
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde gruplar adına görüşmeler tamamlandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Namık Tan, büyükelçi atamalarını eleştirdi. Büyükelçilik makamına, bakanlık dışından, mesleğe dair tecrübesi olmayan kişilerin atanmasının gün geçtikçe daha da "normalleştirildiğini" öne süren Tan, "Bunu yaparak, bakanlıkta büyükelçi olmak için on yıllarını harcayan personelinizin hakkını yemeniz büyük bir sorundur." dedi.
Bu konuda farklı kişilere ilişkin soru önergesi verdiğini belirten Tan, önergelere yanıt verilmediğini söyledi. Tan, "Sicili sorunlu şahısların büyükelçi olarak görevlerini sürdürmelerine göz yumamazsınız." ifadesini kullandı. Tan, Dışişleri Bakanlığına, Milli İstihbarat Teşkilatından çok fazla yönetici getirildiğini belirterek, bu durumu eleştirdi.
Terörsüz Türkiye hedefine yönelik eleştiride bulunan Tan, "Biz açıkçası bu sürecin Terörsüz Türkiye değil Trump'ın 'yeni Orta Doğu dizaynı' olarak adlandıracağı bir yere evrilmesinden son derece endişeliyiz." dedi.
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Avrupa Birliği'ne (AB) giriş konusunun tartışma zemininden çıktığını ileri sürdü. Türkiye'nin en ağır süreçlerden birisini yaşadığını dile getiren Beştaş, "AB'nin Türkiye raporunda demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel haklar açısından bir gerileme olduğu not ediliyor." dedi. Hukuksuzluğun en büyük çıkmaz olduğunu belirten Beştaş, "Hukuk olmadan ne barış, ne demokrasi ne de bir güvence olabilir, ne de halkın geleceği güvence altına alınabilir." sözlerini sarf etti.
"Taraflara silah satışı durdurulmalı"
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Avrupa Birliği ile ilişkilerde tutarsızlık yaşandığını öne sürdü. Brüksel'de AB Genişleme Zirvesi'nin yapıldığını belirten Ergun, Türkiye'nin AB adaylık sürecini anımsattı. Ergun, "Bu toplantıda Türkiye'nin adı dahi geçmemiştir." dedi. Avrupa ülkelerine yönelik vize işlemlerinde zorluklar yaşandığını kaydeden Ergun, bu durumu eleştirdi. Ergun, "Birçok öğrencimiz kayıt yaptırdıkları okullarda okumak için bile vize alamıyor. Ret oranları yüzde 10'ların üzerinde." dedi. Kıbrıs Türklerinin var olma mücadelesine destek olmanın milli davaları olduğunu aktaran Ergun, Kıbrıs konusunda bakanlığa sorular yöneltti. Ergun, "Bakanlığınız, milli davamız olan Kıbrıs meselesinin Türkiye'nin vazgeçilmez hak ve menfaatlerinin aksine neticelenmemesi için hangi politikaları uygulamaktadır?" diye konuştu. Doğu Akdeniz konusunda da bilgi almak istediğini ifade eden Ergun, "Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin deniz yetki alanları ve enerji kaynakları konusundaki haklarının korunması konusunda mevcut durum nedir? Libya politikamızın güncel durumu nedir? Suriye ile de münhasır ekonomik bölge anlaşması yapılacak mı?" sorularını yöneltti.
Yeni Yol Partisi Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun, Afrika ülkelerinin ekonomik bağımsızlık mücadelesine destek olmanın Türkiye'nin tarihsel sorumluluğu olduğunu belirtti. Bazı ülkelerin Afrika'nın kaynaklarını talan etmek için savaş kışkırtıcılığı yaptığını vurgulayan Torun, Sudan'da bir iç savaşın yaşandığını aktardı. Torun, "Son iki yılda 150 bin sivil öldürüldü. Türkiye burada daha aktif olmalı, Sudan'ın bölünmesine yol açacak bu savaş bir an önce durdurulmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı harekete geçirilip buraya bir barış gücü gönderilmeli, Türkiye aktif diplomasiyle buna öncülük etmelidir. Taraflara silah satışı durdurulmalı, daha fazla kardeş kanı dökülmesinin önüne geçilmelidir." diye konuştu.
"Hatırlatmak elzem hale geldi"
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Türkiye'nin dış politikasını ilgilendiren öncelikli ve yüksek seviyeli alanın Suriye olduğunu vurguladı. Suriye'de yaşananları değerlendiren Özdemir, ABD'nin Şam yakınlarında çok büyük bir askeri üs kurma kararının gündeme geldiğini belirtti. "Vahim olanın", bu durumun Suriye'de göreve gelen yeni yönetimle beraber şekillendirilmeye çalışılması olduğunu ifade eden Özdemir, sadece birkaç hafta içerisinde gerçekleşen "kuşkulu hadiseler"in bile çok dikkatli ve tetikte olunması gerektiğini ortaya koyduğunu kaydetti.
Suriye'de Ahmed Şara liderliğinde kurulan yeni yönetimin başarılı olmasının, toplumun tüm kesimlerini kucaklayıcı bir anlayışı benimsemesinden ve toprak bütünlüğünü ve demografik yapıyı korumasından geçtiğini aktaran Özdemir, terör örgütlerinin Suriye'nin geleceğinde yer edinmemesinin beklentileri olduğunu vurguladı.
Özdemir, şöyle konuştu:
"Türk devleti kudretini, sarsılmaz iradesine ve güçlü hafızasına borçludur. Bunun yanı sıra Ebu Gureyb'den başlayıp Şam'a uzanan bir hikaye yazdıklarını, bununla da yol alabileceklerini zanneden kimi okyanus ötesi mahfiller ve işbirlikçileri için Mercidabık'tan başlayarak Kut'ül Amare'ye kadar varan zaman ve mekanda daima hazır ve nazır vaziyette, ay yıldızlı bayrağın teşkilatlı sevdalıları ve fedaileri bulunduğunu hatırlatmak elzem hale gelmiştir."
Türkiye'ye yönelen tehdit ve tehlikeler dikkate alındığında, İsrail'in ilk sıraya kendisini konumlandırdığını belirten Özdemir, İsrail'in yanında saf tutan sözde müttefik ülkelerin tutumlarına bakıldığında, Türkiye'nin yeni küresel denge kurma arayış ve hedefini belirlemesinin tabi ve kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
"Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumu temkinli, tedbirli, ayrıca çok boyutlu bir dış siyaset takibini gerektirmektedir. Bu ilkeler kapsamında ve yaşanan hem bölgesel hem de küresel gelişmeler ışığında, bize göre, Türkiye için akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlarla beraber yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek olarak Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil 'TRÇ' ittifakının inşa edilmesi gerekmektedir. Bu durum, milli siyasetimize, devlet ve millet yapımıza, gelecek tasavvurumuza uygun bir seçenektir."
AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, bakanlığın, terörle mücadele alanında yürüttüğü çalışmaların, yurt dışında bulunan vatandaşlara yönelik hizmetlerinin ve desteğinin, dünyadaki gelişmelerin yakından izlenmesi ve bunların Türkiye'ye olası etkilerinin dengelenmesi çerçevesinde birçok alanda yaptığı çalışmaların gurur verdiğini söyledi.
Kırkpınar, şöyle konuştu:
"Devletimizin ve milletimizin büyüklüğünü, güvenliğini ve refahını güçlendirmeyi hedefleyen ve bölgesindeki bir çekim merkezi olan dış politikamız, aynı zamanda Türkiye Yüzyılı'nın da politikasıdır. Ülkemizi eğitimden tarıma, dış politikadan savunma sanayisine, sağlıktan ekonomiye yeni yüzyılın en güçlü aktörlerinden biri haline getirmek için gece gündüz demeden hep birlikte çalışıyoruz. Küresel düzeyde istikrarı, adaleti ve insani dayanışmayı güçlendirmeye yönelik dış politikamız, Türkiye'yi barışa ve küresel adalete katkı sunan güvenilir bir aktör konumuna da taşımaktadır."
Türkiye'nin uluslararası planda fikirlerine başvurulan, önerileri dikkate alınan, kimi zaman ara bulucu, kimi zaman kolaylaştırıcı olarak sorunlara çözüm üreten bir diplomatik güç haline geldiğini ifade eden Kırkpınar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk diplomasisi son asırların en başarılı dönemini yaşamaktadır. Ukrayna krizindeki tutumumuz, ülkemizin barışı, istikrarı, insanı ve insan hayatını merkeze alan dış politikasının en bariz örneğidir. Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde inisiyatif alıyor, yapıcı ve aktif bir siyaset uygulayarak gerilim peşinde koşmadığımız gibi kimden gelirse gelsin baskılara da boyun eğmiyor, milletimizin izzetine asla halel getirmiyoruz."









