Havaların değişmeye başlamasıyla hastanelerin acil servislerinde soğuk algınlığı ve grip şikayetiyle başvuran hasta sayısında artış gözlemleniyor. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Alper Şener, son zamanlarda artan grip şikayetlerini anlattı.
Şener, “Grip benzeri şikayetler geliyor. Bunlara grip diyebilmek için solunum yolunda influenza pozitif olması lazım. Şikayetleri üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde tanımlamakta fayda var. Birçok vürs türü var; grip, parainflunza, rinovirüs, adenovirüs ve tabii koronavirüs. Grip ve koronavirüste kas-eklem ağrısı ve ateş daha belirgin. Rinovirüste, burun akıntısı ve tıkanıklık daha belirgin ve ateş yok. Parainfluenza’da ses değişimi, öksürük, boğaz ağrısı belirgin, ateş daha nadir. Adenovirüste ise burun-boğaz şikayetleri yanında, ishal olması tipiktir” dedi.
Önlem alınmadığı sürece çok ciddi sonuçların doğacağına vurgu yapan Şener, “Bu hastalıklar büyük ve küçük herkeste görülür ama 65 yaş üstü ve 2 yaş altında solunum sıkıntısına, akciğer tutulumuna sebep oluyor ve bundan kaynaklı hastanın yatışını istiyoruz. Hatta yoğun bakıma kadar süreç ilerleyebiliyor. Bu yüzden vatandaşlar çok dikkatli olmalı. Korunmak için maske kullanılabilir ama tamamen engellemez. Aşı, ağır hastalık tablosunu ve akciğere sirayet etmesini engeller. Grip ve korona dışında diğerlerinin de aşısı yok” ifadelerini kullandı.
Her sene grip olabileceğimizi söyleyen Şener, şu değerlendirmelerde bulundu: “Grip sezonluk bir hastalık. Oluşturduğu antikor kalıcı değil, burada virüsün akciğere inmesini engellemek önemli. Bunun için de virüs bize bulaşmadan antikor oluşumu için aşı öneriyoruz. Aşılar ağır hastalık tablosunu ve ölümü önlüyor. Tek başına bulaşı önlemede yetersiz kalıyor. Bu nedenle, kış aylarında özellikle yaşlılar kapalı, kalabalık, iyi havalanmayan alanlarda maske takmalı. Hasta olanların da, öksürme-aksırma durumunda mutlaka yayılımı önlemek için maske takmalarını öneriyoruz."