TRT Diyanet Çocuk’un sevilen çizgi dizilerinden “Hay Hak”, ilk sinema filmi “Hay Hak Karagöz Hacivat” ile beyazperdede. Karagöz ve Hacivat bu maceralarında dört yıldır ayrı kaldıkları köylerine geri dönüyor ve orada unutamayacakları sürprizlerle karşılaşıyorlar. 18 Nisan'da seyirciyle buluşan film ilgi görmeye devam ediyor.
TRT Diyanet Çocuk’un sevilen çizgi dizilerinden “Hay Hak”, ilk sinema filmiyle geçtiğimiz günlerde vizyona girdi. Geleneksel gölge oyununu modern animasyonla harmanlayan TRT ortak yapımı “Hay Hak Karagöz Hacivat”, Türk kültürünün köklü miraslarından Karagöz ve Hacivat’ı çağdaş bir anlatımla yeniden yorumluyor. Çocuk gelişim uzmanları, pedagoglar ve çocuk psikologlarının katkısıyla hazırlanan film, her yaştan izleyiciye hitap ediyor. Dört yıl aradan sonra köylerine dönen Karagöz ve Hacivat’ın, kendilerini affettirmek isterken bir dizi komik ve karmaşık olaylar silsilesine sürüklenmesini konu alan film, izleyicisini birlik ve dayanışma üzerine düşündürmeyi amaçlıyor. Yönetmenliğini Kenan Aktaş’ın, yapımcılığını ise İsa Doğmuş’un üstlendiği yapım, hem eğlendiriyor hem düşündürüyor. Biz de yapımcı İsa Doğmuş ile konuştuk.
Yepyeni bir görsel dünya sunmaya çalıştık
Filmin hikâyesinin, çizgi diziden tamamen bağımsız, yepyeni ve özgün bir macerayı takip ettiğini belirten yapımcı İsa Doğmuş, “Dört yıl aradan sonra köylerine geri dönen Hacivat ve Karagöz, hiç beklenmedik bir sürprizle karşılaşıyorlar. Nüfustan bile silinmişlerdir! Bu iki kafadar, köylülerin sevgisini ve hatırlanırlıklarını yeniden kazanmak için birbirinden komik ve sakar yöntemlere başvuruyorlar. Ancak her girişimleri, tahmin edilemez ve eğlenceli olaylar zincirine yol açıyor. Minik izleyicilerimiz, Hacivat ve Karagöz’ün bitmek bilmeyen enerjisi, tatlı atışmaları ve her zamanki gibi kendilerini komik durumların içinde bulmalarıyla kahkahalara doyacaklar. Filmimiz, eğlenceli olduğu kadar öğretici ve sıcacık bir
hikâye sunuyor” sözleriyle filmi anlatıyor.
Geleneksel gölge oyununun o kendine özgü dokusunu modern animasyonun dinamizmiyle bir araya getirirken en büyük hassasiyetlerinin, karakterlerin ruhunu ve mizah anlayışını korumak olduğunu söyleyen Doğmuş, “Gölge oyunundaki figürlerin hareketlerini ve diyaloglarını animasyonun sunduğu zenginlikle harmanlayarak hem tanıdık bir tat bırakmaya hem de yepyeni bir görsel dünya sunmaya çalıştık” diyor.
Doğmuş, geleneksel ile moderni harmanlama sürecinde karşılaştıkları en büyük zorluğunun ise “Geleneksel gölge oyununun kendine has ritmi, estetiği ve mizah anlayışı var. Bunu modern animasyonun sunduğu sınırsız imkânlarla birleştirirken en büyük zorluğumuz, bu iki farklı dünyanın dengesini kurmaktı. Karakterlerin hareketlerinin, diyaloglarının ve esprilerinin o özgün Karagöz-Hacivat ruhunu koruması bizim için hayati önem taşıyordu. Aynı zamanda sinematografik anlatımın gerekliliklerini de göz önünde bulundurarak hem gölge oyununun o sade ve direkt anlatımını hem de animasyonun dinamizmini ve görsel zenginliğini harmanlamaya çalıştık. Bu dengeyi yakalamak, yaratıcı ekibimizle birlikte uzun süren titiz bir çalışma gerektirdi” ifadelerini kullanıyor.
Çocuklar dayanışma ile sorunların üstesinden gelmeyi öğreniyor
“Çocuklara filmimizde dostluk, yardımlaşma ve birlikte hareket etmenin gücüne vurgu yapmak istedik” ifadelerini kullanan Doğmuş, “Hacivat ve Karagöz’ün sakarlıkları ve yanlış anlaşılmaları komik olaylara yol açsa da sonunda dayanışma sayesinde sorunların üstesinden gelmeyi öğreniyorlar. Ayrıca, hatalardan ders çıkarma, iyi niyetin önemi ve farklılıklara saygı gibi değerleri de hikâyemizin içine ustaca yerleştirmeye çalıştık. Öncelikli hedefimiz ailecek keyifli, eğlenceli ve kaliteli bir zaman geçirmelerini sağlamak. Bir diğer önceliğimiz ise her yaştan izleyicinin kahkahalarla filmimizi izlemesi” açıklamasını yapıyor.
Kendi kültürel kökleriyle bağ kuracaklar
“Hay Hak Karagöz Hacivat” filminin, geleneksel Türk kültürümüzün bu eşsiz mirasını yeni nesillere aktarmada önemli bir köprü görevi görmesini umduklarını söyleyen İsa Doğmuş, “Günümüz çocukları, dijital dünyanın içine doğuyorlar ve onlara kendi kültürümüzden beslenen, eğlenceli ve akılda kalıcı içerikler sunmak büyük önem taşıyor. Filmimizle, çocukların Hacivat ve Karagöz karakterlerini sevmesini, onların arasındaki o kendine has mizahı ve diyalogları keşfetmesini arzu ediyoruz. Böylece, hem eğlenirken kendi kültürel kökleriyle bağ kuracaklar hem de bu değerli mirasın yaşatılmasına katkıda bulunacaklar. Sinemanın büyülü atmosferinde bu karakterlerle tanışmalarının, onlarda kalıcı bir merak ve sevgi uyandıracağına inanıyoruz. Öncelikli olarak görsel beğeni bizim için önemliydi. Günümüz çocuklarının beğenisini kazanacak tasarımlar yapmak öncelikli görevlerimiz arasındaydı. Ses ve müzik olarak da bu beğeniyi oluşturmak için çok çalıştık” sözleriyle dile getiriyor.
