Yaşanacak olan büyük İstanbul depremi ile Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasıla'sının üçte birinin yok olma tehlikesi altında olduğunu ifade eden Kadıoğlu, ülke olarak nasıl zor bir sürecin bizi beklediğini şu şekilde anlattı: “Bizim ekonomimizin, sanayimizin kalbi Marmara Bölgesi civarında. Bir kere ekonomik olarak büyük bir yıkım yaşayacağız. Depremin beraberinde getirdiği bir kaos ortamı oluşacak. Bu kaos ortamında uluslararası kurumlar kuruluşlar, birçok ülke kendi vatandaşını korumak için olaya müdahil olmak isteyecek.
Arama kurtarma yapıyorum diye ortalıkta dolaşanlar olacak. Çok büyük bir kent ve her sokağa, mahalleye, binaya müdahale etmek çok uzun zaman alacak.
Deprem yıkmadan hasarlı binaları bizim yıkmamız gerektiğine inanan Kadıoğlu, “İstanbul, Marmara bölgesinde bulunan ve kırılmasını beklediğimiz bir fayın tehlikesi altında. Bu tehlikede öyle az buz bir tehlike değil. Sosyo-ekonomik ve güvenlik bakımından çok büyük riskler oluşturuyor. Bunun üstesinden ancak seferberlikle gelebiliriz. Günübirlik çalışmalar ya da politikalar ile yapılacak bir şey değil. Şu an satılmayı bekleyen ve hasarlı olduğunu bildiğimiz evler. İlk adım olarak bence bu iki yapıları takas etmeliyiz. Böylece İstanbul’da seyrekleşme artacak ve yeşil alan artacaktır.” ifadelerini kullandı.
Afet yönetiminde en kötü senaryoya göre hareket etmemiz gerekiyor. 2009 yılında İBB’nn yapmış olduğu bir senaryo var. Bu en kötü olarak bir fayın boydan boya kırılmasına göre. 34 bin ağır hasarlı bina öngörülmüş orada. Bu senaryoya göre 34 bin tane 20 kişilik arama kurtarma ekibine ihtiyacımız var. Afeti böyle önümüze koyduğumuzda yönetilemez olduğunu görüyoruz. 34 bin tane 20 kişilik arama kurtarma ekibi dünyada yok. Bu ekibi bulsanız bile ölenleri geri getiremezsiniz. Yani bizim 34 bin binayı 34 binaya indirmemiz lazım.
Afet yönetme çadır kurma, yemek dağıtma değil. Afet yönetiminin esas kalbi afetten önce riski azaltmaktır. Kriz yönetimi mantığından risk yönetimine geçmemiz gerekiyor. Türkiye’de afet yönetimi yanlış anlaşılıyor. İnsanlar arama kurtarma ekibi sanıyor afet yönetimini. Aslında afet yönetiminde arama kurtarma ekibine ihtiyaç kalmaması gerekiyor. Önemli olan binanın yıkılmaması. Binanın altından insan kurtarmak marifet değil. Marifet binaların enkaz altında kalmamasını sağlamak.”