Dergilik'te bu hafta Türk Edebiyatı, Sabitfikir ve Dil ve Edebiyat var. 4 Soru'nun misafiri editör İmdat Avşar.
Birçok insanın DERGİLİK’te yaptığım işi önemsemediğini biliyorum. Dergi ve dergiciliğin itibar gördüğü günler eskide kaldı. Artık insanlar başka şeylere yöneliyor. Geçen gün arkadaşlarla, bir başka mevzuda konuşulurken, içlerinden biri, “İki .... ..... dergi yazıyorsun diye kendini bir şey zannediyorsun” deyiverdi. Üzüldüğüm, bu arkadaşın beni küçültmeye çalışması değil elbet. Benim üzerimden dergileri de küçümsüyor. “.... ..... dergi” demesi bu yüzden. Ben dergicilikten gelen bir insanım. Dergi yazmaktan yüksünmem ve dergi tanıtımı yazıyorum diye de kendimi ‘bir şey’ sanacak kadar çiğ değilim. Dergiler için mücadeleye devam. Hem, kem söz sahibini bağlar.
Suçun Edebiyatı
Dergiciliğin yıkılmaz kalelerinden Türk Edebiyatı, 611. sayısıyla okuruna merhaba dedi. İmdat Avşar yönetimindeki 80 sayfalık dergide Suçun Edebiyatı konusu dosya olarak seçilmiş. Ön kapak dosyaya ayrılmış. Kapak içinde bir ‘anma’ var. Hasbıhal’de Ağustos ayı içinde kaybedilen, N. Yıldırım Gençosmanoğlu, S. Servet Kabaklı ve Yakup Ömeroğlu anılıyor. Üç mümtaz şahsiyete de dualar gönderiyorum. İçerideyse Soruşturma bölümü de dahil dosya konusuna 53 sayfa ayrılmış. İlk yazı Alâattin Karaca imzalı. Karaca’yı sırasıyla, Erol Üyepazarcı, Fethi Demir, Gulzar Mammadova, Ferhat Korkmaz, Başak Karaca ve Sinem Şahin takip ediyor. Dosya on bir çağdaş polisiye yazarlarıyla yapılan soruşturmayla son buluyor. Eylül şairleri, Mehmet Aycı, Muzaffer Fehmi Şakar, Şadi Oğuzhan, Ahmettahsin Erdoğan, Ülkü Olcay ve Reşad Mecid. Aycı’nın dizeleriyle bağlayayım bu bahsi: Bakışının elleri var / Yürüyüşünün gözleri / Dili var süzülüşünün / Nasıl anlatayım şimdi
Anlamın dili yanıyor / Nasıl anlatayım şimdi.
Sema Uğurcan, Beşir Ayvazoğlu ağabeyin biyografileri üzerine dikkat çekici bir deneme serisine başlamış. Ziya Avşar, ‘Mevlevi’ yazılarına devam ediyor. Yönetmen İmdat Avşar’sa Reşad Mecid’in Kalemsiz Yazılanlar adlı kitabından hareketle bir metin kaleme almış. Mehmet Konuk, Kürk Mantolu Madonna adlı tiyatro oyununa dair bir değerlendirme yazmış. Hikâyeye yer verilmeyen bu sayı, Ajanda’dayla sonlanıyor. Aylık fikir ve sanat dergisine, tedev@turkedebiyati.com.tr e posta adresinden veya 0212 527 50 32 - 526 16 15 no'lu telefonlardan ulaşılabilir.
Özetle her romanda bir ihlal ve ihlalin doğurduğu çatışmalar vardır. Ama polisiyenin konu edindiği ihlal, doğrudan kamu düzenini tehdit eden, yasalarla tanımlanan ve cezayı gerektiren durumlardır. Yazarın asıl görevi, bu ihlalin arkasındaki hayatı, ruhu insan denen muammayı keşfetmektir.
Senin hikâyen ne?
Mustafa Akar yönetimindeki Sabitfikir’in, 163. sayısı raflardaki yerini aldı. “Senin hikâyen ne?” diye sorduğu takdim yazısını şöyle bitiriyor Akar: … pişmanlıklarla dolu bir hikâyenin parçasıyız. Aramızdan en masumu gelsin anlatsın bu hikâyeyi. Bu sayının dosya konusu, Senaryoda Altın Kural Yoktur başlıklı. Metinde Ercan Kesal imzası var. Üç sayfalık Haberler ve iki sayfalık Vitrindekiler bölümlerinden sonra Rabun Güreş’in Bir Çoraptan Çok Ötesi başlıklı çalışması var. Necati Tonga’nın Kitapsız Metinleri’nin konuğu Halid Ziya’nın Nâkil’i. Hakkı Özdemir, Kuddusi Demir’in Yorgun Mermi’sini yazmış. Suavi Kemal Yazgıç, Kayıp Hikâyenin peşinde. Hatice İbiş Okuma Notları’nda, Erva Kara’nın kitabını ele almış. Egoist Okur Gülenay Börekçi’nin yazı başlığı, Ada Romanlarından İnsan Manzaraları. Ayşegül Genç Romanlar ve Dipnotlar’ın peşinde. Orkun Galolar, Terskarga’lığa devam ediyor. Mustafa Uçurum’un Şehir köşesinde Sakarya’nın hafızası olmuş bir yazar var: Necati Mert. Çayağacı Selahattin Demirci, çizerek anlatmayı sürdürüyor. Bu sayıda iki söyleşi konuğu var. Eda Dikmen, Handan Acar Yıldız’la konuşmuş. “İçerik biçimi dayatır çoğu zaman” diyor yazar. Senem Kirmit’e konuşan Mehmet Açar’sa, “Yazar kendisine tek açıdan bakmamalı” demiş özetle. Mehmet Fatih Öz’ün yazısıyla sonlanan ve yaklaşık 15 yazarın katkı sunduğu kitap edebiyat dergisine, editor@sabitfikir.com.tr e posta adresinden veya 0212 354 30 00 no'lu telefondan ulaşılabilir.
2024 yaz: Büyük Acılar Anıtı
Dil ve Edebiyat’ın 189. sayısı yayımlandı. Yayın yönetimini Üzeyir İlbak ve Zafer Acar’ın yürüttükleri derginin kapağında klasik üç maymun çizimi var: Görmedim, duymadım, bilmiyorum… Dergi, kapağa konu adı çıkarmıyor. Bu yüzden İlbak’ın giriş yazısının başlığını aldım yazım için. Şehit Heniyye’den başlayarak bu yaz kaybettiğimiz kıymetlerden bahsediyor Üzeyir Bey: Heniyye, D. Mehmet Doğan, Ersin Nazif Gürdoğan ve Sudanlı Hasaneyn. İlbak’ın bir de yazısı var Filistin konulu. İrfan Çalışan, İbrahim Halil Çelik ve M. Hüseyin Özer D. Mehmet Doğan için birer yazı kaleme almışlar. Bu sayının şairleri, Nurettin Durman, Mehmet Baş, Abdurrahman Adıyan, Hümeyra Yargıcı, Ali Havan, Hayrettin Taylan ve Mehtap Yıldız. Hikâyecilerse Nilgün Akad, Bahtiyar Aslan, Damla Eyüboğlu, Yusuf Yıldırım, Sena Yığcı ve Meryem Yırtmaz. İsmail Güleç’in yazı başlığı, Şiiri Zenginleştiren Alıntı: İktibâs. Merve Kamiloğlu’nun konusu ilginç: Firûzan’ın “Taşralı” İsimli Öyküsünde Kadınların Yükseköğrenim Haklarının Algılanış Biçimi. Anılanlar dışında haricinde sekiz yazarın daha emek verdiği dil, edebiyat ve kültür dergisine, dilveedebiyatdergisi@gmail.com e posta adresinden veya 0212 581 69 12 - 581 61 72 no'lu telefonlardan ulaşılabilir.
4 SORU: İMDAT AVŞAR
Geçmişte sıkı bir dergi okuyucusu olduğumu söyleyebilirim. Şu anda Türk Edebiyatı’nı yönetiyorum ve dergiye gelen yazı ve şiirleri okumak durumundayım.
İlkokul yıllarından itibaren Tarkan, Tolga, Kara Murat gibi dergileri daha sonra Tarih Konuşuyor, Türk Edebiyatı, Töre, Devlet, Divan, Doğuş ve Kardaş Edebiyatlar gibi dergileri takip ettim. Şu anda Kurgan, Kardeş Kalemler, Söğüt, Muhit, Hece, Bizim Külliye, Post Öykü, Edebiyat Ortamı ve diğer dergileri de takip ediyorum.
Türk Edebiyatı dergisine büyük emek veriyorum. Üç yıldır çok güzel dosyalar yayımladık. En son Türk Dili’ne bir hikâyeyle katkıda bulundum.
Son yıllarda Türkiye’nin öncülüğünde, Türk Dünyası’nın siyasî, ekonomik ve kültürel anlamda birleşmesi, bütünleşmesi söz konusu. Türk Devletleri Teşkilatı kurulmuştu; birkaç gün önce de Ortak Türk Alfabesi kabul edildi. TÜRKSOY, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarımız, ortak üniversitelerimiz var. Dergilerimizin de Türk dünyasıyla edebiyat ve sanat köprüleri kurması gerektiğini düşünüyorum.