Biz nasıl dünyanın diğer ülkelerinde kendi vatandaşlarına hizmet veren ibadethanelere karışmıyorsak kimsenin de bizim ibadethanelerimize karışmaya hak ve salahiyeti yoktur. Türkiye her dinden, her inançtan, her meşrepten vatandaşına ibadet imkanı sunan bir ülkedir. Ülkemizde sayıları 435’i bulan kilise, sinagog, havra ibadete açıktır. Hatta ülkemizde Balat’taki Demir Kilise örneğinde olduğu gibi restorasyonla ayağa kaldırılan yeni kiliselere dahi biz destek verdik, bizzat devletin cebi hümayunundan bunları yaptık.
Böyle bir ülkeyi ibadethaneler üzerinden eleştirmeye çalışmak hakikatlere sırt dönmek demektir. Ülkemize Ayasofya konusunda yöneltilen ithamlar, doğrudan egemenlik haklarımıza saldırı anlamını taşımaktadır. Halbuki dünyanın dört bir yanında camilerin ve diğer dinlere mensup insanların ibadethanelerinin saldırıya uğradığı bir dönemden geçiyoruz.
“İnşallah İstanbul’un cami zenginliğini bir adım daha öteye taşıyacaktır” diyen Erdoğan, caminin 7 bin metrekarelik oturum alanı, 56 bin metrekarelik yapı alanı, kapalı ve açık bölümlerindeki 20 bin kişilik cemaat kapasitesi, 4 minaresi, 25 metrelik kubbe çapı ve diğer unsurlarıyla İstanbul’a yakışır bir eser olacağını dile getirdi. Erdoğan, “İnşallah süratle camimizi bitirip ve bir an önce bölgenin, tüm İstanbul’un ve tüm Müslümanların hizmetine sunacağız” diye konuştu. Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın okuduğu duanın ardından inşaat alanına ilk betonu dökecek butona bastı. Cami inşaatının 2022’nin sonunda bitirilmesi konusunda söz aldıklarını belirten Erdoğan, “İnşallah 2022’nin sonunda camimizden ezan seslerini duyacağız ve burada da inşallah namazlarımıza başlayacağız” dedi.
Mimar Sinan’ın “kalfalık eseri” olarak tanımladığı Süleymaniye Camii’nden öykünerek tasarlanan Levent Camii ibadete açıldığında, Sarıyer Büyükdere’den Yıldız Hamidiye Camii’ne kadar ana arterdeki tek büyük cami olacak. İhale bedeli 159 milyon 738 bin lira olan cami, 5 bin 744 metrekarelik alan üzerinde yükselecek. Osmanlı mimarisinden esinlenerek tasarlanmış, 18 bin metrekare alan üzerinde yapımına başlanan 7 bin metrekare oturum alanına sahip, engelsiz yaşam odaklı cami, 25 metre çapında kubbesi ve 4 minaresiyle hayat bulacak. Levent Camii, 5 bin 500 metrekare avlusu ve sosyal alanlarıyla gece gündüz yaşayan bir ibadet, kültür ve ilim merkezi olarak hizmet verecek. Cami, 4 bin metrekarelik el sanatları, ebru, hat, tezhip atölyeleri ile çok amaçlı salona ve 900 araçlık kapalı otoparka da sahip olacak.
Kapalı ve açık alanlarıyla toplam 20 bin kişi kapasiteli olacak cami, klasik mimari özelliklere de sahip. İstanbul için öngörülen deprem katsayısının üzerindeki bir değer dikkate alınarak statik projeleri hazırlanan cami, olası depremde toplanma alanı olarak da kullanılabilecek.
Bir gazetecinin Katar ziyaretine ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, “Gerçekten Katar ziyareti şu Kovid-19’dan sonra yurt dışına ilk ziyaretim oldu ve bölge ülkeleriyle olan bütün konuları Sayın Temim ile ele aldık” diye konuştu. Görüşmede birinci derecede Libya’yı, bunun dışında Suriye, Irak, Sudan konusunu görüştüklerini, Yemen ile ilgili gelişmeleri de ele aldıklarını aktaran Erdoğan, “Tabii hepsinden öte Türkiye-Katar ilişkilerini siyasi, ekonomik, ticari, kültürel neleri birlikte yapabiliriz bunları da görüşme fırsatını samimi bir ortamda ele aldık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’daki Vahdettin Köşkü’nden Konya Ovası Sulaması 1. 2. ve 3. Kısım Sulamaları Hizmete Alma Töreni’ne canlı bağlantıyla katıldı. Erdoğan, “Konya Ovası Sulama projesinin diğer kısımları da peyderpey tamamlandığında Konya’da su ile buluşturacağımız toprak büyüklüğümüz 11 milyon dekarı bulacaktır. Konya’ya ilave olarak diğer illerimizde de 15,5 milyon dekarlık alanın sulamasını yapmasını hedefliyoruz. Ülkemizin tarım potansiyelini sonuna kadar değerlendirmekte kararlıyız” dedi.
Pandemi döneminde iki sektörün öneminin bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayan Erdoğan, “Bunlardan birisi sağlık diğeri gıdadır. Elimizdeki imkanları bu süreçte pek çok dost ve kardeş ülke ile de paylaştık. Pek çok ülkede temel ihtiyaçlar karşılanamazken ülkemizde hiçbir sıkıntı ile karşılaşmadık çünkü Türkiye kendi ihtiyacını karşılamanın ötesinde üretim gücüne sahip bir ülkedir. Hamdolsun Türkiye olarak alnımızın akıyla çıktık. Yaşadığımız tecrübe, bize tarım sektöründeki projelerimize çok daha sıkı sarılmamız gerektiğini göstermiştir.
İnşallah bizden sonraki nesillere toprağını ve sularını en verimli şekilde kullanan bir ülke devredeceğiz. Salgın sonrası dünya düzeni yeniden şekillenecek. Türkiye yeni dönemin parlayan yıldızı olarak gösteriliyor. Konya bu potansiyeli süratle harekete geçirerek diğer şehirlerimize örnek olmalıdır” diye konuştu.