
Ekrem İmamoğlu’nun boykot çağrılarına gösterdiği sert tepki ile adından söz ettiren oyuncu Metin Yıldız, sanatçıların Filistin meselesinde sınıfta kaldığını söyledi. Yıldız, “Söz söylemekten korktular. Çocuklar, kadınlar öldürülüyor, bir sanatçı buna nasıl susabilir? Hangi siyasi görüşle bunu ilişkilendirebilirsiniz?” dedi.
Son günlerde sosyal medyadan paylaşımları ile çok konuşulan oyuncu Metin Yıldız, milli markaları boykot eden kesimin yanında olmadığını, yolsuzluktan tutuklanan ve görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu desteklemediğini söylemişti. Bunun üzerine muhaliflerin lincine uğrayan Yıldız, Yeni Şafak’a konuşarak sanat dünyasını yakından ilgilendiren açıklamalarda bulundu. Çok Güzel Hareketler Bunlar ve Alemin Kralı işlerinde oynadığı karakterle adını duyuran Metin Yıldız’ın Gaziantep’te çekilen “Sonradan Gurme” filmi ise 9 Mayıs’ta vizyona giriyor.
Her zaman bu gibi durumlarda sanatçılardan bir destek bekleniyor. Hatta İmamoğlu ceketini çıkarıp kolları sıvadığında da “Susmayın sanatçılar” demişti. Fakat sanatçıların konuşmalarını istiyorsanız, daha sonra arkanızı dönüp gitmeyeceksiniz. Onlarla istişarenizi, sohbetinizi, muhabbetinizi sürdüreceksiniz. Sanatçıları kendi işlerine geldiği gibi, o anki günlük çıkarları uğruna kullanıp, daha sonra sırtlarını dönüyorlar. Onlarla bir araya gelip, fikir teatisi yapmıyor, herhangi bir sanatsal faaliyetin içerisine o gün yanlarında olanları değil de o an popüler olanları, işlerine gelenleri alıyorlar. Mesela Aybüke Pusat TRT’den kovulduğunda, onu milyonlara izleteceklerini söylediler. Böyle bir gücün varsa sana oy veren, peşinden gelen, “Her şey çok güzel olacak” tweetleri atan sanatçılar vardı, onları milyonlara izletsene.
SANATÇI, VATANI MİLLETİ İÇİN SUSMAMALI
Sanatçının siyasi görüşünü söylememesi gerektiği üzerine konuşulur hep. Çünkü herkesin sanatçısı olmak, halkın sanatçısı olmak diye bir şey var. Eskiden sanatçılar daha çok siyasi söylemlerde bulunurdu. Çünkü ne olursa olsun sevgi saygı çerçevesinde yapılırdı bu. Ama son dönemde sizden olmayan, sizin gibi düşünmeyen bir görüş beyan ettiğinizde hemen linçleniyorsunuz. Evet, sanatçı kimseyi kırıp üzmemeli, fakat vatanı, milleti için, halkın yararına bir söylemi varsa elbette ki bunu söylemeli, susmamalı. Ama birtakım çevrelerin çıkarları uğruna bir şey söylenmesi gerekiyorsa, onu tekrar tekrar düşünmeli. Orada durmalı, çünkü kandırılıp kullanılabilir. Ben bunu yaşadım.
ÇETENİN ÇÖKERTİLMESİ GEREKİYOR
Tekelleşme değil çeteleşmeden bahsedebiliriz. Kendilerinden olmayana asla şans tanımadıkları, birçok genç yetenekli kardeşimizin sektörde heba olmasını sağlayan bir çete. Dört beş tane menajerlik şirketi kendi oyuncuları haricinde kimseye asla şans tanımıyor. Çünkü kendi oyuncularından farklı, daha iyi ya da yetenekli birisi çıksın istemiyorlar ve bunun için her türlü engeli koyuyorlar. Bu çeteye dahil değilseniz pek şansınızın olmadığını da artık zamanla kabulleniyorsunuz. Aralarına da almıyorlar. İlluminati örgütü gibi bir şey, filmlerde gördüğümüz ritüelin içiresinde birbirlerine öyle bağlanmışlar. O çetenin çökertilmesi, buna devletin bir el atması gerekiyor.
BİR ÇAĞ KAPANIP BİR ÇAĞ AÇILACAK SANDIM
Ben 11 senedir hiçbir dizide oynamadım. Kaldı ki 30 senedir bu sektörün içerisindeyim. Onlarca sinema filmi çektim. Benim set ahlakımı ve nasıl disiplinli çalıştığımı herkes bilir. Demek ki engelleniyorum. Her ne kadar şimdiye kadar basına çok fazla konuşmasam da sektörün içerisinde çok konuşan ve şikayetlerimi dile getiren insanım. Kimseye yalakalık yapmayan, “Aman içlerine gireyim, bana da iş gelsin” demeyen bir adamım. Ayşe Barım alındığında da konuştum, bir çağ kapanıp bir çağ açılacak, herkes konuşacak zannettim. Fakat kimseden çıt çıkmadı. TRT veya ATV’de dizisi olanlar önce sustu, dizi final yapınca eve dönerken konuştu. Dizi devam ederken atacaksın o tweeti de Ayşe Barım’ı ne kadar sevdiğini göreceğiz. Bunlar bir şey söyleyecekleri zaman konforlu bir alan ararlar kendilerine, yoksa susarlar, sinsice beklerler. Sektör de böyle çetenin elinde olunca, “Ortalığı karıştıran adam” şeklinde de görülüyor olabilirim. Ama bu konuların çözüleceğine inanıyorum.
ÜLKEMİZ ADINA UTANÇ VERİCİ
Boykot meselesi muhalefet için tam bir fiyasko. Ne olduğu belli olmayan, kimi ve ne için boykot ettiğimizi bilmediğimiz bir konu. Buradaki amaç ne? Bir açıklama yok. İsrail meselesinde İsrail ürünlerini boykot edeceğimiz zaman “Vay hükümet yanlısı, yalaka tayfa, kendi ülke meseleleriyle ilgilenmiyorlar, bize ne Filistin’den” gibi saygısızca, ahlaksızca paylaşımlar yapıldı, boykot eden sanatçılar linç edildi. Ne Filistin ne çocukların ölmesi ne orada çekilen acılar umurlarında olmadı. Kendi siyasi görüşlerinin veya siyasi çevrelerinin işine gelip gelmemesiyle ilgileniyorlar sadece. Yabancı ülkelerde birçok sanatçı korkmadan Filistin meselesinde adımlar attı. Bizim sanatçılarımızdan daha çok Filistin meselesine dikkat çekmeye çalıştılar. Bu ülkemiz adına utanç verici.
Kesinlikle sınıfta kaldı. Bir söz söylemeye kortular da en çok merak ettiğim şey neden korktular? Şu anda oynadığı reklam filminden dolayı mı, ileride alabileceği İsrail patentli ürünlerin reklamını kaçırırım düşüncesi mi veya yabancı lobilerden alacağı ödülün engelleneceği düşüncesi mi bilmiyorum. Eğer Filistin konusunda bizim sanatçılarımız susuyorsa, burada korkunç bir şey var demektir. Arkasında çok başka bir şey var demektir. Orada çocuklar kadınlar öldürülüyor, bir sanatçı buna nasıl susabilir? Hangi siyasi görüşle bunu ilişkilendirebilirsiniz?