Kültür Ocağı Vakfı (KOCAV) İstanbul Üniversitesi’nin katkısıyla düzenlenen “2. Uluslararası Süleymaniye Sempozyumu”nda “Kapalıçarşı” konuşuldu. İki gün süren programda Kapalıçarşı’nın dünden bugüne yaşadığı değişimler, tüm yönleriyle ele alındı. Sempozyumun ilk gününde çarşının ticari ve ekonomik boyutu değerlendirilirken, ikinci günde onarımları, kültür dünyasındaki etkisi masaya yatırıldı. Ticaret merkezi olduğu kadar kültürel bir mekân da olan Kapalıçarşı, tarihi bir yapı olması dolayısıyla birçok edebi esere de konu oldu. Sadece metinlerde değil sinemada da tercih edilen mekân, kültür ve sanat dünyasına ilham olmaya devam ediyor.
Sempozyumun ikinci gününde Kapalıçarşı kültürel olarak ele alındı. Şiir, roman ve filmlerde çarşının nasıl kullanıldığı, geçmişle kıyası üzerine konuşuldu. Çarşıyı şehirden ayrı düşünmeyen yazarlardan söz eden Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Ulutaş, “Orhan Veli, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan’ın Şiirinde Kapalıçarşı” yı anlattı. Kapalıçarşı’nın edebiyatla ilgisinin Evliya Çelebi ile başladığını belirten Ulutaş, Yeni Şafak’a şunları söyledi: “Orhan Veli’nin şiirinde Kapalıçarşı gizemin yeridir. Ece Ayhan ise sözlerle oynuyor, İstanbul’un sosyal kültürel hayatına göndermeler yapıyor. Sezai Karakoç’un ise Kapalıçarşı’ya Müslümanca bakışı vardır. Türk kültür değerlerinin yaşadığı kutsal bir mekan olarak anlatır Karakoç, Kapalıçarşı’yı. Edip Cansever 30 yıl burada çalışmasına rağmen şiirlerinde bunu kullanmamış.”
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ali Sait Yağar ise günümüz yazarlarının Kapalıçarşı’ya bakışını değerlendirdi. Yağar, mekânın yazarlara ilham olduğundan bahsederek, “Kapalıçarşı Cumhuriyet’ten günümüze, yazarların ele aldığı bir mekân. Peyami Safa, Orhan Pamuk, Tarık Buğra, Kemal Tahir gibi edebiyatımızın önde gelen isimleri eserlerinde mekân olarak tercih etmiş. Oturumumda, Fuat Sevimbay’ın ‘Kapalıçarşı’ romanında ele aldığı çarşının kuruluşundan bugüne; yazılı olmayan kuralları, büyülü dünyası, çeşitliliği ve zenginlikleri göstermeye çalıştım” ifadelerini kullandı.
Aksiyon filmlerinde hayatın dinamikliğini ve doğal unsurlarını göstermek için tercih edilen çarşı, bugüne kadar birçok büyük yapımda kullanıldı. “Altın Yumruk İstanbul’da”, “James Bond”, “Argo” gibi filmlere sahne olan Kapalıçarşı, ortaya koyduğu tarihi görüntüyle görsel bir şölen çıkarmasının yanı sıra mekâna ilgiyi de artırıyor. Sunumunda, Hollywood’da Kapalıçarşı’nın sinema-tografisine değinen İstanbul Rumeli Üniversi-tesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Bahar Atmaca Demir, “Kapalıçarşı’nın renkli, ışıl ışıl dükkanları; gerçekçi bir ortam yansıttığı için tercih ediliyor. Kalabalığın yanı sıra Sahaflar Çarşısı, İstanbul Üniversitesi, Beyazıt Meydanı, Yere-batan Sarnıcı gibi simgesel yapılar da tercih ediliyor. Bu sayede kuşaklar boyu Kapalıçarşı ve Tarihi Yarımada tanıtılıyor. Bu sahnelerde Türklerin görev alması ise Türk sinema endüstrisine de katkı sağlıyor” dedi.