Kuleli Askeri Lisesi’ndeki öğrencilere, ‘askeri öğrenci olamaz’ şeklinde gerçeğe aykırı sahte rapor verilmesiyle ilgili yürütülen soruşturmanın ayrıntılarına Yeni Şafak ulaştı. Soruşturma kapsamında çok sayıda mağdur-müşteki ve tanığın ifadesine başvuruldu. Cumhuriyet Savcısı Levent Bilgi tarafından yürütülen soruşturmaya Askeri lise sınavlarına FETÖ’nün Işık evlerinde hazırlanan ve 2000 yılında Kuleli’ye giren C.E. isimli tanığın ifadesi damga vurdu. İfadeye göre Kuleli’ye girdiği andan itibaren mahrem imamlarının yaptığı baskılara dayanamayan C.E., soluğu komutanlarının yanında aldı. Örgütte gördüklerini ve baskıları 12 sayfalık ifadeyle anlatan C.E., mezun olup Kara Harp Okulu’na geçmek üzereyken okulla ilişkisi kesildi.
O dönem örgüt üyesi olduğundan şüphelendiği isimleri de savcılıkla paylaşan C.E., Mennan Yeşilbaş isimli bir askeri öğrencinin ismini verdi. Yapılan araştırmada Yeşilbaş’ın Üsteğmen rütbesiyle 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fahri Kasırga’yı kaçıran müfrezenin komutanı olduğu ortaya çıktı. 2000 yılında Kuleli’ye giren C.E.’nin ifadesinde anlattıkları Kuleli’deki FETÖ yapılanmasının, iddia edilenin aksine AK Parti iktidarından önce başladığını ortaya koyuyor.
İşte C.E.’nin Askeri okullara girişiyle başlayan ifadesinden bazı bölümler:
2004 yılı Mayıs ayında bunalınca okulumuzun psikoloğu Yüzbaşı Y.A.’nın yanına gittim. Özgeçmişimi ve cemaatin baskılarından bunaldığımı anlattım. Birkaç gün sonra Albay A. Ö. ile baş başa kaldım. 11-12 sayfalık bir ifademi el yazısıyla kendisine verdim. Albay A.Ö. ve İstihbarat Subayı İ.G. ile beraber Acıbadem’deki ışık evinin bulunduğu sokağa gittik. Bana saklan ve görünme demişlerdi.
Bu olaydan sonra bizim kısımda gereksiz koğuş aramaları oldu. 2004 yılında mezun oldum. Kara Harp Okulu’na gideceğimi düşünürken, Gülen yapılanması hakkında yaptığım bu ifşa nedeniyle 8 Temmuz 2004’te okulla ilişkim kesildi. 34 bin TL para ödedik. Bizi maddi zarara soktular. Kuleli’den dönem arkadaşlarım Ankara Kara Harp Okulu’na öğrenci olarak katıldılar. Arkadaşlarım okuldan önceki kamp döneminde kendilerine adeta işkence yapıldığını, okuldan ayrılmak üzere zorlama ve telkine yönelik eziyete tabi tutulduklarını söylediler. Bunun sonucunda bir kısım öğrencilerin kendi istekleriyle Harp Okulu’na devam etmediklerini biliyorum.”