
Fahrettin Ulusoy Câmi'-i Şerîf, merhum Fahrettin Ulusoy'un (1949-2022) adına, eşi Nevin Ulusoy ve oğulları Onur Erhan Ulusoy ve Eren Günhan Ulusoy katkılarıyla rektör Mahmut Aydın'ın vazîfesi sırasında tamamlandı.
Mimari projesi Samsun Üniversitesi Tasarım, Mimarlık ve Şehir Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde hazırlanan caminin mimarları, öğretim üyelerimiz Abdullah Asım Divleli, Halil İbrahim Düzenli, Melek Kutlu Divleli ve Emin Selçuk Taşar'dır.

İnşaatı 19 Cemaziyelahir 1445 (1 Ocak 2024) tarihinde başlayan cami 2 Zilhicce 1446 (30 Mayıs 2025) Cuma günü ibadete açılacak.
Cami tasarımının felsefi arkaplanını, birlik/bütünlük, çokluk/çeşitlilik, hareket, her yöne açık olma ve yapı malzemelerinin tektonik karakterleri gibi kavramlar oluşturmaktadır.
Biçimsel ilhamını Samsun çatılı camilerinden alan, özellikle Çarşamba Göğceli Camii'nin vakur duruşuna gönderme yapılan camide tek çatı altında 17 mekan toplanmıştır. Bu hâl, birlik içinde çokluğun mekansal temsili olarak nitelenebilir.

Hareket kavramı, insanın yürüyüşü esnasında süreklilik unsurlarını kaybetmeden çevresinin biteviye değişimini ifade etmektedir. Bu fiziksel yolculuk, aynı zamanda, her durak noktasında yani içerisine girilen her mekanda varlığa, tabiata insana ve ibadete dair farklı durumların tebellür ettiği bir iç yolculuktur. Bu itibarla, camide, her kullanıcının kendi iç yolculuğuna imkan tanıyan, kullanıcının tercihlerine göre şekillenen, her yöne açık yürüyüş güzergahları oluşmaktadır. Kuzeyden güneye, güneyden kuzeye, doğudan batıya, batıdan doğuya, aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya ve her birinin kesişim noktalarında yön değiştirmeye ve güzergahları çeşitlendirmeye dönük bir imkan ve yürüyüş...

Bu yürüyüşte karşılaşılan 17 mekân ise şöyledir: Ana harim, üst kat merkez mahfil, merkez aks son cemaat safı, giriş cephesi revakı, kıble cephesi revakı; kadınlar son cemaat yeri, zemin kat kadınlar sekisi, üst kat kadınlar mahfili, üst kat kadınlar köşkü, kadınlar abdesthanesi, kadınlar wc; erkekler son cemaat yeri, zemin kat erkekler sekisi, üst kat erkekler mahfili, erkekler köşkü, erkekler abdesthanesi, erkekler wc.
Caminin mekan organizasyonu, malzeme, renk ve hat tercihleri 12 ile 16. yüzyıllar arası zaman diliminde vücuda getirilen eserlerden nüveler barındırmaktadır. Mimar Turgut Cansever'in fikriyatı ve uygulamaları ise yol gösterici olmuştur. Mihrap cephesi altıgen çinileri el yapımı olarak Konya'da, şeşhane zemin tuğlaları Çorum'da yapılmıştır. Taşları Sivas'tan getirilmiştir. Taş duvar ustaları Bodrum'dan, mihrap, minber ve vaaz kürsüsü mermer ustaları Bayburt'tan, ana ahşap giriş kapısı ustaları Konya'dan, ahşap mahfiller ve diğer ahşap işlerinin ustaları Samsun'dan, çelik işleri ustaları Samsun'dan gelerek ustalıklarını sergilemişlerdir. Caminin hattat, kalemkâr ve müzehhibesi ise İstanbul'un kıymetli sanatkârlarıdır.
Son söz olarak, yukarıda anlatılan hareket, tercihler, birlik ve çeşitliliği ifade eden iki âyet-i kerîme caminin giriş kapısı üzerine, ahşaba nakşedilmiştir:
"O her an yaratma halindedir" (Külle yevmin hüve fî şe’n).
İsrâ Suresi 84. Ayet: “Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar” (Küllün ya'melu ‘alâ şâkiletihî).