Kabuslardan farklı, ama yine kabus gibi olan iki korku durumu vardır. Çocuk kabus gördüğünde kabusunu hatırlayabilir. Ancak aşağıdaki iki durumda da çocuk gece gördüklerini ve yaptıklarını hatırlamaz. Korku kaynaklı olabilecek bir uyku bozukluğu, gece terörü denen gece korkusudur. Yine okul öncesi yaşlarda sık rastlanır. Çocuk büyük bir korku ve çığlıkla uyanır. Kendinde değildir, panik içinde ve anlamsız hareketler yapar. Uyandırılırsa da hiçbir şey hatırlamaz. Bu durum uykunun ilk saatlerinde gerçekleşir. 6-12 yaşlar arasında görülen bir başka uyku bozukluğu da uykunun ilk evresinde çocuğun kalkıp oturması, kendi kendine konuşması, bazen gezmesi, dolaşması şeklinde olur. Sabah uyandığında da hiçbir şey hatırlamaz. Her iki durum da psikolojik etkenlere bağlı olabileceği gibi nörolojik temelli bir bozukluğun belirtisi de olabilir.
Çocukların korkularını anlatmalarına izin vermek, korku ile baş etmede ilk adımdır. Onu dinlerken endişeli olmayın. Çocuğun korkuları karşısında anne babanın tepkileri çocuğun tutumlarını belirler. Anne babanın korku oluşturan durum karşısında sakin kalıp, çocuklarına güven vermeleri sonucunda çocuk da korkuyla baş etmeyi öğrenir. Korktuğu şeyi tanımlamasını isteyin. Yaşadığı duyguları paylaşarak onu ve korkularını önemsediğinizi hissettirin. Korku anında anne babanın ilk önce çocuğun yaşadığı duyguyu anlaması önemlidir. Onu neyin korkuttuğunu anlatmasına izin vermek sonra da onu sakinleştirmek ve güven vermek önemlidir. Bu şekilde hem sorunu kendisinin de çözebileceğine vurgu yapılırken, ailesinin desteği de vurgulanmış olur. Paylaşılan, kelimelere dökülen duygular daha kolay baş edilebilir hale gelirler. Çünkü konuşulmayan, anlaşılmayan ve gizli kalan şeyler aslında bizi tedirgin eder. Korktuğu şeyle ilgili açıklamalar yaparak ona güven vermeye çalışmalısınız.”