Yeni Şafak Gazetesi bulmaca sayfasını hazırlayan yazar ve şair Ahsen İlhan, gazetemizin emektar isimlerinden merhum şair Selman Cahit Öztaş’ın kızı. Piposu, uzun saçları, sakalı ve elinden düşmeyen kalemiyle bilinen babası Öztaş, uzun yıllar gazetede musahhihlik yapmış, aynı zamanda da bilgi işlem şefliği görevini yıllarca yürütmüş. Öztaş, son yıllarında da kalp rahatsızlığı nedeniyle evine çekilip Yeni Şafak Pazar Eki’nin bulmaca sayfalarını hazırlamış. Ömrünü şiire ve edebiyata adayan kaymakam bir babanın çocuğu olan Öztaş, babası Önal Vasıf Öztaş’ın görevi dolayısıyla çocukken Anadolu’yu yakından tanıma fırsatı bulmuş. Öztaş’ın şiire merakı ise babasından geliyormuş. Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü’nde başladığı eğitimine Hukuk Fakültesi’nde devam eden Selman Cahit Öztaş’ın gönlünde hep edebiyat varmış. Ankara’da Erguvan, İstanbul’da Genç Dost dergilerini çıkaran ekiple birlikte çalışan Öztaş’ın şiir ve hikâyeleri Türk Edebiyatı, Doğuş, Töre, İnanç, Kayıtlar, Erguvan, Genç Dost, Kafdağı gibi dergilerde okuyucuyla buluştu. Öztaş’ın ayrıca “Ayışığına Mektuplar” ve “Kelebek Düğünleri” isimli kitapları da bulunuyordu. 2018’de kalbine yenik düşen Öztaş, 56 yaşında hayata veda etti. Biz de yıllar boyunca gazetemize emek veren ve son yıllarında bulmaca yapan Selman Cahit’in kızı Ahsen İlhan’la bulmaca işine nasıl başladığını, bulmacadaki ana fotoğrafları nasıl belirlediğini ve yazarlığının bulmacaya, bulmacanın yazarlığına katkısını konuştuk.
Ahsen İlhan, bulmaca yapma merakının küçük yaşlardan beri babasından geldiğini söylüyor. Babası Selman Cahit’in, gazetede çalıştığı yıllarda eve gelince bulmaca yaptığını anlatan İlhan, “Babamın bulmaca yapmayı nereden öğrendiğini bilmiyorum ama sadece bir kelime uzmanı olduğunu biliyorum” diyor. Babasının kelimelerin kökenine kadar inen, onları araştıran, kitap okuduğu için çok da geniş bir yelpazesi olduğunu dile getiren İlhan, bulmacada kelime bilgisinin çok önemli bir şey olduğunu söylüyor ve bulmaca yapmaya nasıl başladığını şu sözlerle anlatıyor: “O zamanlar babamın ilk bulmaca yaptığı zamanlar da Meydan Larousse ansiklopediler vardı. Babam üç kardeş olarak bize ‘O Meydan Larousse ansiklopedilerde şu kelimeye bakın, bu kelimeye bakın’ diyordu. Biz de babamın etrafında koşuşturuyorduk. Babamla vakit geçirmek üçümüz için de çok eğlenceliydi. İş gibi görünen bir şeyi bile espriler içerisinde, oyunlar, şenlik içerisinde yapabiliyorduk. Sonra babamın rahatsızlığı nüksedince ya eskilerden göndermek zorunda kalacaktı ya da gazete eskilerden girmek zorunda kalacaktı. Bulmacalar için ben de ‘Baba ben bir deneyeyim, yardımcı olayım sana’ dedim. İlk denediğimde 20’li yaşların başındaydım. Tek başıma ilk yaptığımda kare bulmacayı doldurana kadar 10 saatim geçmişti. Babam bunu nasıl yapıyor diye hayretler içerisinde kaldım. Sonra bir iki deneme derken babam ufak işler verdi. Dünün cevaplarını yaz, sonra sudoku nasıl dolduruluyor, sayılar nasıl yerleştiriliyor, sütun, satır olarak nasıl yerleştiriliyor derken hem babamın başında izleyerek hem de babamın bana verdiği ufak tefek işlerle öğrendim.”
2018’de babası vefat ettikten üç gün sonra babasının işini devralan İlhan, 5 yıldır Yeni Şafak Gazetesinde bulmaca, çengel, kare, sudoku ve kelime avı hazırlıyor. Üç saatte bulmaca sayfası hazırladığını dile getiren İlhan, okuyuculardan gelen kolay veya zor gibi yorumları, eleştirileri dikkate almaya çalıştığını belirtiyor. “İlk önce kolay harfleri yerleştiriyorum ama o kolay harflerin içerisinden de zor kelimeler çıkartıyorum. Benim bazen basit gördüğüm bir kelime bir başkası için zor olabiliyor. Herkesi memnun etmiyor. O kolay da karşı tarafa zor geldiğinde iki tane zor koymuş oluyorum. Okuyucunun algı şekline ve talebine göre değişebiliyor” şeklinde açıklıyor. “Bu bulmaca bir bilmece değil” diyen İlhan, “Aslında bildiğin kelimeleri buralara yerleştirirken aralarda bilmediğin o kelimeleri bulma oyunu. Ben de kolaydan zora gidiyorum” diyor.
Bulmacadaki ana fotoğrafları gündeme göre seçtiğini söyleyen İlhan, “Köşe yazarı bir köşe yazar bir mesaj verir, bir gazete manşet atar mesaj verir, benim alanımda bulmaca olduğu için ben de bazen buradan bir mesaj veriyorum” ifadelerini kullanıyor. İlhan, “Mesela Filistin’in başkenti neresi? diye soru koyuyorum cevap Kudüs. Bu da bir anlatım. Bulmaca deyip geçmemek lazım. Bazen bulmacada bir başkaldırı, bir kompozisyon var. Kitlemizin bunu sevdiğini düşünüyorum. Hem fotoğrafları hem de kelimeleri seçerken gazetenin kitlesine ve bizim hassasiyetlerimize ve değerlerimize uygun kelimeler seçmeye özen gösterip yerleştirmeye çalışıyorum. Gündemdeki olaylar kelime avına bile ilham oluyor” şeklinde anlatıyor.
Bulmaca yapmanın zihin olarak kendisini yorduğunu söyleyen İlhan, “Her gün aynı kelimeleri, benzer kelimeleri, farklı sıralarla oraya koysam problem yok ama ben mükemmeliyetçi biriyim” diyor. Her gün tekrara düşmemek için çaba sarf ettiğini dile getiren İlhan, “Bu da beni yeni kelimeler öğrenmek zorunda hissettiriyor. Bazen bir kareyi 10 dakika da doldurabiliyorum ama bazen de bir buçuk saatimi alabiliyor. Çünkü kelime oraya uymuyor. Oraya uyacak bir kelime var ama ben onu daha dün kullandım. Bugün de aynı şeyi oraya koymak istemiyorum, kolaya kaçmamak için kısaca bitireyim diye oraya koymak istemiyorum. Farklı kelime bulmak istiyorum. Farklılık arayışı da insanı zora sokuyor” ifadelerini kullanıyor.
“Bulmaca beyin jimnastiğidir” diyen İlhan, “Her zaman kullandığımız kelimelerin eş anlamlarını bilmiyoruz ya da her zaman kullandığımız kelimelerin anlamı nedir diye sorduğumuzda onların anlamlarını açıklayabilecek bir yetkinliğe sahip değiliz. Bulmaca, insanı bunu düşünmeye zorluyor. Bulmaca bir karakter kazandırıyor. Kelimenin artık bir karakteri var. Nerelerde kullanabileceğine dair daha fazla fikre sahip oluyorsun. Hem kelime hazneni genişletiyorsun, beyin çalışmak zorunda kalıyor hem de sayısal ve sözel iki taraflı çalışma mecburiyeti oluyor” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor: “Çok fazla kelimelerle haşır neşir olduğum için dejenere oluyorum. Bildiğim kelimelerin anlamlarını birbirine karıştırıyorum. Günlük kullanımda çok yer etmeyen, bulmacada ara ara sorduğum kelimeleri kesinlikle biliyorum onlarla arkadaşım ama anlamlarını birbirine karıştırıyorum.”
Kelimelerle arkadaş olduğunu söyleyen İlhan, kelimelerden heyecan duyduğunu dile getiriyor. Yazar ve şair olan İlhan, bulmaca hazırlamanın yazarlığını, yazarlığın da bulmaca hazırlamayı nasıl etkilediğini de şu sözlerle aktarıyor: “Bulmaca mecburi bir kelime arayışına çıkartıyor. Bir denklem ve işin matematiği var. İki tane kelimeyi birbirine bağladıktan sonra üçüncü bir kelimeyi bağlamak, birbirine denk düşmesi gerektiği için yeni kelime öğrenmek zorundasın. Bunları öğrendikten sonra da eline kalem kağıdı alıp bir şiir, bir makale yazayım dediğinizde hepsi hücum ediyor. Bunu eleştiriyorlar ama ben güzel de buluyorum. Eski ve yeni kelimeleri bir arada kullandığım makalelerin daha çok kişiye hitap edeceğini düşünüyorum. Bu yüzden de bulmacanın yazarlığıma büyük katkı sağladığını düşünüyorum. Yazarlığımın bulmacaya katkısı ise şöyle: Çengelde derin anlamlı kelimeleri oraya koysanız bile kısacık bir alanınız var onu soruya çevirebilmek için bazen TDK sözlüğünün anlattığı bir kelimeyi alıp orada en fazla üç kelime de anlatabiliyor olmanız gerekiyor. Yazarlığın verdiği o kelimelerle oynayabilme, şiir de öyledir ya... Çok uzun ve derin anlamlı bir kelimeyi kısacık bir satıra sığdırmanız gerekir. Bir kelimeyi anlatabilmenin ya da o kelimeyi karşı tarafa hissettirebilmenin çeşitli yollarını yazarlık veriyor insana. Bulmacaya da böyle bir katkı sağlıyor.”