bu görüşmemizde 'Fıskiye düşmüş.' dedim."
Nahit Eren Enes Güran'a "Kolundaki ısırık izini gösterdin, kolunu dişlerken baskı ve dişlerinin ağız yapının koluna yönelik genişliğini hatırlıyor musun?" diye sordu.
Güran ise "Kolumu ısırarak size gösterebilirim." diyerek kolunu ısırdı. Duruşmada, avukat Eren, şöyle konuştu:"Bizim diş analiz raporumuz dosyada var. Nitelik açısından sorunumuz yok ama başka bir açıdan değerlendirme yapılamayacağını söylemişler. Bunun sebebinin dişin uç kısmından yapılan bir ısırık izi olmasından dolayı. Diş uçlarıyla mı yapılan bir ısırık mı yoksa ağız bütünlüğüyle yapılan bir ısırık mı olup olmadığına yönelik bir sorumdu." Duruşmada daha sonra Narin Güran'ın cansız bedenini sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın 9 Eylül'de jandarma ve soruşturma savcıları eşliğinde çekilen, dava dosyasında da yer alan keşif görüntülerinin izlenmesine geçildi.
Avukat Nahit Eren, olası bir gerginliğin önüne geçilmesini gerekçe göstererek baba Arif Güran ile tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran'ın salondan çıkarılması talep etti. Talebin kabul edilmesi üzerine baba Güran ve 3 tutuklu sanık salondan çıkarıldı. Keşif görüntülerinin izletilmesinin ardından avukat Eren, sanık Bahtiyar'a "Raporda Narin'in naaşından ne zaman öldüğünün tespiti var. Rapora göre, Narin'in cenazesi tamamen suyun içerisinde değil. İndiğin gibi oraya mı defnettin?" sorusunu yöneltti.
Bahtiyar da "Evet." dedi. "Daha önce farklı bir yere gömüp daha sonra buraya getirdin mi?" sorusu üzerine Bahtiyar, "Kesinlikle hayır." ifadesini kullandı. Mahkeme başkanının, "Çuvalın tamamı suyun altına girdi mi?" sorusunu Bahtiyar, "Çok hafif üstü açıktı." diye cevapladı.
Duruşmada, "Taş ıslandı mı?" sorusu üzerine Bahtiyar, "Hepsi ıslanmadı, pek hatırlamıyorum." dedi. Eren'in, "Bacağının (Narin) bir kısmı suyun üstünde mi kaldı?" sorusu üzerine Bahtiyar, bir kısmının suyun üstünde kaldığını belirtti.
Daha sonra üzerindeki cüppeyi çıkaran mahkeme başkanı, Nevzat Bahtiyar'a dönerek "Bu salona bak. Perşembe gününden beridir o kadar insan burada bulunuyor. Herkesin çocuğu var. Benim de çocuğum var. Bu benim işim ama duygu sömürüsü yapmadan sana soru soruyorum. Huzurda vermiş olduğun beyanlar doğru mudur?" diye sordu. Sanık Bahtiyar bu soruyu, "Evet, doğrudur." diye yanıtladı. Mahkeme başkanının, "Eksik anlattığın bir şey var mı?" sorusuna Bahtiyar, "Hatırlamıyorum." dedi. Güran ailesinin avukatı, "Cansız bedeni teslim aldığınız yer net olarak neresiydi?" sorusunu Bahtiyar, "Evin içinde." diye yanıtladı. Güran ailesi avukatlarının, "Sosyal medyada çıkan iddialarda sözde Salim Güran'ın Narin'i battaniyeye sardığını, bir petrolcünün de bunu gördüğüne ilişkin paylaşımları gördünüz veya duydunuz mu, bu tarz ihbarları siz veya yakınlarınız yaptınız mı?" sorularını Bahtiyar, "Duydum, hayır." şeklinde yanıtladı.
"Sosyal medyada senin Arif Güran'a, 'Sana öyle bir acı yaşatacağım ki unutmayacaksın' dediğin yer alıyor, bu iddialara ilişkin ne söyleyeceksin?" sorusu da yöneltildi. Bahtiyar, "Ben söylemedim. Sosyal medyada duyduğum bir kelimedir." diye konuştu. Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklar ve müşteki Arif Güran tekrar mahkeme salonuna alındı.
Ardından duruşmaya ara verildi. Bu sırada mahkeme başkanı, Arif Güran'ın talebi üzerine tutuklu eşi Yüksel ve oğlu Enes Güran ile görüşmesine izin verdi. Arif Güran, önce oğluna sonra eşine sarılarak "Allah hakkınızı bırakmasın." dedi. Güran ailesinin bazı fertleri ise salondan çıkarken Nevzat Bahtiyar'a dönerek "Allah senin belanı versin." ifadesini kullandı. Güran ailesi avukatlarının talep ettiği ve mahkemeye sunulan Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait 15.01-15.15 saatleri arasında kaydedilen görüntülerin izletileceğini belirtti. Daha sonra görüntü izlendi. Mahkeme başkanının "Arif bey istediğiniz görüntü bu mu?" sorusu üzerine baba Arif Güran, "Bu görüntü." dedi. Söz konusu görüntüleri izlediklerini belirten mahkeme başkanı, görüntüleri taraflara vereceklerini açıkladı.
Savcı hazırladığı mütalaada, suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumunu gerekçe göstererek tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdi. Duruşmada söz alan Arif Güran'ın avukatı Berat Kocakaya, baba Güran'ın olayın ilk gününden bugüne kadar fail veya failler kim varsa cezalandırılmasını istediğini söyledi. Ağabey Baran Güran'ın da dosyaya müşteki olarak dahil edilmesini talep eden Kocakaya, "Babanın dün fenalaşmasını bile başka yerlere çektiler. Bu konuda hassas davranılmasını istiyoruz. Arif, acılı bir baba. Arif Güran, eşine güvendiğini söylüyor. Bir gün kendisini kırmamış ve tokat atmamış. Onun yapmadığını söyleyince tepki çekiyor. Müvekkilimiz bu olaya karışanların ağır cezalarla cezalandırılmasını istiyor. Şikayetimiz devam ediyor." ifadelerini kullandı. Diyarbakır Barosundan avukat Aydın Özdemir de savcının sanıkların tutukluluk halinin devamı yönündeki görüşüne katıldıklarını, mahkemenin de tutukluluk halinin devamına yönelik karar vermesini talep ettiklerini kaydetti.
Narin Güran'ın cenazesine ulaşılmaması için engelleyici faaliyetlerin Güran ailesinden geldiğini düşündüklerini ifade eden Özdemir, şöyle konuştu: "Salim Güran'ın bugüne kadar verdiği tüm beyanları çelişkili. Salim Güran beyanında Narin'in 15.16'da kaybolduğunu söylüyor. Hiç kimse o saatlerde kaybolduğunu net bilmiyor ki. Bunu kendisi neden söylüyor? Salim'in aracında Narin'in DNA'sı çıktı. En önemli tespit zaten budur. Annenin de Enes'i korumaya çalıştığı yönündeki sözleri kuşkuludur. Enes'in beyanları da çelişkilidir. Isırık izinin Enes'in sadece üzüldüğü için yaptığını düşünmüyorum." Avukat Erdem Kaya, Mehmet Selim Atasoy'un ve tanık olarak dinleyemedikleri oğlunun Narin'in cesedi gizlenirken gözcülük yaptığını düşündüklerini belirterek, "R.A'nın bir beyanında muhtara, 'Senin yüzünden başımız belaya girdi.' dediği yönünde iddialar var. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep ediyorum." dedi.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren, yargılananların ilk günden bu yana çelişkili ifadelerinin olduğunu kaydederek, şunları kaydetti: "Cebimizdeki telefonlarımız bizim ayak izlerimiz gibi. O yüzden bu dosyada daraltılmış baz ile tespitte sanıklar aynı evde görülmüş. Narin'i kim, kimler, ne şekilde öldürüldüğüyle ilgili bu iddianameyle sanıklar üzerinden mahkumiyet verilebileceğini düşünmekteyiz. Tüm aşamalarda ve çelişkilerle, bu delillerle bu sanıklar bu cinayetin sorumlularıdır." Avukat Asya Cemre Işık ise ses kayıtlarının çok kaliteli olmadığını gördüklerini, öncelikle teknik araçlarla bu ses kayıtlarının iyileştirilmesini talep ettiklerini belirtti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen duruşmaya katılan avukat Elif Aslı Şahin de Bakanlık olarak Narin'in öldürülmesine ilişkin gerçeğin ortaya çıkarılmasını istediklerini, tüm sanıklardan şikayetçi olduklarını bildirdi. Sanıkların çelişkili beyanlarda bulunup birbirini korumaya çalıştığını gördüklerini ifade eden Şahin, "Olayın aile içinde gerçekleştiğini ve hala da saklandığını düşünüyoruz. Sanıkların ifadeleri birbiriyle uyuşmamakta ve çelişkilidir. Sanıkların üst sınırdan cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep ediyoruz. Tüm Türkiye Narin'in ailesi olmuştur. Biz de Bakanlık olarak dosyanın sonuna kadar takipçisi olacağız." diye konuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatlarından Abdullah Yılmaz ise daraltılmış baz istasyonu HTS kayıtlarında tüm şüphelilerin evde olduğunun tespit edildiğini hatırlatarak, "Bu dosyanın kilit ismi Enes Güran'dır. Burada bulunan herkese, 'Bırakın adalet yerini bulsun, gerekirse kıyamet kopsun.' diyorum." ifadelerini kullandı. Duruşmada, tutuklu sanıklardan amca Salim ve anne Yüksel Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları savunma yaptı. Duruşmada, sanık Salim Güran, şu beyanda bulundu: "Avukatların söylediklerinin çoğu senaryo, hayali bir şeydir. Böyle bir şey yok. Yani, bir çocuğu 4 kişi evde öldürmüş diyorlar. Böyle şey mi olur? 8 yaşında bir melek çocuğumuzu neden öldürelim? Suçsuzum, beraatimi istiyorum." Salim Güran'ın avukatı, maddi hakikatin ortaya çıkması için çabalamaya devam ettiklerini belirterek, şunları kaydetti: "Soruşturmanın gizliliğine rağmen en ince ayrıntısına kadar basında yer aldı. TV ekranlarında aile topyekun şeytanlaştırılmıştır. Asıl maddi gerçeklerle uğraşılmamıştır. Asılsız ihbarları ailenin üzerine attılar. İddia makamı hangi senaryoya inanıyor?"
Narin'in, Nevzat Bahtiyar tarafından vahşice katledildiğini iddia eden Güran'ın avukatı, şöyle devam etti: "Anne, amca ve ağabey, Bahtiyar ile aynı kefeye konulmaktadır. Nevzat Bahtiyar'ın kardeşi Askeri Bahtiyar'ın olay günü Narin'in evinin yakınlarında keşif yaptığını görenler olmuş. Bu caniliğin Nevzat tarafından yapıldığına yüzde yüz inanıyoruz. Nevzat ayak üstü birçok yalan söyleyebilir. Baş aktör Nevzat, aile ile aramalara katılıp kuzu postu giymiş bir katildir. Nevzat geçmişte köyün eski muhtarını elleriyle boğmaya çalışan bir vahşidir. Salim o zaman yetişmese başka bir cana daha kıyacaktı. Daraltılmış bazın hangi hususlara binaen hangi teknikler uygulanarak yapıldığını bilmiyoruz. Tekrar bir keşif yapılarak uzmanlarca daraltılmış baz raporu hazırlanmasını istiyoruz. Dosyanın en önemli delillerinden biri de Salim'in aracında çıkan sürüntü olan DNA kalıntısıdır. Annesi bir TV programında Narin'in daha önce nişanda Salim'in aracına bindiğini söylemesine rağmen bu dikkate alınmamıştır. Bu DNA kalıntısının Narin sağ iken mi ya da öldürüldüğü zaman mı yer aldığı tekrardan araştırılarak rapor tutulmasını istiyoruz. Müvekkilim gözaltında işkenceye maruz kalmıştır. Üst düzey bir komutan tarafından adliyede müvekkilime 'Senin yüzünü değiştiririz, para veririz, yeter ki olayı anlat.' şeklinde teklifte bulunuldu."
Güran'ın avukatı, mahkemenin olaya ilişkin vereceği kararın toplumun birçok kesimini ilgilendireceğini belirterek, "Eminim siz de verdiğiniz kararınızla anılacaksınız." ifadesini kullandı. Duruşmada, tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, "Ben de suçluyum, itiraz etmiyorum. Bana atılan iftiraları kabul etmiyorum. Bunların da dosyaya eklenmesini istiyorum." dedi. Nevzat Bahtiyar'ın avukatı ise zorunlu müdafi olarak tarafına bilgi verildiğini anlatarak, meslek büyükleriyle görüştükten sonra davanın sürüncemede kalmaması ve Narin'in katilinin bulunması için dosyada yer almak istediğini ifade etti. Bahtiyar'ın avukatı, şunları aktardı: "Hangi tarafta durursak duralım maddi gerçekliği ortaya çıkarmak istiyoruz. Soruşturma ifadesinde neler söylemişse de mahkemede de her şeyi itiraf etmiştir. Nevzat'ın itiraflarına diyecek bir şeyimiz yok. Nevzat kızı öldürmediği ve öldürülen kızı evden çıkardığı yönünde beyanda bulunmuştur. Her ne kadar Nevzat üzerine algı yaratılsa da ben bunu doğru bulmuyorum. Gerçek katilin ortaya çıkarılmasını şeffaf bir şekilde istiyoruz. Savcılık makamının 'tutukluluk halinin devamı' yönündeki talebi için de takdiri mahkemeye bırakıyorum."
Tutuklu sanık Yüksel Güran, savunmasında, dünyada ve Türkiye'de en acılı annenin kendisi olduğunu öne sürdü. Yüksel Güran da gözaltı sürecinde kötü muamele gördüklerini iddia ederek, şu beyanda bulundu: "Hem kızım öldürüldü hem de kızımın cenazesine katılamadım. Beni ve kayınbiraderimi suçluyorlar. Beni bir şal ile suçluyorlar. Ben kızımın katili olsaydım, bu şalı söylemezdim. Beni burada oğlumla suçluyorlar. Ben şu an kızımın katili olarak görülüyorum. Beni asın, beni öldürün ama benim namusumla oynamayın. Herkes raporla konuşuyor. Güran ailesini limon gibi sıkıyorlar. Biz suçsuzuz. Eğer Nevzat benim kızımı öldürmemişse beni, kayınbiraderimi ve çocuğumu öldürün. Çıkarın katilini, beni asın.
Olaydan önceki gün Hüseyin Güran'ın evinin orada Narin yarın Kur'an kursuna gideceğini söylüyor. O gün Nevzat oralardaydı. O gün Narin'in Kur'an kursuna gideceğini, Güran ailesinin de davetiye dağıtacağını biliyordu. Kimse demiyor Narin'in annesi cezaevinde ne çekiyor diye. Kızım toprağın altında, namusumla oynadılar. Narin eve gelmedi. Ben Narin'in annesiyim. Ben kızımı unuttum, namusumu artık düşünüyorum. Namusumla oynamayın. Kızım gitti ama namusumla oynamayın. Enes o gün deli oldu, hepimiz deli olduk. Biz kime iftira ettik, kime zarar verdik? Ben Nevzat'ı Allah'a havale ediyorum."
Duruşmada, Yüksel Güran'ın avukatı, bir kız çocuğuna yapılan bu vahşi cinayette katillerin en ağır ceza ile yargılanacağından şüphelerinin bulunmadığını belirtti. Soruşturma aşamasının başından beri Narin'in ne zaman bulunacağını takip ettiklerini ifade eden Güran'ın avukatı, şunları aktardı: "Narin kızımız kaybolduğunda neden bulunamıyor diye biz de düşünüyorduk. Sonra Narin kızımızın cansız bedenine ulaşıldığında çok üzüldük. Yüksel hanımın masumiyetine inanıyorum. İddianamenin ana gövdesi, dar alan baz çalışmasıyla ilgili bir bilirkişi raporuyla hazırlandı. Türkiye'nin Yüksel Güran'a bir özür borcu vardır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı bir bölgede kendini çok ifade edemeyen acılı bir anne olarak görülürken, şeytanlaşmaya yönelik algıya gidildi. Bir anne olarak kızının mezarını görmemiş. Bir travma altındadır. Bu cinayet evde işlenmiş olabilir diye iddianame dar alan baz çalışmasıyla hazırlandı. Türkiye'de ilk defa böyle bir delille dava açılıyor. Bu dar alan baz çalışması denilen raporu kesinlikle kabul etmiyoruz. Yüksel Güran'ın iştirakten bu dosyada yer almasını gerektirecek bir delil yoktur. Bu nedenle henüz kızının mezarını bile görmemiş annenin tahliyesini talep ediyorum."
Narin Güran cinayeti davasında ilk duruşma sona erdi
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına devam ediliyor. Narin Güran cinayeti davasında ilk duruşma sona erdi
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün görülmeye başlayan davanın 3. gününde, son olarak tutuklu sanık ağabey Enes Güran, savunma yaptı.
Diyarbakır Barosu avukatlarının ifadelerinde çelişki bulunduğunu iddia eden Güran gözaltı sürecinde kötü muameleye maruz kaldığını öne sürdü. Kardeşinin cesedi bulunduğunda mahalledeki camide olduğunu ve bulunduğu söylendiğinde buna inanamadığını savunan Enes Güran, "Salim Güran değil Nevzat Bahtiyar değil kralları da gelse benim evimden bacımı alamazlar. Beni gerekirse yıllarca cezaevine atın, ailemle görüştürmeyin ama beni Narin'imle suçlamayın. Ben sırf Narin'im için ağlıyorum. Kardeşimin katilini arıyorum. Benim, annemin ve Salim'in suçu varsa ceza versinler. Kimin bilgisi varsa, suçluysa Allah bin defa cezasını versin." ifadelerini kullandı. Bu sırada baba Arif Güran, "Allah hakkınızı bırakmasın, Allah'a havale ediyorum." diyerek, duruşma salonundan ayrıldı.
Enes Güran'ın avukatı da dosyada gizlilik kararı olmasına rağmen tüm detayların yayınlandığını savundu. Cinayetin yeri, tarihi ve saatinin henüz net olmadığını düşündüğünü belirten Güran'ın avukatı, şunları kaydetti: "İddianame kamuoyu baskısından acele bir şekilde hazırlandı. Cinayetin aile konutunda işlendiğine ilişkin daraltılmış baz kayıtlarıyla Enes'in konutta bulunduğu ve Narin'in ölümüne iştirakte yer aldığı belirtiliyor. Enes'in gün içindeki hareketlerinden dolayı bu sadece kuşkudan ibarettir. Enes'in bu cinayeti işlediğini bu delillerle kanıtlamak mümkün değil. Toplanan onlarca kamera görüntüsü içerisinde Enes'in Narin'i öldürdüğüne dair bir tespit yoktur. Önümüze konulan bazı evrakları, maddi delil olarak kabul etmiyoruz. Biz hala başka görüntülerin olduğunu düşünüyoruz. Nevzat Bahtiyar çok soğukkanlı. 3 gündür gözlemliyorum. Bu adam ya kaderine razı olmuş ya da içinden bize gülüyordur. İddia makamının Enes'in tutukluluk halinin devamına yönelik mütalaasına iştirak etmiyorum. Müvekkilim Enes Güran hakkında tahliye ve adli kontrol talep ediyorum."
Sanıklar ve avukatlarının savunmaları sonrası duruşmaya bir süre ara verildi. Aranın ardından mahkeme heyeti, müşteki Arif Güran ve vekili, Diyarbakır Barosu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılma talebinin kabulüne, ağabey Baran Güran'ın müşteki olarak dosyaya eklenmesi talebinin reddine, mahkemeye gönderilen Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntülerin dosyaya eklenmesine, tutuklu şüpheli R.A'nın tanık olarak dinlenilmesi talebinin kabulüne, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak dosyada bulunan daraltılmış baz raporunu hazırlayanlardan hangi yöntem ile hangi baz verilerini kullanarak, hangi cihazlar ve hangi kriterlere uyularak, bilimsel tekniklerin neler olduğunu gösterir ve sapma payının olup olmama ihtimalini de belirtir ayrıntılı ek rapor aldırılmasına karar verdi. Heyet, kaçma, saklanma ve yakalanamama ihtimali göz önünde bulundurulan sanıkların tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın 26 Aralık'a ertelenmesine hükmetti.