HEVA: Duyulmayanın sesi görülmeyenin izi

Dilber Dural
Dilber Dural
04:006/07/2025, Pazar
G: 5/07/2025, Cumartesi
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Nuray Kayacan Sünbül’ün uzun metraj film projesi “HEVA”, Transilvanya Uluslararası Film Festivali’nin endüstri bölümünde ödüle layık görüldü. Film, bir kadınla bir erkeğin geçmişin gölgeleriyle yüzleşme ve birbirlerine tutunma çabasını anlatıyor. “Bir anlık heveslerin nelere mal olabileceğini, yıkılan hayatların sadece o kişiye değil çevresine, hatta gelecek nesillere de nasıl bedeller ödettiğini göstermek istiyorum” ifadelerini kullanan Sünbül, “HEVA duyulmayanların sesi, görülmeyenlerin izi oldu” diyor.

Yönetmen ve senarist Nuray Kayacan Sünbül’ün uzun metraj filmi “HEVA”, Transilvanya Uluslararası Film Festivali’nin endüstri bölümü Transilvanya Pitch Stop’ta ödül kazandı. Kadına yönelik şiddet, duygusal travma ve direniş temalarını ele alan film, finale kalan 10 uluslararası proje arasından seçilerek önemli bir başarıya imza attı. Jüri, “HEVA”yı “Geleneklere hem saygı duyan hem de onları dönüştüren, köprüler kuran ve sessizliğin ya da küçük jestlerin ne kadar büyük anlamlar taşıyabileceğini gösteren” anlatımı nedeniyle ödüle değer buldu. HEVA, bir kadınla bir erkeğin, geçmişlerinin karanlık gölgeleriyle yüzleşirken hayatta kalmaya ve birbirlerine tutunmaya çalışma hikâyesini anlatıyor. Kazanılan ödül projeye maddi destek sağlamakla birlikte Cannes, Berlinale ve Visions du Réel gibi önemli festivallerin yapım marketlerinde görünürlük avantajı da sunuyor. Yeni Şafak Pazar olarak; Sünbül ile konuştuk.

Birçok kadının, erkeğin ve coğrafyanın sesi oldu

Yönetmen, yapımcı ve senarist Nuray Kayacan Sünbül, ödüllü projesi “HEVA”nın çıkış noktasını “Uzun yıllar önce bir köyde tanık olduğum, görünüşte sessiz ama içinde büyük fırtınalar taşıyan bir olay, belleğime kazındı. Toplumsal normların baskın olduğu bir yapının ortasında, kendi onurunu ve sınırlarını korumaya çalışan kahramanların sessiz direnişi beni çok etkiledi. O zaman fark ettiğim şey şuydu: Bazen en büyük çığlıklar sessizlikte yankılanıyor” sözleriyle anlatıyor. HEVA ile susturulan duygulara ses vermeyi amaçladığını vurgulayan Sünbül, senaryo yazım aşamasının yaklaşık üç yıla yayıldığını belirtiyor. Sünbül, “Başlangıçta gözlemlerimi, duygularımı ve belleğimde kalanları kaleme aldım. Ardından bu hikâyeyi evrensel bir dille nasıl anlatabilirim diye düşündüm. Defalarca yeniden yazdım, karakterlerin derinliklerini oluşturdum. HEVA, zamanla sadece benim değil, birçok kadının, birçok erkeğin ve coğrafyanın sesi hâline geldi” diyor. Filmin hem senaristi hem yönetmeni hem de yapımcısı olan Sünbül, “HEVA’nın hikâyesini kurarken beni en çok etkileyen şey, sessizliğin içindeki çığlıklar oldu. Bir köyde tanık olduğum bir olay uzun süre zihnimde yer etti. Pek çok şehirli ve eğitimli insanın bile gösteremediği erdemi görmek beni çok etkiledi. Bu olay, bana yaşadığımız travmaların ne kadar katmanlı olduğunu fark ettirdi. Aynı zamanda erkekliğin öğretilmiş şekli, toplumun suskunluğu ve köyün yazısız kuralları da beni derinden etkiledi. O yüzden HEVA sadece bir hikâye değil; duyulmayanların sesi, görülmeyenlerin izi oldu” şeklinde konuşuyor.

Hayatın içinde yaptığımız her tercih sadece bize ait değil

“Bu filmle, bir anlık heveslerin nelere mal olabileceğini, yıkılan hayatların sadece o kişiye değil çevresine, hatta gelecek nesillere de nasıl bedeller ödettiğini göstermek istiyorum” diyen Sünbül, “Hayatın içinde yaptığımız her tercih, aslında sadece bize ait değil. Bu yüzden izleyicinin kendi hayatına dönüp ‘Değdi mi?’ sorusunu sormasını önemsiyorum.HEVA, yalnızca bir bireysel dram değil; aynı zamanda insanın yaradılışına uygun yaşamadığında karşılaştığı ruhsal ve toplumsal çöküşü de ele alıyor. Attığımız adımları düşünerek, sadece bugünü değil yarını da hesaba katarak yaşamak gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çünkü fıtrata uygun yaşamak hem bu dünyada hem de öte dünyada huzurun anahtarı” ifadelerini kullanıyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Filmdeki karakterlerin yaşadığı ‘derin yaralar’ ve ‘sessiz direnişler’ üzerinden izleyiciye vermek istediğim en güçlü mesaj, bazı acıların en çok sessizlikte yankı bulduğudur. HEVA’nın en güçlü yönlerinden biri ve ödül almamızda da etkili olan şiddeti doğrudan göstermeden, onun ruhsal ve duygusal etkilerini derinlemesine hissettirebilmesi.”

Bir kadın olarak da bu hikâyeye yaklaştım

Kadına yönelik şiddet ve içsel direniş gibi ağır temaları ele almanın hem duygusal hem de zihinsel olarak oldukça yoğun bir süreç olduğunu söyleyen Sünbül, “Bu mesele sadece toplumsal değil, aynı zamanda insanın iç dünyasına dokunan bir yara. Ben bu filmi yaparken sadece bir yönetmen ya da senarist olarak değil, bir kadın olarak da bu hikâyeye yaklaştım. O yüzden yazarken de sahneleri önce kalbimle yaşadım” diyor. İçsel direnişin sessiz ama çok güçlü bir tarafı olduğunu da dile getiren Sünbül, “Bazen bir kadının susarak ayakta kalması, çığlık atmaktan daha sarsıcı olabiliyor. Bu filmi geliştirirken, görünmeyeni görünür kılmak, bastırılanı yüzeye çıkarmak ve tüm bu duyguları sade ama çarpıcı bir sinema diliyle anlatmak istedim. Zihinsel olarak da sürekli bir denge arayışı içindeydim. Gerçeklikten kopmadan, ama estetik bir mesafe ile yaklaşmak gerekiyordu. Bu süreçte kendi içime de çokça döndüm; yaşadıklarımı, tanıklıklarımı, sustuklarımı düşündüm. Kısacası bu film hem kişisel hem de kolektif bir yüzleşmenin hikâyesi oldu benim için” açıklamasını yapıyor.

Yapımcılar tarafından samimiyetle sahiplenildi

HEVA projesini geliştirirken, anlatının evrenselliği ve sinema dilinin güçlü görselliği nedeniyle uluslararası ortak yapım modeline çok önem verdiklerini dile getiren Nuray Kayacan Sünbül, “Başından itibaren projenin sadece yerel değil, küresel bir bağlama da hitap edebileceğine inandım. Bu nedenle Macaristan, Azerbaycan ve Bulgaristan’dan yapımcılarla iş birliği kurduk. Her birinin projeye kattığı perspektif çok değerliydi. Ama en çok sevindiren şey, HEVA’nın farklı kültürlerden yapımcılar tarafından samimiyetle sahiplenilmesi oldu. Filmin temasına duydukları güven ve katkı sağlama istekleri beni çok mutlu etti. Ayrıca Transilvanya Pitch Stop gibi uluslararası platformlarda kazandığımız ödül, bu iş birliklerinin ne kadar yerinde ve güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi. Ortak yapım süreci sadece finansal değil; aynı zamanda yaratıcı bir dayanışma zemini. Bu film, birlikte üretmenin ve ortak bir duyguda buluşmanın güzel bir örneği oldu” diyor.



#HEVA
#Aktüel
#Hayat