Türkiye ile Libya’nın BM nezdinde meşru hükümeti arasında Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, 27 Kasım 2019’da imzalandı. Anlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülerek 5 Aralık 2019’da kabul edildi.
Libya Meclis’inden de geçen anlaşma, 12 Aralık 2019’da tescil için Birleşmiş Milletler’e sunuldu. Yunanistan da BM’ye giderek anlaşmaya itiraz etmişti. Ancak bu itiraz karşılık bulmadı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Türkiye ile Libya arasında imzalanan uluslararası anlaşmayı, idari kapsamda yapılan incelemelerin ardından BM Şartı’nın 102. Maddesi gereği, 30 Eylül’de onayladı.
BM Şartı’nın 102. Maddesinin ilk fırkası gereği, üye ülkeler tarafından sunulan anlaşmalar, mümkün olan en kısa sürede kütüğe işlenerek BM Sekreteryası tarafından yayınlanıyor. Birleşmiş Milletler, söz konusu anlaşmaları, şekil yönünden inceliyor, içeriğe ise girmiyor. Anlaşmanın tescil edilmiş olması, gelen itirazların aksine Serrac Hükümetinin devletlerarası anlaşma yapmaya yetkili olduğunun da tescili anlamını taşıyor. BM Şartının 102. Maddesinin ikinci fırkası gereğince, anlaşma BM kütüğüne işlenmeden uluslararası geçerliliği olmuyor ve üye ülkeler veya anlaşmanın taraflarından herhangi biri anlaşmayı BM’nin bir organı önünde ileri süremiyor. Bu kapsamda, anlaşmanın BM kütüğüne kaydedilmiş olması, anlaşmaya aykırı olası gelişmeler karşısında BM’ye başvurulmasını da mümkün hale getiriyor.
Türkiye ve Libya, deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması için çalışmaları bundan 9 yıl önce başlatmışlardı. 29 Kasım 2010’da dönemin başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan Libya’ya, beraberinde haritalarla gitti. 2011 yılı başında patlak veren iç savaş çalışmaların rafa kaldırılmasına neden oldu. Libya ile yarıda kesilen görüşmeler Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın 5 Kasım 2018’de gerçekleştirdiği Libya ziyaretiyle yeniden başlatıldı. Ancak bu girişimin üzerinden 1 ay geçmeden 2019 başında Hafter harekete geçirildi ve Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni devirmeyi amaçlayan Trablus saldırısını başlattı.