Aşık Veysel’in kaybolmuş filminin hikâyesi

R. Rüveyda Okumuş
04:0017/08/2025, Pazar
G: 17/08/2025, Pazar
Yeni Şafak
Salt Galata.
Salt Galata.

Karanlık Dünya, Metin Erksan’ın yönettiği ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun senaryosunu yazdığı aynı adlı filmin yapım aşamasından itibaren karmaşıklaşmaya başlayan hikâyesini 1950’ler Türkiye’sinin kültürel iklimi içerisinde inceliyor.

Salt Galata’nın bir sanatçı ile bir senaristin disiplinlerarası araştırmasına dayanan yeni sergisi Karanlık Dünya sanatseverlerle buluştu. Sergi, Âşık Veysel’in hayatını konu edinen ancak 1950’lerin kültürel ikliminde sansüre uğrayan “Karanlık Dünya” filminin resmî ideolojiyle harmanlanmış yapısına ve kayıp sahnelerine dikkat çekiyor.

Karanlık Dünya, Metin Erksan’ın yönettiği ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun senaryosunu yazdığı aynı adlı filmin yapım aşamasından itibaren karmaşıklaşmaya başlayan hikâyesini 1950’ler Türkiye’sinin kültürel iklimi içerisinde inceliyor. Değiştirilmiş versiyonlar, sansürler, tartışmalar, söylentiler, çelişen tanıklıklar ve arşiv malzemeleriyle birçok soruyu gündeme getiren filmin etrafında gelişen anlatılara odaklanıyor.

Toplumsal gerçekçi bir yaklaşımla Sivrialan (Sivas) ve Ürgüp’te (Nevşehir) çekilen film, Âşık Veysel’in çocukluğundan tanınmış bir halk ozanı oluşuna uzanan yaşamını melodramatik bir gönül hikâyesi etrafında örer. Ancak dönemin tarımsal kalkınma ve kırsal modernleşme politikalarına uygun olarak yeniden kurgulanan filmin anlatısı beklenmedik şekilde yön değiştirir. 

Sansürün gölgesinde bir başyapıt

Henüz ilk filminde sansür uygulamalarıyla tanışan Metin Erksan’ın ifadesine göre United States Information Service’ten [Amerikan Haberler Merkezi] alınmış, Hudson tarlalarındaki biçerdöverlere ait görüntüler ile sonradan İstanbul’un çeperlerinde çekildiği söylenen okul ve dispanser sahneleri, idealleştirilmiş bir köy imgesi sunmak için kullanılır. Atatürk’ün cenaze töreni ya da filmin sonunda Aşık Veysel’in Sivrialan köyüne gidip orada her şeyin düzeldiğini, köyün hem makineleştiği hem de yeşillendiği gördüğü sekansların eklenmesi Veysel’in yaşam öyküsünü geri plana iterek filmi dönemin resmî ideolojisinin taşıyıcısı bir propaganda aracına dönüştürür. 

Değişikliklerin ardındaki nedenler arasında, Ankara’daki Merkez Film Kontrol Komisyonu’nun Aralık 1952–Kasım 1953 tarihli üç raporunda bildirdiği sansür kararları vardır. Raporlarda hangi sahnelerin sakıncalı görüldüğü açıkça belirtilmemekle birlikte, toplumun kusursuz bir şekilde temsil edilmesi kaygısı öne çıkar.

Hikâyesi hâlâ eksik film

Yapımcı Atlas Film’in kurguda yaptığı değişikliklerin ardından film, Âşık Veysel’in Hayatı adıyla 31 Aralık 1953’te vizyona girer. İsmiyle birlikte tüm atmosferi değişen filmin yaratım süreci, ticari kaygılar ve ideolojik gerilimler, filmi eklektik bir ürün hâline getirir.

Bugün film ve filmin hikâyesi hâlâ eksik. Filmden geriye kalan; kopuk bir kurgu, silinmiş ya da eklenmiş sahneler, ses bandındaki bozulmalar, sessizlikler ve bunların çevresinde oluşmuş anlatılardan ibaret. Filmin sansüre uğramadan önceki kurgusu ve yapılan değişikliklerden sonra gösterime girmiş versiyonu bilinmiyor. Dolaşımda olan kopyalar arasında da ses, görüntü ve kurgu farklılıkları bulunuyor. Serginin araştırma sürecinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Uygulama ve Araştırma Merkezi Arşivi’nde bulunan ve bugüne dek gün yüzüne çıkmamış 35mm nitrat filmden görüntüler, filmin editörü ve yönetmen Ertem Göreç’in ses kaydı ile filmin hak sahibi; yapımcı yönetmen ve senarist Yılmaz Atadeniz’in ses kaydı yer alıyor.

Eyüboğlu’nun yaptığı portre

Sergiye ayrıca Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1952’de resmettiği Âşık Veysel tablosu, Karanlık Dünya’nın o dönemki afişi, filmin uğradığı müdahale ve dönüşümlerin, kopyalar arasındaki farklılıkların gösterildiği senaryo, bir dizi video yerleştirmesi eşlik ediyor.

İsveçli sanatçı Mike Bode ile senarist Caner Yalçın’ın uzun soluklu araştırmasına dayanan sergi, Karanlık Dünya‘yı yeniden inşa etmek yerine eklemeler, eksiltmeler ve kopmalarla şekillenen filmi katmanlarına ayırıyor. Bu görüntülere, filmin uğradığı müdahale ve dönüşümlerin, kopyalar arası farklılıkların izini süren bir senaryo eşlik ediyor. Filmin parçalı hâlini sahiplenen sergi, filmin dolaşımına yön veren ideolojileri, sansür mekanizmalarını ve üretim koşullarını irdeliyor. Gülce Özkara’nın programladığı sergi sansür ve müdahalelerle karanlıkta kalan Türk sinemasının bir dönemine ışık tutuyor.

1950’ler Türkiye’sinde kırsal kesimin yaşam koşullarını yansıtan ve toplumsal gerçekçi sinemanın erken örneklerinden biri olan Karanlık Dünya’nın sansürün gölgesinde kalmış eksik parçalarının izini süren sergi, 14 Aralık’a dek Salt Galata Mastercard Sergi Mekânı’nda ziyarete açık olacak.



#Aktüel
#Aşık Veysel
#Hayat