
Sosyolog Ümit Meriç’in “Dualar ve Aminler” kitabı genişletilmiş baskısıyla Ketebe Yayınları’ndan çıktı. Duanın kendisi için en büyük fırsat olduğunu ifade eden Meriç, “Sevincin, bekleyişin ve umudun adıdır bayram” dedi.
Sosyolog Ümit Meriç’in “Dualar ve Aminler” kitabı genişletilmiş baskısıyla Ketebe Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Meriç, çoğu secdeyle buluştuktan sonra, ummanın derinliklerinden bir hava kabarcığı gibi su yüzüne çıkan dualarını, “Âmin” diyeceğini ümit ettiği okurlarıyla paylaştı. Dualarda buluştuğumuz Ramazan ayını geride bırakıp, bayramı idrak ettiğimiz şu günlerde, Meriç’le dualarını konuştuk.

Bir kitabın değil bir hayatın hikayesinden bahsedebileceğini söyleyen Meriç, “Beş yaşında Üsküdarlı bir kız çocuğunun tramvayla Karacaahmet Mezarlığı’nın içinden geçerken, orada yatan geçmiş zaman Üsküdar insanlarına yolladığı dualardan başlayıp, bu yılın son iftar sofrasında ettiğim duaya kadar uzanan yetmiş yılın hikayesi. Ben sanırım dua etmek için dünyaya gelmişim” diye konuştu.
Kitabın içindeki duaların genelde cami avlularında satılan dua kitaplarından farklı olduğunu belirten Ümit Meriç, “Bir kısmı ‘unutuluyor mu’ telaşıyla dile getirdiğim ezeli ve ebedi hakikatleri hatırlatma ihtiyacı ile gönlümden doğan ‘olmazsa olmazlar’ım. Bir kısmı hiç beklemediğim bir anda bir belediye otobüsünün içinde Sirkeci’ye giderken kulağıma fısıldanan bir cümle, bir kısmı gece mihman olma anının hemen öncesinde bana ‘Allah Allah bu da nereden çıktı?’ şaşkınlığı ile kalkıp yazdığım bir yakarış. Velhasıl kitapta ne kadar dua varsa hiçbirinin zuhur anı ve mekanı öbürüne benzemiyor. Anlık ve mekanlık, tarihli ve zamanlı dualar” diyerek dualarındaki ilhamdan bahsetti.
RAMAZAN MÜTHİŞ BİR FIRSAT
Ramazan’ın çok özel bir zaman dilimi olduğunu ifade eden Meriç, Ramazan’da edilen duaların makbuliyetini anlatmak için şu ifadeleri kullandı: “Dünyanın hay huyuna batmışken ‘Dur bakalım fani mahluk... Bu nimetlerin sana neden verildiğini hiç düşündün mü? Gün gelecek bu rüya sona erecek ve sen ücretini ödeyip ödeyemediğini ancak o zaman anlayacağın bir hesap pusulasının önünde bulacaksın kendini’ diyor. Bedenin artık seninle değil. Sen bezmi ezeldeki sen ile baş başasın. ‘Beli’ diyenlerden olup bunu bedeninin içindeyken idrak edenlerden oldunsa ne mutlu sana… Ramazan müthiş bir fırsat. Değerlendirebilene ne mutlu...”
UMUDUN ADIDIR BAYRAM
Ve Ramazan’ın ardından idrak ettiğimiz bayramda yapılabilecek dualarla ilgili de konuşan Meriç, “Dua benim için hayat nimetinin bana tanıdığı en büyük fırsat. Varlığı var eden Rab ile gözlerim kapalı, gönlüm zaman ve mekan hudutlarının hepsini berhava etmişken kurduğum muhabbet köprüsü. ‘Var’sın Allahım, varsın, teksin ve seni sevme fırsatını bana vermişken, beni dinleyensin. Bütün mahlukat adına, yaşamış, yaşamakta olan ve yaşayacak olan bütün beşeriyet adına, kâinatı yüzü suyu hürmetine yarattığın Habib’inin aşkı adına, sana minnettarız Allahım. Oruçlarımızı tuttuk, namazlarımızı kıldık, zekatlarımızı verdik. Senin kulun olma, Habib’inin ümmeti olma şerefinden bizleri mahrum bırakma Allahım’ yakarışının, sevincinin, bekleyişin ve umudun adıdır bayram. Bütün okuyucu dostlarımızın bayramını tebrik eder, dünya ve ahiretleri için hayır dualarımı yollarım” dedi.
BABAMLA NAMAZ KILIP DUA EDERDİK
Babası Cemil Meriç ile çok namaz kılıp dua ettiklerini aktaran Ümit Meriç, “Ancak her duamın merhabası olan ‘salavat’ı annemden öğrendim. Fethi Paşa Korusu’nun hemen eteğinde olan evimizin önündeki terasta bir bayram sabahı, korunun öbür ucundaki İşçi Kampı’ndaki hoparlörden yayılan salavatı annem söylemeye başlayınca, kulak kesilmiş ve şuurlu ilk salavatı o gün annemin dudaklarından dökülen o seslerin en güzelini hafızama nakşetmiştim. Hala da bir yürüyüş sırasında kalbimden yükseldiğini hissettiğim o nağmeleri mırıldanırken kendimi yakaladığım olur” diyerek anne ve babasının dualarına katkısını ifade etti.