Tıpta ‘halitosis’ diye isimlendirilen ağız kokusunun başta mide ve bağırsak olmak üzere birçok nedenleri olabileceğine dikkat çeken Gümürdülü, “Bademcik iltihabı, sinüzit, larenjit ve farenjit gibi üst solunum yolları enfeksiyonları ağız içinde akıntı da yaparak kötü koku oluşturur. Sinüzit ve burun tıkanmasına neden olan tüm rahatsızlıklar nefesin ağız yoluyla alınmasına neden olur. Mide sıvısının yemek borusuna ağza gelmesi hali olan reflü ağız kokusu ve öksürüğe neden olabilir. Uzun süre bir şey yememek ve su içmemek, ağız kuruluğuna ve orada mikroorganizmaların faaliyetini artırır. Özellikle açlık sırasında gelen bir ağız kokusu varsa mutlaka yemek borusuyla ilgili olma ihtimali yüksektir. Mutlaka endoskopi yapılması gerekir. Eğer rahatsızlığın nedeni ‘helikobader pilori’ dediğimiz bir mikrop ise tedaviden sonra tamamen sorun olmaktan çıkmayabilmektedir” dedi.
Soğan, sarımsak, alkol, süt ürünleri, peynir, dişlerin arasında kalan yiyecekler, sigara kullanımı, dişte çürük ve apsenin bulunması, bademcik iltihabı ve uzun süreli açlık gibi nedenlerle de ağız kokusunun görülebileceğini hatırlatan Prof. Dr. Gümürdülü, düzenli diş fırçalama, dil fırçalama ve diş ipi kullanımının temizlik için önemli olduğunu vurguladı.
Gece sindirim kanalında biriken gazların sabahları oluşturduğu kokunun herhangi bir sağlık problemi göstergesi olmadığını anlatan Gümürdülü, yeterli ağız hijyeni yapılmadan uykuya geçildiğinde ağızdaki yemek artıklarının yine kokuya zemin hazırladığını belirtti.