
Muna Havva, Trump'ın açıklamalarının, Filistinlilerin tehciri ihtimalini tartışmaya açmayı hedeflediğini ifade etti.
Filistinli gazeteci Muna Havva, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze ile ilgili skandal açıklamalarını değerlendirdi. Havva'ya göre Trump, Gazze'deki Filistinlilerin yerinden edilmesini gündeme getirerek imkansızı tartışılabilir hale getirmeye çalışıyor. Filistinli gazeteci, Trump'ın açıklamalarını 3 teori çerçevesinde değerlendirdi.
Muna Havva, Trump'ın Grönland, Kanada ve Panama Kanalı'nı ilhak etme ve Filistinlileri Batı Şeria ile Gazze’den sürgün etmeye yönelik açıklamalarını değerlendirdi. Bunun mümkün olmadığını belirten Havva,
"Peki bunların konuşulması etkisiz mi? Tabii ki de hayır."
dedi.

'Bunu tartışılabilir hale getirmek istiyorlar'
'Bunu tartışılabilir hale getirmek istiyorlar'
Trump ve Netanyahu’nun yaptığı şeyin siyasi saçmalık olmadığını değerlendiren Filistinli gazeteci, bunun
stratejik olarak hesaplanmış bir manipülasyon
olduğunu ve amacın,
gerçekliği çarpıtarak imkânsız fikirleri tartışılabilir hale getirmek
olduğunu ifade etti.
Havva, Trump'ın açıklamalarının altında yatan gerçeği 3 ana teori başlığı altında anlattı.

Duman ve Aynalar (Smoke and Mirrors) Teorisi
Duman ve Aynalar (Smoke and Mirrors) Teorisi
"Bu rastgele bir siyaset değil; aksine, toplumun bilinç yapısını yeniden şekillendirmeye zorlayarak onları saldırı pozisyonundan çıkarmaya yönelik planlı bir yöntemdir"
diyen Havva, bunun
Smoke and Mirrors
(Duman ve Aynalar) teorisiyle gerçekleştirilmeye çalışıldığını ifade etti.
Filistinli gazeteci, ABD ve İsrail'in bu stratejiyle, gerçekle ilgisi olmayan bir medya gürültüsü oluşturarak dikkatleri dağıtmayı ve gizli hedeflere ulaşmayı amaçladığını vurguladı.

Muna Havva, Filistinlilerin sürgün edilmesinin sürekli gündeme getirilmesinin, bu konuyu halk nezdinde tartışılabilir bir hale getirmek için yapıldığını kaydetti. İsrail’in Gazze’deki askeri başarısızlığının tartışılması yerine, 'Filistinliler nereye gidecek?' sorusunun gündeme getirilmesinin sağlandığını vurgulayan Havva,
"Böylece Filistinlilerin göçü bir ihtimal gibi sunuluyor; sanki mesele sadece nereye gidecekleriyle ilgili!"
ifadesini kullandı.
'Uygulanması imkansız bir savaş suçu'
'Uygulanması imkansız bir savaş suçu'
Mısır, Ürdün ve Körfez gibi bölge ülkelerin kendilerini bu planı kesin bir şekilde reddeden taraflar olarak değil, müzakerelere dahil olmuş aktörler gibi bir konumda bulduklarını ifade eden Havva,
bunun sonucunda kamuoyunun, Filistinlilerin sürgününü bir tartışma konusu olarak görmeye başladığını
belirterek, Trump'ın planının uygulanması imkânsız bir savaş suçu olduğunu vurguladı.

"Arap ve uluslararası aktörler, sürekli bu konuyu reddetme ve açıklama yapma zorunluluğunda bırakılıyor. Böylece, aslında olmayan bir konunun ciddiye alınması sağlanıyor."
diyen Filistinli gazeteci, temel mesele olan 'İsrail saldırıları durdurulmalı mı?' sorusu yerine, 'Filistinlilerin hangi alternatifleri var?' sorusunun tartışılmaya başlandığını ve
Trump'ın bu açıklamalarda amaçladığı şeyin de tam olarak bu olduğunu kaydetti.

Alanı Bilgiyle Boğma (Flood the Zone) Teorisi: Kaos Yoluyla Kontrol
Alanı Bilgiyle Boğma (Flood the Zone) Teorisi: Kaos Yoluyla Kontrol
"Bu strateji, gerçeğe dayanmayan ardı ardına gelen açıklamalarla medya ve kamuoyunu meşgul ederek, siyasi tasvir kontrolünü ele geçirme taktiğidir."
ifadelerine yer veren Havva,
"Trump, sürgün planları, duvar inşası, yaptırımlar ve yasaklar gibi büyük ölçekli planlardan sürekli bahsediyor.
Bu planların uygulanamaz olduğunu bilmesine rağmen, bunları gündemde tutuyor.
Amaç, medya ve muhalifleri sürekli savunmaya zorlayarak onların tutarsızlıkları ifşa etmeye fırsat bulamamalarını sağlamak. Netanyahu, savaş başarısızlığının oluşturduğu siyasi sıkışmışlığı aşmak için sürekli tehditlerde bulunuyor. Gerçekte bunları hayata geçiremese bile, muhaliflerini sürekli reaksiyon vermeye zorlayarak gündemi kendi lehine yönetiyor."
değerlendirmesinde bulundu.

Bunun sonucunda medya ve kamuoyunun, Trump ve Netanyahu’nun her yeni açıklamasına tepki vermek zorunda kaldığını vurgulayan Filistinli gazeteci,
"Böylece, asıl gerçeklerin tartışılması ikinci plana düşüyor: İsrail askerî olarak başarısız oldu ve Trump sadece medya üzerinden manevra yapıyor. Gürültü ne kadar artarsa, tehlikeli kararları fark ettirmeden geçirme ihtimalleri o kadar yükseliyor."
ifadelerini kullandı.
Rıza Üretimi (Manufacturing Consent) Teorisi: Tekrar Edilen Her Şey Normalleşir
Rıza Üretimi (Manufacturing Consent) Teorisi: Tekrar Edilen Her Şey Normalleşir
Bu stratejinin, bir fikri sürekli tekrar ederek, onun zamanla alışılmış ve kabul edilebilir hale gelmesini sağladığını aktaran Havva,
"Aylar önce Filistinlilerin sürgünü absürt bir fikirdi. Ancak bugün, sürekli tekrarlanan açıklamalar nedeniyle, medya bunu bir ihtimal olarak tartışıyor. Strateji yalnızca tekrarlamak değil, aynı fikri farklı açılardan işlemek üzerine kurulu. Amerikan yetkililerinin açıklamaları, İsrail’in tehditleri, medya sızıntıları, stratejik analizler…
Tüm bunlar, bu fikri kaçınılmaz bir gerçeklik gibi sunuyor."
sözleriyle
Trump'ın Rıza Üretimi teorisiyle Filistinlilerin tehcir edilmesini normalleştirdiğini aktardı.

İddiayla başlayıp gerekçeye döndü
İddiayla başlayıp gerekçeye döndü
Aynı yöntemin Irak Savaşı’nda da kullanıldığı vurgusunu yapan
Filistinli gazeteci,
"Kitle imha silahları iddiası, başlangıçta hiçbir delili olmayan bir yalandı. Ancak sürekli tekrarlandığı için, sonunda savaşa gerekçe haline geldi."
ifadelerini kullandı.
Muna Havva, Filistinlilerin sürgününün, sert uluslararası tepkilere rağmen artık medya gündeminde yer bulduğunu vurguladı.
Muna Havva'dan çözüm önerisi
Muna Havva'dan çözüm önerisi
"Konu artık 'Bu mümkün mü?' değil, 'Nasıl uygulanabilir?' şeklinde ele alınmaya başlıyor. İşte Trump ve Netanyahu’nun tam olarak hedeflediği şey bu!"
değerlendirmesinde bulunan Havva, buna karşın ne yapılması gerektiğini şu sözlerle ifade etti:
"Şu an yaşananlar son derece tehlikeli, ancak paniğe kapılmak yerine
sağlam ve kararlı bir duruş sergilemek gerekiyor.
En büyük tehlike, Trump ve Netanyahu’nun planlarını gerçekleştirebilmesi değil,
insanları bunların mümkün olabileceğine inandırmalarıdır.
Sadece bu fikirleri reddetmek yetmez; bunların tartışılmasını bile meşru kabul etmemek gerekir. Çelişkili açıklamalar ve
medya manipülasyonları karşısında oyuna gelmemek, dikkati asıl gerçeğe odaklamak gerekir:
Bütün bunlar, İsrail’in savaş başarısızlığını gizlemek için kurgulanmış bir aldatmacadır. Unutmayın: Tehditler, uygulanabilir planlar değildir, yalnızca baskı kartlarıdır.
Trump ve Netanyahu’nun amacı, imkânsızı mümkün gibi göstermek. İşte bu algı operasyonuna karşı mücadele edilmelidir."
#Muna Havva
#Filistin
#Gazze
#Donald Trump
#ABD
#İsrail
#gazeteci