Filistin halkının dayanıklılığına hayran kaldım

Fatma Matur
04:0016/03/2025, الأحد
G: 16/03/2025, الأحد
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Finlandiyalı Sağlık Bilimleri Doktoru ve Psikoterapist Mikko Hakkinen yazdığı “Psychosocial Coping in Prolonged Conflict (Uzamış Çatışma Durumunda Psikososyal Başa Çıkma” başlıklı doktora tezi için gittiği Filistin’i anlattı. Hakkinen, “Filistin’de, acı ve ızdırap sırasında ailenin ve sevdiklerinin paha biçilmez yardımı hakkında çok şey öğrendim.Filistin halkının acılara karşı dayanıklılığına hayran kaldım” diyor.

Bundan birkaç yıl önce içlerinde benim de olduğum on dokuz kişinin katkısıyla “Direniş Pusulası: Kudüs” isimli bir kitap çıkardık. Her yazarın Filistin’e dair farklı konular hakkında yazılar yazarak katkı verdiği kitapta, benim konum Filistinliler’in yıllarca devam eden savaş ortamında psikolojik sağlıklarını nasıl korudukları üzerineydi. Bu konuya çalışırken en çok yararlandığım kaynak, 2015 yılında Finlandiyalı Sağlık Bilimleri Doktoru ve Psikoterapist Mikko Hakkinen’in yazdığı “Psychosocial Coping in Prolonged Conflict (Uzamış Çatışma Durumunda Psikososyal Başa Çıkma)” başlıklı doktora teziydi. 150 sayfalık tezde Filistinlilerin yaşadıkları tüm zulme karşın yaşam sevinçlerini nasıl korudukları üzerine on ayrı başlık inceleniyor. Bunlar arasında Mizah, Umut, Dini İnanç, Filistin Fikri, Olaylara Bakış Açısını Değiştirmek, Aile ve Topluluk Hissi gibi maddeler bulunuyordu. Mikko Hakkinen ile doktora tezi üzerinden Filistin’i konuştuk.

Doktora tezinizi hazırladığınız 2014-2015 yıllarında Gazze bir şehir ve topluluk olarak nasıldı? Batılı bir araştırmacı olarak size karşı insanların tutumları nasıl oldu?

Filistin ve Filistinlilerle çok uzun zamandır ilgileniyorum. Doktora tezim için araştırma materyalimi Gazze, Batı Şeria ve Ürdün’den topladım. Tüm bu yerlerde bana çok nazik davranıldı. Yerel halk araştırma materyalimi toplamamda bana yardımcı oldu. O zamanlar Gazze’de altyapı işlevsel görünüyordu ve insanlar kendi evlerinde yaşıyorlardı ancak o dönemde bile birçok yerde hala savaşın izleri vardı. Deniz çok güzeldi, plaj alanı tam bir Akdeniz kıyısı ortamıydı. Tanıştığım herkes arkadaş canlısıydı ve istediğimde yardım teklif etti. Belki bazıları ilk başta biraz tereddütlüydü ama iyi niyetim anlaşıldıktan sonra her şey yolunda gitti.

İnanılmaz dost canlısı insanlar

Çalışmanız sırasında gibi deneyimler yaşadınız?

Doktora çalışmalarım öncesinde Tulkarim şehrinde insan hakları gözlemcisi olarak çalıştığım zamandan ve tezim için materyal topladığım üç aydan çok derin anılarım var. İyi anıların çoğu insanlarla ilgili. Filistinliler inanılmaz derecede nazik ve yardımsever insanlar. Bir evin çatısında birlikte akşam yemeği yediğimiz ve tüm kaosun ortasında dostluğumuzu paylaştığımız zamanlar benim için unutulmaz. Bir çatışma sonrası aile üyelerinden birini kaybetmiş yas tutan Filistinli ailelere yaptığım ziyaretleri de üzüntüyle hatırlıyorum. Öyle durumlarda yalnızca aile ile oturdum ve başka hiçbir şey yapmadan ve acele etmeden acılarına ortak olmaya çalıştım. Umarım onlara desteğimi hissettirebilmişimdir.

Tez için bilgi toplarken gözyaşı döken çok oldu

Zorluklarla karşılaştığınız oldu mu? Çalışmanız sırasında nelere dikkat ettiniz?

Veri toplarken, çok hassas olmak ve görüşülen kişinin deneyimlerini dikkatlice dinlemek gerekiyordu. Görüşülen kişinin görüşme esnasında aklında travmatik ve ciddi bir şeyle uğraşıyor olabileceğini unutmamam gerekliydi. Katılımcının refahını her durumda her şeyden önce tutmam gerekiyordu. Bazen katılımcılar mola vermek istediler, tabi ki bunu yapmakta özgürdüler. Röportaj yaptığım kişi ağladığında bir mendil uzatıp, saygıyla bekledim. Daha önce lisanslı bir psikoterapist olarak aldığım eğitim, insanlarla tanışmama yardımcı oldu, ancak araştırma ve terapiyi ayrı tutmak gerektiği hep aklımdaydı. Bu tez çalışmasının bana kattığı belki de en önemli şey, hem mutlu anlarda hem de acı ve ızdırap anlarında bir kişinin yanında olmayı öğrenmiş olmamdı.

Araştırmam sırasında her eylemin akut travmatik bir durumda uygun olmadığını aklımda tuttum. Akut bir durumda, odak noktası kişinin temel ihtiyaçlarını karşılamak olmalıdır. Bu, akut fazda kişiye yiyecek ve su getirmek, yanında olmak, konuşmaya zorlamamak ve yeterince dinlenmesini sağlamak anlamına gelir. Bunlar çok sıradan şeyler gibi görünebilir ancak olağanüstü durumlarda unutulmaları mümkün olabiliyor. Her insanın kendine özgü bir yas tutma ve başa çıkma yolu vardır. Araştırmamda açıkladığım mekanizmalar görüşmelerde ortaya çıktı. Görüşmelerim sırasında, doğrudan nasıl başa çıktıklarını sormanın akıllıca olmadığını fark ettim, görüştüğüm kişiye zaman tanıdım. Sessizlik genellikle kişinin konu hakkında düşündüğü anlamına geliyordu. Bu durumda, düşünme sürecine müdahale etmeden, sakince bekledim.

Hakkinen, “Filistinliler’e olan anlayışım ve saygım çok arttı. Onların bu karmaşık koşullardaki dayanıklılığına hayran kaldım” açıklamasını yapıyor.
Aile ve toplum desteği gibi faktörler, özellikle Filistin’de çatışma ortamlarında psikolojik dayanıklılığa nasıl katkıda bulunuyor?

Filistin’de, acı ve ızdırap sırasında ailenin ve sevdiklerinin paha biçilmez yardımı hakkında çok şey öğrendim. İnsanların birlikte hem yas tuttuğunu hem de birlikte sevindiğini gördüm. Başa çıkmanın birçok yolu da sosyal ortamlardan geçiyordu. Diğer insanların desteği ve varlığı, istikrarsız dış koşullarda paha biçilemezdi.

Elde ettiğiniz bulgulara dayanarak, çatışma bölgelerinde psikososyal desteğin nasıl olması gerektiğine dair ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?

Genellikle, özellikle erken aşamalarda, en temel noktalara dikkat etmek önemlidir. Bunlara hijyen, temiz su, yeterli giyim ve uyumak için sıcak ve güvenli bir yer dahildir. Bunlar psikososyal desteğin bir parçasıdır. İnsan etkileşimini desteklemek çok önemlidir. Bir parça normal etkileşim bile iyileşmeyi teşvik eder. Grup desteğinin en etkili destek yöntemlerinden biri olduğunu zaten biliyoruz. Operasyonel ortamlarda, insanlar küçük grup kolaylaştırıcıları olarak hareket etmek üzere eğitilebilirler. Eğitilenler, çatışma bölgelerindeki insanların nasıl hayatta kaldıklarına dair temel bilgilere sahiptir ve ayrıca insanları bir araya getirme ve akranları olarak eylemlerini destekleme becerisine sahip kişilerdir. Çatışma ortamlarında böyle bir destek mekanizması kurulabilir. Var olan başa çıkma yöntemleri de destek mekanizmalarına entegre edilebilir. Çünkü sahip olunan tüm kaynakları kullanmak önemlidir. Ancak elbette yaşananlar olağan dışı derecede zor ve belirtiler çok şiddetli olduğunda, kişi ve genellikle tüm ailesinin daha güçlü bir profesyonel desteğe yönlendirilmesi gerekir.

Sağlık Bilimleri Doktoru ve Psikoterapist Mikko Hakkinen’in yazdığı doktora teziyle Filistinlilerin yaşadıkları tüm zulme karşın yaşam sevinçlerini nasıl korudukları üzerine on ayrı başlık inceleniyor.

Filistinlilere saygım daha da arttı

Araştırmanız Filistinliler’e ve genel olarak çatışma bölgelerindeki insanlara bakış açınızı nasıl etkiledi? Ve ne tür geri bildirimler aldınız?

Filistinliler’e olan anlayışım ve saygım çok arttı. Onların bu karmaşık koşullardaki dayanıklılığına hayran kaldım. Aslında ne kadar güçlü olduklarına şaşırdım. Duyarlılık ve takdirle hareket ederek, bu gizli güçleri açığa çıkarmak mümkündür. Filistin halkından aldığım geri bildirimler çok olumluydu. Genel olarak, herkes ilk başta araştırmam hakkında daha fazla şey bilmek istedi ve ayrıntılı olarak açıkladıktan sonra, insanlar araştırmama katılmaya ve bana yardım etmeye istekliydi.

Filistinlilerin yaşadığı acılara şahit olmak zordu

Filistin’i en son ne zaman ziyaret ettiniz ve son 1,5 yıldır olup bitenler hakkında ne düşünüyorsunuz? Gazzelilerin ruh sağlığı nasıl daha iyi hale getirilebilir?

Savaşı ve onunla ilgili her şeyi medyadan takip ettim. İnsanların çektiği acıları görmek doğal olarak zordu. Ancak benim çektiğim acının, bölgede yaşayan insanların yaşadıklarıyla karşılaştırıldığında çok küçük olduğunu çok iyi anlıyorum. Filistinlilerin hem bireyler hem de toplulukları içinde gruplar halinde kaynakları var. Bu mevcut kaynakları kullanmanın önemli olacağını düşünüyorum. Ayrıca, özellikle kriz durumlarında nasıl hayatta kalınacağını ve başkalarına nasıl yardım edileceğini ele alan çok gerçekçi eğitim kurslarına kademeli olarak başlatmak da akıllıca olacaktır.

Kartopu yöntemiyle tezim için bilgi topladım

Teziniz için Kartopu örneklemesi yöntemini kullandınız, bu yöntem nedir?

Kartopu örneklemesi yöntemi, görüşülen kişiden kendi deneyimlerine dayanarak incelenen konu hakkında bilgi sahibi olabilecek bir veya daha fazla kişiyi isimlendirmesini isteyerek çalışır. Filistin’de bu yöntem oldukça işe yaradı. Bazen görüştüğüm kişi beni arabayla bir sonraki görüşeceğim kişiye götürürdü. Araştırma durumunda kartopu yöntemine yönelik eleştiri, kartopunun iç kısımlarına benzemeye başlamasıdır. Yani materyalin tamamının birbirine benzemeye başlaması, taraflı olması riski. Bu risk ciddiye alınmalı ve araştırma sürecinin farklı aşamalarında hatırlanmalıdır. Öte yandan, bir şekilde taraflı materyal elde etmenin bir tehlikesi yoktur, yeter ki araştırmacı sorunun farkında olsun ve bunu araştırma raporunda dile getirsin.



#Filistin
#Gazze
#Soykırım