
Ebegümecinin Filistin'de 'ekmek otu' oluşu, 1917'ye dayanan bir hikayedir. İngiltere’nin Filistin topraklarını işgalinden sonra getirdiği gıda kısıtlamaları ve topraksızlaştırma nedeniyle besin bulmakta zorluk çeken Filistin halkı, yemek yaparken doğada kendiliğinden yetişen bitkilere ağırlık verdi.
Mevsim bahar... Daha önce bahar hakkında yazmıştım lakin, yabani otlar arasında öyle bir ot var ki, boyundan büyüktür kıymeti. Onu anmadan geçemedim çünkü belki yüz yıldır Filistin topraklarında adına ‘ekmek otu’ diyorlar. Bu bizim bildiğimiz ebegümecidir. Tarihi Mısır Uygarlığı’na kadar gider. Dünyada ilk defa marshmelow yapımında kullanıldığına dair rivayetler vardır. Yapısında jeli andıran bir madde bulunduğundan, sapıyla, yaprağıyla irice doğrayıp su ile haşladığınızda suyun jelleştiğini görürsünüz. Bitkiyi hiç ezmeden süzmek gerekir. Eğer içine biraz şeker koyup çırparsanız marshmelowa benzer. Onu bir kaşık yardımıyla pişirme kağıdı serilmiş tepsiye alıp 180 derecede 15 dakika fırınlayın ve organik şekerlemenizi evde yapıp çocuklara sağlıklı bir marshmelow yedirin. Doğadaki otlardan sofraya Ebegümecinin Filistin’de ‘ekmek otu’ oluşu, 1917’ye dayanan bir hikayedir. İngiltere’nin Filistin topraklarını işgalinden sonra getirdiği gıda kısıtlamaları ve topraksızlaştırma nedeniyle besin bulmakta zorluk çeken Filistin halkı, yemek yaparken doğada kendiliğinden yetişen bitkilere ağırlık verdi. Narin dalları, yaprakları ve meyveleri yenebilen ebegümeci, bazen bulgur veya pirinçle, bazen tahinle, bazen yoğurtla sulu bir yemeğe çevrilebilir. Bazen de hamur işlerine iç olabilir. Ebegümecinin dışında efelek otu, kuzu kulağı, pazı, yabani hardal, yabani nane, kuşkonmaz, hindiba semizotu gibi bitkiler de bu topraklarda yetişirdi. Yabani otlardan yemeklerde artış İngiliz manda yönetiminin kayıtlarına göre 1920’li yıllarda Filistin’de yabani otların yemek olarak kullanımı yüzde 400 oranında arttı. Tarlalarına gitmeleri engellenen, tarlalarına el konulan ve hasatları yağmalanan insanların bereketli Filistin topraklarında yetişen bu bitkileri mutfaklarına alıp M yemeğe dönüştürmelerinin işte böyle bir hikayesi var. Aradan yüz yıl geçtikten sonra bile ebegümeci çorbası ‘hubeyzia’ Filistin mutfağının direniş yemekleri arasında yerini hâlâ korumaktadır. Ebegümeci kıtlık zamanlarında bütün yeşil sebzelerin yerini tutuyor; ıspanak, pazı gibi kullanılıyor hatta falafel yapımında bile yer aldığını Filistinli anneler anlatıyorlar. Haşlanıp kavrulduktan sonra yumurta kırılarak veya bolca pirinçle karıştırılarak bir yemeğe dönüşüyor. Bu anlamda Filistinli bir kadın için bahar aylarında bir ebegümeci filiziyle karşılaşmak oldukça sevinçli bir haberdir ve kıtlık zamanlarında Allah, bu bereketli toprakları işgalcilere rağmen yeşertir. Bugün yıkıntılar altında bir tek ekmeği bile ulaştıramadığımız Gazze’de baharın, yıkılmış binalar arasında bolca ebegümeci yetişmesine vesile olması için ve bu soykırımın son bulması için dua edelim. Bugün, Filistin’in ekmek otu ebegümeciyle yapılan iki tarifle yazımızı sonlandıralım. Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim.
